Cem Altaylı

Vefasiz Üçlü Sigara, İçki, Kumar

Cem Altaylı

SIGARA, dünyada ve ülkemizde icat edildiğinden beri en çok tüketilen bağımlısı olan para harcanan tiryakisi için ekmekten öncelikli olan, bir çok öldürücü hastalığın temel sebebi ve bünyesinde onlarca zehiri barındıran bir keyf aracı olma özelliğini sahip yegane aksesuardır. Kimi tiryaki büyüklerden görüp taklitle sigaraya başlar, kimi merak eder, kimi arkadaş teşvikiyle başlar ve bir başladımı artık vazgeçemez yada efkarını bahane eder bir sigara yakar, kimi sevincine ortak eder veya sigara onu bırakır yada ölene kadar içer. Aklını kunlanıp sigarayı bırakan ise pek azdır.İşin esası sigara bırakılmaz, içmeye ara verilir ve bir bahane ile yine başlanır dumanı tüttürmeye. Ülkemizde sigara yasağının başarılı olmasının tek nedeni içeninde içmeyeninde sigara rahatsızlığının had safaya gelmiş olmasıdır. Toplu taşıma araçlarında, kapalı mekanlarda, evde, iş yerinde, külüpte, barda, lokantada, vesselam açık havada bile içilen sigaralar artık içeni de içmeyeni de o kadar bıktırmıştı ki sigara yasağına herkes balıklama atladı ama çok güzel oldu.Temele sormuşlar en sevdiğin iki şey nedir ? Temel cevap vermiş, cigaramın ilk nefesi ile kaynanamın son nefesi. KUMAR, yer yüzünde ocakları söndüren, yuvaları dağıtan, malın mülkün servetin ortasına incir ağacı diktiren, her çağın vebası bir illettir. Zengininde, fakirinde müptelası olduğu, oynayanında oyun için mekan yapıp oynatanında hayır görmediği, iflah olmadığı bir hastalıktır. Ülkemizde kumarhaneler kapatılmış ama kumarcı yurt dışına çıkmış. Kimisi Fransa, kimisi Amerika, kimisi Kıbrısa son zamanlarda Batuma giderek bu egolarını tatminden vazgeçmemişlerdir. Karadenizde bir zamanlar insanlar elindekini avucundakini nataşalara yedirmişler, şimdide eline geçen paraları Batum'daki makinelere yedirmeye devam etmektedirler. Ne kadar yasaklanırsa yasaklansın, kumarcı bir yolunu bulup mutlaka oyun oynayacaktır.1980 sonrası Diyarbakır'da görev yapan bir yetkili kahvehane, külüplerde kumarı yasaklamış ve bu işin sıkı takipcisi olmuştu. Sık sık bu yerlere baskın yapıp kumar oynatan ve oynayanlara göz açtırmamaktadır.Bir gün kulübun birinde kumar oynatılıyor ihbarı yapılmış, hemen adı verilen yerlere baskın yapmışlar fakat tüm aramalara rağmen hiç bir kumar aletine raslanmamış fakat bazı masalarda o oturan insanların önünde kesme şeker olduğu memurlardan birinin dikkatini çekmiş, sebebini sorunca mekan sahibi ceza kesmezseniz söylerim demiş. Gerekli söz verilince, beyim kumar bir hastalıktır, bu illete alışan kolay kolay terk edemez. Siz kumarı yasak edince insanlar bir şekilde yine oynamanın bir şeklini buluyorlar, masada gördüğünüz şekerler kumar aracıdır, havada uçan sinek kimin şekerine konarsa bütün parayı o kişi kazanıyor demiş. Sözün özü yasakla bir şeyin önüne zor geçilir ancak insanlar zararına kanaat getirip vazgececek. İÇKİ, yasağınada toplum sahip çıkmadıkça isterseniz adamlar yargılansın içen yine bir yolunu bulup içecektir. İran, Arap ülkeleleri yasağa rağmen ençok içkinin her türlüsünün tüketildiği yerler olmaya devam etmektedir. Şimdilerde ülkemizde içki için getirilen önlemler çok akılcıdır. Kamuya açık alanlarda içip içip etrafı rahatsız edenler hiç kimse tarafından hoş karşılanmamaktadır. Herkesin içtiği meyhanelerde adabında içebilen içkiyi muhabetle içebilen, ayıkkende sarhoşkende kendini kaybetmeyenlere kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur ama çoluk çocuk, ailece gittiğiniz bir piknik alanında içip içip etrafa salyalarını bulaştıran sonrada arabasına binip yolda günahsız insanları katledenlerin savunacak hiç bir tarafları yoktur. Bazıları diyorki her koyun kendi bacağından asılır kime ne. Kalabalık bir yere bir koyunu kesip kendi bacağından asın görelim 3 gün sonra kilometrelerce uzaktan bile cendek kokusu insanları rahatsız etmezse nederseniz deyin. Tüm bireyler yaptıkları her hareketten önce yaradana sonra kendisine ailesine ve topluma karşı sorumludurlar. Yönetenler bu sorumluluklarını bilerek yasaklarıda özgürlükleride abartmadan yaşar ve yaşatırsalar işte gerçek demokrasi budur diyebiliriz.Satırlarıma gerçek rakıcıların şiiri ile son veriyorum. Rakıname İçmesini bilene Zev kü sefadır rakı İçmeyi bilmeyene Cevr -ü cefadır rakı Bir münasip miktarı Muhabet anahtarı Kaçırırsan ayarı Cana ezadır rakı Ne dert kalır ne keder İçeni mesud eder İçebilirsen eğer Ruha ciladır rakı Hamsan ona yanaşma Arifsen ondan şaşma İç ama haddini aşma Ferah fezadır rakı Beyaz peynir domates Yanına bir kavun kes Çiğ köfteyle ne enfes Bir iptiladır rakı Gönül dargınlarına Vefa kırgınlarına Hayat yorgunlarına Haza devadır rakı Eşşek içince zırlar Köpek içince hırlar Kedi içince tırmalar İNSANLARADIR rakı Had bilmesen eğerki Öyle rusva ederki Başa beladır rakı Hoşcakalın.

Yazarın Diğer Yazıları