Yüzüncü Yılında 2 Nisan
Dr. Mine Kılavuz Ongün
Mevsim bahardır,doğa canlanmaya yüz tutmuş,yağmurlar da bereketiyle gelmiştir Nisan'da ..Sanki hem baharı, hem de kurtuluş gününü müjdeler gibi, her gün bir sürprizle doludur tabiat. O yüzden de Nisan, Van'da bir başka güzeldir.
2 Nisanlarda kurtuluş gününün bayram coşkusunu yaşamak için bin hevesle, erkenden tören alanına gider, gösterileri beklerdik. Düşmanı bozguna uğratan askerler bir de esir kızı kurtarma sahnesini canlandırınca, hepimiz nefesimizi tutar, onları izler ve alkışlardık. Ardından geçen süvariler, sonra bando takımı göğsümüzü kabartırdı. Hâsılı 2 Nisan törenleri bir başka olur, bir başka coşkuyla kutlanırdı.
Tarihe merak saranlar okudukça ve büyüklerden dinledikçe görürler ki,Nisan'ın 2'sini kutlu kılan sebepler ,çok ve hazindir aslında:
Dünya Savaşı sonunda Anadolu viraneye çevrilmiş, vatan toprakları parsellenmişken, Van'da bu mezalimden payını almış, kötü günler yaşamıştır. 1915' te Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Aziziye'de olduğu gibi, Zeve sırtlarında da şehit olan ecdadımız vardır.2 Nisan, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen ve milli mücadelemizin zafer müjdeleri halkasından biri olan kutlu bir gündür. Van'ın ve Vanlının Rus emperyalizmi ve Ermeni işgalinden kurtuluşunun yıldönümü; büyük bir inanç,azim ve fedakarlığın eseridir.
Bu güzel günü kutlamamız için başka sebeplerimiz de olmalıdır:
Birçok halkın yıllardır bir arada yaşadığı, bazen akrabalık bağları ile bağlandığı,acıyı tatlıyı paylaştığı bu güzel topraklar, "Dünyada Van,ahrette iman" dedirtmemiş midir bize?
Köklü bir kültüre, sağlam geleneklere, tarihi ve doğal zenginliklere, harika bir coğrafyaya, bir o kadar da güzel insanlara sahip değil midir?
Gölü seyre dalarken doğan ve batan güneşin manzarasına hangimiz âşık olmamıştır?
Van'a gelirken "hadi yaklaştınız" dercesine, tüm ihtişamıyla görünen, güzelliği karşısında gururlandıran ve burnumuzun direğini sızlatan göllerin kraliçesi değil midir Vangölü?
Taziyelerde, düğünlerde, yemeklerde, bayramlardaki birliktelik, dostça paylaşımlar hangimizi mutlu kılmaz?
Depremin yaralarını sararken hangimizin yüreği sızlamadı?
Kilometrelerce uzakta, ansızın gördüğümüz arabanın plakasının yarattığı duygular hepimizde aynı değil midir?
Bu duyguları yaşamak, özlemle anmak güzeldir de memleketi sevmenin en güzel yolu, taş üstüne taş koymaktır, bir ağaç dikmektir, yani bir eser bırakmaktır:
Bir şiir yazmaktır Ümran Öztürk gibi; sorunları dile getirmektir ,Van adını duyurmaktır İkram Kali gibi; Kültür, Sanat ve toplumsal alanlara dokunmaktır Murat Oto gibi; kültür elçisi olmaktır Fevzi Leventoğlu gibi; Van'a hizmet etmektir Ferit Melen gibi,Tayyar Dabbaoğlu gibi,Dr.Süheyla Dabbaoğlu gibi; yıllar önce atandığı Gevaş ve Edremit Sağlık Ocaklarını kısıtlı imkanlarla reformize eden Dr.Kenan Ongün gibi; eğitimciliği ve katkılarıyla efsane olmaktır Servet Aydınoğlu gibi; Şahin Akçap gibi kültüre edebiyata önem vermek, Vangölü hikayeleri ile yeniden can vermektir Tamara'ya,Memo'ya,Fırtına Kanatlılara; toplumsal meseleleri sahiplenmektir Nihat Işık gibi; Van geleneklerini,kültürünü,yemeklerini fırsat bulduğu her yerde tanıtmaktır Nuran Demirhan ve Mavi Fularlılar gibi; Erik Değdirenleri bir araya getirmeye çabalamaktır Azmi İlvan gibi; beste ve güftelerinde yaşatmaktır Hasan Cemil Şensever gibi; Vanlı olmadığı halde Van'ın her zerresini yüreğinde yaşatmaktır Yalçın Ünver gibi; bulundukları şehirde 2 Nisan 2017'de yüzlerce Vanlı ve Van Dostlarını bir araya getiren Remzi Dede,Gülten Ödemiş,Veysel Bucak,Oya Timuroğlu Boysan gibi…Ve daha birçok sessiz kalan ama yüreğini ,emeğini esirgemeyen niceleri gibi olmaktır. Yani yüreğini ortaya koymaktır, yani elini taşın altına koymaktır.
2 Nisan 2018, kurtuluşun 100.yıl dönümü. Kurtuluşu asırlık, ama medeniyeti binlerce yıllık Van'ımızın günü. Coşkuyu hak eden bu özel gün, Türkiye'nin ve dünyanın neresinde olunursa olunsun, beraberlik mesajları verilerek kutlansın. Vanlı olsun olmasın Van Dostları bir araya gelsin, ortak duygularda buluşsunlar. Bu şölen geleneksel hale gelsin. Dünya Vanlılar Günü bir kase Ayran Aşının, veya Van Pastasının tadıyla şereflensin sofralar. Vangölü'nün serinliğinde, Leylak Ağaçlarının gölgesindeymiş gibi…