Vedat Yazıcı

Fenerbahçe'nin Son Dakikaları

Vedat Yazıcı

Üzülüyoruz.Acı bir his içimizi kemiriyor. Derin hüzünlere kapılıyoruz. Her an her şey değişecek hissi. Her yıl Mayıs aylarında böyle oluyoruz. Son6-7senedir. Azıcıkümitleniyorsunuz. Yüzüpyüzüp kuyruğuna geliyorsunuz. Son bir hamle, son bir şans sizi belkide bütün hüznünüzü bütün sıkıntılarınızı alıp götürecek. Ama olmuyor olmuyor. Hep son ana kadar bekleyip ve sonunda kaybetmek.
2005-2006 sezonu. Önce 30.hafta Vestel Manisaspor ile oynanan olaylı ve provokasyonlu maç. 5-3 kaybedilen maç. Ardından son hafta maçı, Denizlide oynanıyor.Fenerbahçe son maçına çıkıyor.Yense şampiyon olacak.Bütün taraftarların gözü sadece tek bir golde.  Bekleyişin sonu hüsran.Bir takım provokasyonlarla maç maalesef 1-1 sonuçlanıp, şampiyonluğu ezeli rakibine kaptırıyor.Maçın ardından takip eden olaylar zinciri…
2009-2010 sezonu yer Kadıköy. Maç Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında oynanıyor.Fenerbahçe yine son maçına çıkıyor. Yense şampiyon olacak. Yine tedirgin bekleyiş.Yine yürekler ağızda.Tırnaklar yeniyor.Saç baş yolunuyor birçok pozisyonda.Tek bir gol atılsa.Bütün Kadıköy ve birçok ildeki Fenerbahçeli sokaklara dökülecek.Yine başka bir oyun.Yine talihsiz bir hata.Yanlış anons.Önce ufak bir sevinç ardından yine hüsran…
Ardından 3 Temmuz süreci başlıyor.Hepimizce malum süreç.Ağır travmalar üzerinizde koca kulüp ince ince doğranıyor.Yüzlerce gazeteci köşe yazarı ince seneryolar çizip kulüp üzerinden ince oyunlar oynuyor.Taraftar olarak olanları anlayamıyorsunuz.Bütün isteğiniz çubuklu formalı futbolcuların elinde kupa görmek.Kulüp ağır travmalar altında eziliyor.Bir an tamamen yok olup gidecek bir daha da tuttuğunuz takım kalmayacak sandığınız döneme giriyorsunuz.Süreç ile ilgili fazlaca yorum yazacak değilim.Sayfalar dolusu yazmak lazım.Bu sezonun ardından şampiyonluk düğümü dönüp dolaşıp yine son maça kilitleniyor.Tarih 12 Mayıs 2012 Yer Kadıköy.Hem de yıllardır yenilmediğiniz rakibe karşı oynuyorsunuz..Bu kez oldu diyorsunuz evet bu kez olacak. Hem de Kadıköy de ezeli rakibimizi  yenip onları hüzünlü göndereceğiz diyorsunuz.Yine bir gole mahkûm.Yine son vuruşa. Tek bir hamleye mahkum.Bir gol atılsa yani tek bir şut kaleye girse her şey bitecek.Milyonlar sokaklara dökülüp sevinçten naralar atacak. Çılgınlar gibi eğlenecek.Bütün kurtlarını dökecek. Onlarca totem yapıyorsunuz. Maçı seyretmemek için Televizyonu kapatıyorsunuz.Yâda çayı tek şeker değil de 2 şekerle içsem bu maçta gol olacak diyorsunuz.Her zamanki yoldan değil, maça dakikalar kala evin yolunu değişip diğer caddeden gidiyorsunuz. Aklınızda, galip geldiğiniz geçen maç geliyor.Aynı yoldan giderken kazanmıştık diye düşünüyorsunuz ve sürekli dua ediyorsunuz. Seyirci hazır bekleyiş içinde şampiyonluk turu için. sokaklara fırlayacak. Ama yine olmuyorolmuyor. Maçın ardından yine olaylar konuşuluyor. İçimizdeki o biriken sevinç düğüm olup kalıyor. Olmadıdiyorsunuz. Bu sene olmadı diyorsunuz. Vardır bir hayır diyorsunuz. Sabırla, inatla bir sonraki yılı bekliyorsunuz.
Yine teselliyi eski başarılarda arıyorsunuz. Ama bunun bir anlık kandırmaca ve rakiplere karşı ezik kalmama olduğunu en iyi siz biliyorsunuz.Belki de milyonlarca çocuk milyonlarca taze yürek bu son dakikaların ardından travmalar geçiriyorlar.Hayalleri yıkılıyor, yeniden umutları sönüyor.Duaların ardından inanç sektesine uğruyorlar.Tamamen her şey bitti sanıyorsunuz.Futbolu dünyanızdan uzaklaştırmak istiyor gereksiz bir uğraş olduğunu düşünüyorsunuz.Ama çubuklu izin vermiyor.İnceden inceye içinizi kemirip kendini gösteriyor.Başarıyı saklaya saklaya gerçekleştiriyor.Bir bakıyorsunuz UEFA Avrupa Ligi Finaline gitmek için sadece ama sadece tek bir maç ve yine tek bir gole ihtiyaç duyuyorsunuz.Artık zamanı geldi.Son dakikaların bütün hıncını çıkarmanın zamanı.
2 Mayıs 2013 Stad,Estadio da LuzStadı.Milyonlar formaları giymiş heyecanlı bekleyiş içinde. Hani son saniyede Sow'un yada Kuyt'ın tek bir şutu sizi o ana kadar yaşadığınız bütün sıkıntılardan alı koyup futbol cennetinin içine koyacak ama maalesef yine olmuyor.Yine kalbiniz küt küt atıyor.Heyecandan ecel terleri döküyorsunuz.Oda oda geziyorsunuz maçın son anlarında.Belki yan odaya geçersem içeriden Ercan Taner'in "Gollllllll" sesini duyarım diye umut ediyorsunuz.Ama yine olmuyor Fenerbahçe'm olmuyor.Bu kez daha ağır travma oluyor.Daha derin.Daha zor.Atlatmak daha güç.Yine başımız dik ama yüreklerimiz hüzün içinde.Olmadı diyorsunuz.Olmayınca olmuyor.
Bir gün sabırla o günü bekliyoruz. Sabırla. Ne zaman? Sabır ediyoruz sadece… Ümidinizi yitirmiyorsunuz.Çünkü takımınızın büyüklüğü sizi bir gün farklı dünyalara götüreceğinden emin oluyorsunuz. Güzel olan yanının bu olduğunu anlıyorsunuz.Öncelikle Fenerbahçeliliğin sonrada sporun… Sevgi ile kalın…

Yazarın Diğer Yazıları