Şahin Akçap

Eğitimde rüzgâr ekmek

Şahin Akçap

Aklı başında ülkelerde yüzyıllık planlamaların içinde en başı eğitim ve sağlık çeker. Gelip geçen siyasi iktidarlar eğitime ve sağlık politikasına hayati önem verir. Çünkü alt yapıyı derinden sarsan bu iki olgu ulusların yazgılarını belirler. En küçük yanlış, işleyişe çomak sokmak ya da çelme takmak bütünü sarsar, toplumsal depremlere yol açar.

Bizde siyasi iktidar değişimlerinde ise hedef eğitim olarak seçilir. Eğitimi tüm organlarıyla el geçirmek siyasi organizasyonun başındakiler için amaca giden yolun kapılarının sihirli anahtarı olarak görülür. Ve ne yazık ki ortaya çıkan sonuçta kazanım yoktur. Ayrışan kitleler derinden derine öfke biriktiren güce dönüşmeye başlar. Farklı düşünce akımları içinde öç duyguları törpülenir:

“Keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner.” Kinlenmesi ileride olası bir iktidar değişiminde:

“Sen bana bunları yapmıştın ben de sana yapacağım.” Restleşmesinde somutlaşır.

Uzun süredir planlanan okul müdürlerinin görevden alınmaları geçtiğimiz günlerde gerçekleşti.

Tam da TEOG öğrencilerinin yerleştirme sonuçları öğrencilere duyurulduğunda.

Tam da okulların açılmasına sayılı günler kaldığında.

Şimdi okullarda müdürler yok!

İzin kullanan ya da rapor alan ve yaratılan rüzgârı izlemeye çekilen müdürlerin ardından yerlerine yenileri görevlendirilecek.

Ne var ki okul müdürlerinin görevden alınmaları için seçilen zaman tam da okul müdürlerinin okullarında görev başında olmaları zamana denk getirildi.

Yani öğrenci kayıtları kesintisiz devam ederken…

Yani okullar yeni ders yılına hazırlanırken…

Yani ders programları, öğretmenlerin sınıf paylaşımları yapılacakken…

Okul müdürlerinin ardından müdür yardımcılarının da görevlerinden alınacakları düşünülürse varın siz şu anda okullardaki huzursuzluğu hayal edin ve yeni öğretim yılına sağlıklı bir başlangıcın nasıl yapılabileceğini düşünün.

Şu an topluma yansıyan ana fikir:

“Okul müdürlerinin değiştirilmesi siyasi amaçlı, kadrolaşma.” Olarak algılanıyor. Dolayısıyla öğrenci velileri de iyi seçilmeyen bir zamanlama içinde paniğe kapılıyor, ortaya çıkan belirsizlikten ciddi anlamda huzursuzluk yaşıyor.

Bu son gelişmeler üzerine eğitimci dostlarla da söyleşiyoruz.

“Eğitim üretim içindir.” Eksenine oturtulamayan eğitimimizin kanayan yaralarından söz ediyoruz.

Özgeçmişi başarılarla dolu olan emekli bir eğitimcimiz yaşananlara aynen şöyle bir tanı koyuyor:

“Bizim ülkemizde ne yazık ki eğitimdeki değişimler başarı grafiğini olumlu yönde etkileyemiyor. Tam tersi senin, benim eğitim görüşünün keskin hatlarını belirliyor. Siz öyle yapmıştınız bizde böyle yapacağız intikamcı yaklaşımı her siyasi iktidarın programında ne yazık ki acımasız bir silaha dönüştürülüyor.”

Ve son sözlerine şöyle bir nokta koyuyor:

“Eğitimde rüzgâr ekmenin ardından sadece fırtına çıkmaz. Çok daha beteri oluşur ki sistem ne olursa olsun büyük hasarlar yaşar ve eğitimde atılan adımlar geriye doğru atılan adımlara dönüşür.”

Elbette becerisi okulunun başarılarına yetmeyen okul idarecilerinin yerine liyakatine uygun idareciler atanabilir.

Elbette okul içinde birliği, diriliği yaratamayan idarecilerin yerine uygun özelliklerde idareciler görevlendirilebilinir.

Ama siz kalkıp on parmağında on marifeti olan, özverili, gayretli, okul içinde öğretmenlerinin ve velilerinin saygınlığını kazanmış idareciler yerine pespaye ya da siyasi amaç yüklenmiş idarecileri atarsanız gerçekten eğitime büyük zararlar verirsiniz ve gelecekte ortaya çıkan yıkımların ağır faturasını ödersiniz.

Dileğimiz yeni göreve atanacakların gidenleri aratmayacak performansa sahip olanlardan seçilmeleridir. Bunu da okulların başarı grafikleri ve zaman gösterecektir…

Dileğimiz eğitimde kayıp zaman yaşanmamasıdır…

Yazarın Diğer Yazıları