İkram Kali

Koronavirüs günlerinde Ramazan Bayramı

İkram Kali

Koronavirüs hastalığı (COVID-19) yaşamın her alanında olumsuz etkilerini sürdürmeye devam ediyor. Ekonomiyi, kültürü, sosyal hayatı, inançları, ibadetleri, gelenekleri, görenekleri etkileyen koronavirüs salgını milli bayramlar gibi yılın ilk dini bayramını olan Ramazan Bayramı sevincini de vurdu. Bayram alışılmadık şartlarda kutlandı, daha doğrusu kutlanmaya çalışıldı. 

Acayip görüntüler ortaya çıktı.

İlk kez "Bayram günlerini tatile dönüştürmeyin bayramı kültürüyle evinizde yaşayın"  çağrısı yapan çıkmadı.

Bayram günlerini tatil fırsatına dönüştürerek il dışına çıkma planı yapanlar olmadı. Yollarda trafik kazaları yaşanmayınca kimse hayatını kaybetmedi. Bayram nedeniyle yolları kan gölüne çeviren trafik terörü bile koronaya yenik düştü. Bu bayram yollarda can kaybı sıfır.

Bayram alışverişleri ülkemiz insanı için ihtiyaçtan öteye yaşanması gereken kültür, heyecan  olduğundan hepimiz az veya çok alışveriş yaparak bayram heyecanını yaşamaya çalıştık. Sosyal mesafe, temas ve kalabalıklardan uzak durma uyarılarına rağmen arife günü risk alarak temel gıda maddeleri başta olmak üzere kasap ve manav alışverişinin yanı sıra çerez, tatlı bayram alışverişinin olmazsa olmazı kahve, çikolata, şekerleme gibi ürünlerin alışverişleri yapıldı. Kimilerince giysi, ev eşyası farklı şeylerde alındı.

Pandemi nedeniyle alınan tedbirler kapsamında herkes evinde zorunlu kalınca bayram eksik, tatsız, heyecansız geçti.

Hava alanlarında, gümrük kapılarında, tren garlarında ve otogarlarda bayram yoğunlukları yaşanmadı. Uçaklar, trenler kalkmadı, otobüsler yol almadı.  Gelen giden olmayınca taksiler kontak kapattı. Berberler, kuaförler açık olmasına rağmen koronavirüs korkusundan bekledikleri müşteriyi göremedi. Terzilere, konfeksiyonculara hiç iş düşmedi.

Bayram ziyaretleri olamayacağı bilinmesine rağmen kadınların çoğu geleneksel bayram temizliğinden vazgeçmedi. Perdeden halıya, pencereden kapıya, tabandan tavana genel temizlik yapılarak bayrama girildi. Sanki gelenler olabilir umuduyla şekerlikler dolduruldu, baklavalar açıldı, üzüm aşı yapıldı. Herkes yaptığını kendisi tüketti.

Bayram namazı için tan yeri ağarmadan sokaklara çıkanlar bu kez yoktu. Minarelerinden sala sesleri yükseldi. Lakin cemaat halinde namaz kılmak korona nedeniyle yasaklandığından bayram namazı kılınamadı. Bayram namazı sonrası yakınlarının, sevdiklerinin mezarlarını ziyaret edenler, dua okuyanlar, yakınlarına gözyaşı dökenler, mezarları sulayanlar, mezarlık girişinde hayrına lokum, bisküvi, çikolata, şeker dağıtanlar bu kez yoktu. Renkli görüntüler eski bayramlarda kalmıştı

Bayram sabahı evlerde hazırlanan kahvaltı sofralarının telaşı yaşanmadı. Mezarlık ziyareti sonrası keyifle yapılan kahvaltılar da sürpriz misafirleri de olmadı. Geniş aile fertleri aile büyüğünün evinde bayramlaşmak için bir araya gelinemedi. Komşunun, akrabanın, eş dostun bayram ziyareti yapılamadı. 

Kalbi kırık, acısı olan, hastası bulunan hatırlı/özellikli olanlara ve ileri yaştaki büyüklere gönül almaya gidilemedi. Küçükler büyüklerin ellerinden, büyükler küçüklerin gözlerinkinden öpemedi. Cezaevleri, huzurevleri, çocuk yurtları, hastaneler ziyaretçisiz kaldı

Gözler ve gönüller kapılarda kaldı.

Karantina günlerinde geçen bayramdan en fazla çocuklar etkilendi. Bayram harçlığı biriktirme, gülüp oynama, sinemaya gitme, arkadaşlarıyla buluşma heyecanı yaşayamadı çocuklar. Planladıkları kadar harçlık toplayamayan çocukların Gelen hesapları alt üst oldu.

Ancak herkesin haberi olsun.

Çocuklar alacakları harçlıklarını tahsil ettiler veya edilecekler.  Vay koronaydı, vay gelmedin, yok unuttum sakın demeyin. Harçlıkları ya gönderin veya teslim etmek üzere emanete alın.  Korona  çocukların harçlığını kesmek için mücbir sebep sayılmıyor benden söylemesi.

Bayramların doğal çiçekleri, neşesi, kokusu, rengi çocuklar; taranmış saçları, şık giysileri ve gülen yüzleriyle kapıları çalarak bereket, sevgi saçamadı. Çocukların mutluluğundan, mutlu olmak başka bayramlara kaldı.

Bu bayram duygu fırtınası yaşadı herkes.

Hüzün, burukluk, sevinç iç içe geçti.

Deniliyor ki, " Bayram ziyaretinde bulunamıyoruz diye kimse yakınmasın. Zaten bayramlaşma, ziyaret pek yapılmıyordu. Bayram günleri tatile dönüşmüştü. Şimdi koşullar eşitlendi. Herkes evinde"

Olmaz denilen bu raya sığmayacak kadar değişimler oldu.

Korona salgınıyla birlikte bayram  kutlaması da  dijitalleşti.

Telefon, bilgisayar, şifreler, televizyon, mesajlar, yeni nesil görüntülü toplu görüşmeler hayatımızda belirleyici ve yönlendirici oldu. Telefon açarak, mesaj göndererek bayramlaşma mı olur diyenler yanıldı.

Büyükten küçüğe herkes telefonla konuşup, mesaj yazarak, sosyal medyadan paylaşımda bulunarak kutlama yapmak zorunda kladı. 2011 Van depremi ve 2019 İstanbul depreminde telefon şebekeleri çökmüştü. Ülke genelinde herkes telefonla bayramlaşmak zorunda kalınca telefon şebekeleri yoğunluktan bir kez daha kitlendi. Diğer ifadeyle GSM operatörleri sınıfta kalınca haklarında soruşturma açıldı.

Evlerinden çıkan 65 yaş üstü kuşak bayramın ilk günü nefes almaya çalıştı. Bayram, ev, sokak, park arasına sıkışan ileri yaştaki kuşaklar kendilerini yarı açık hapiste htiğinden bayramda da pek mutlu olamadı.

Korona hayatımıza, ekonomiye, kültürümüze, geleneklerimize göreneklerimize, geleceğimize, sosyal yapımıza kastediyor. Korona bahanesiyle dünyaya ayar vermek isteyen güçlerce sanki bir it oyunu oynanıyor. Canımızı sıkan, hayallerimizi erteleten korona sürecinin Kurban Bayramı'nda sona ereceği şimdilik şüpheli görünüyor.

 

 

Erek Dağı ne karlar gördü

Türkülere, manilere konu olan Erek Dağı Van şehir merkezinin doğu tarafında muhteşem görüntüsüyle yer alır. Van şehir merkezinin şekillendiği düzlük Van Ovası ise Erek Dağı ile Van Gölü arasında yer almaktadır.

Vanlılar kışın gelişini 7 dağa bir bağa deyimi ile beklerler. Bugün de öyledir. Kar 7 defa Erek dağına, bir kez eskiden bağlık bahçelik olan şehir merkezine yağdığında kış mevsimine girilmiş olur. Baharın gelişiyle birlikte Erek dağının karları erir, çiçekler açar ve yaz mevsimi gelir. Metrelerce karlar gören Erek Dağı her kışı atlatır durur.

Bizlerde zor günlerden geçiyoruz. 

Diyorum ki, ülkemiz, memleketimiz insanlarımız ne acılar, ne zor günler gördü. Koronavirüs belası da çekip gidecek, güneş yeniden doğacak yaşam tüm coşkusuyla kaldığı yerden devam edecek.

Az kaldı.

 

 

Çin hariç

Bayramlaşma mesajları koronavirüs salgınına uygun paylaşıldı.

Koronasız, kısıtlamasız umut dolu bayram dilekleri ağırlıktaydı.  Sevdiklerimizden ayrı kaldığımız bayram vurgusu da bir hayli fazlaydı. 

İlgimi çeken bir mesaj oldu.

Paylaşımcı mesajında " Çin hariç, herkesin bayramı kutlu olsun" diyordu.

Haksız da değil.

Çin korona belasını dünyanın başına sardı kendisi köşesine çekildi.

 

 

Karantinada Van Belgeseli

Korona günlerinde doğa kendisini arınarak yeniliyor. Gökyüzü daha parlak, yeşil daha yeşil. Yasaklı günlerde insanlar evlerine çekilip, iş yerleri kapanıp, ulaşım durunca şehirlerden farklı görüntüler yansıyor. Şehirler sessizlikte adeta dinleniyor.

Van dinlenen şehirlerden biridir.

İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sinan Aslan'a şehir merkezinin drone ile havadan ve yerden video ve fotoğraf çekimlerinin yapılarak belgeseli hazırlansın.  Belgeselin ve görüntülerin kent hafızasına, kültürümüze ve belediye çalışmalarına önemli katkı sağlayacağını söyledim.

Önerinin hayata geçmesini beklerken Kanal 360 televizyonu ekranında "Karantinada İstanbul Belgeseli" bölümler halinde ekranlara geldi.  Belgeselde insanların olmadığı semtler, camiler, kiliseler yalılar, saraylar, caddeler, hanlar, köprüler, boğaz havadan ve yerden gece gündüz görüntüleriyle anlatıldı. Kalabalıkların, araçların olmadığı İstanbul belgeselini aklın yolu, vizyon sahibi olmak budur diyerek izledim.

Belki asırlar boyunca şehirlerde bu denli insansız günler bir daha yaşanmayacak.

Birçok belediye, üniversite ve valilik bu özel günleri fırsat bilerek video ve fotoğraf çekimleri yaparak değerli arşiv oluşturdu.

Van'da neden olmasın?

Yazarın Diğer Yazıları