Veysel Selen

Depremle yaşamak

Veysel Selen

23 Ekim 2011 günü depremle sarsılmıştı Van. Televizyonda canlı izliyorduk. Bir Vanlı olarak kahrolmuştum. Yıkıntılar ve çok sayıda can kaybından söz ediliyordu. Telefon hatları çok yoğundu, kız kardeşime, akrabalarıma ulaşamıyordum. Tedirginliğim had safhadaydı. O günden bu yana 5 yıl geçti. Biz, bizler, halk acılardan kurtulamadık. Hem yöneticilerimiz, hem egemen güçler ve maalesef yukarıdaki hep bize yükleniyor, acıları bize çektiriyor.

Türkiye'nin deprem bölgeleri haritasında, Van ilinin önemli bölümü 1. derecede deprem bölgesi olarak gösterilir.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji bölümünden Yrd. Dç Dr. Onur Köse, Van Gölü'nün güneyinde aktif biçimde yükseltinin sürdüğünü dolayısıyla, Van'ın sürekli deprem etkisinde olacağını belirtiyor.

Vanlılar tüm Türkiye gibi, depremle yaşamaya alışmak zorundalar.

Vanlılar Ermeni zulmünden ve işgalinden kurtulduktan sonra dönemin zorlaması sonucu, Ermeni bağlarının olduğu ova üzerinde  yerleşti.

Bu yanlış tercih nedeniyle Van halkı depremde hep korku yaşadı.

20-7-1945 yılında meydana gelen ve 2000 konutun hasar gördüğü depremden o kadar korkmuştu ki, herkes bahçesinde evden uzak bir köşeye tahta barakalar yapmıştı.

1945'in Kasım ayında 1000 konutun hasar gördüğü depremde, bu barakalar sayesinde can kaybı olmadı.

Bu ahşap barakaların, bazı bahçelerde 1970'li yıllara kadar durduğunu bilirim.

Temmuz 1972'de ki depremde evlerin duvarları çatladı, çok kişi evlerine giremedi. Gelen çadırların, beklemekten yorulan halk tarafından, adeta nasıl talan edilircesine alındığını hatırlarım.

Aralık 1976 Muradiye depremi, 9.500'e yakın bina hasar gördü. 3.840 can kaybı vardı. Kışın soğuğu çok kişininde donmasına yol açtı.

Acı büyüktü. Devlet, halk hemen yetişti. Yabancı ülkeler bile yardım yağdırdı.

O kadar çok yardım malzemesi Van'a yığıldı ki, herkes bu gelen malzemelerle Van'ın yeniden kurulacağını düşündü. Ne oldu, nasıl oldu kimse bilmiyor Muradiye'nin yarası bile zor sarıldı. Tabi gelen malzemelerin yığınlar halinde başka yerlerde el değiştirdiği ise hep söylenti olarak kaldı. Her zamanki gibi.

Ova üzerinde kuruldu dediğimiz Van konutları, kerpiçten binalardı. Kamu binaları dışında mühendislik bilgisinden yoksundu.

Eski Ermeni ustalardan el alan ve depreme dayansın diye duvarları hatıllarla beslenen evler yapılmıyordu. Ustalık yoktu yapılarda.

Bir kaç usta vardı kerpiç evleri yapan. Parası yetmeyen onların kalfalarına yaptırırdı.

1980 sonrası o çılgın hormonlu büyüme sırasında yapılan çok katlı binalarda da pek mühendislik olmadığı ve deprem yönetmeliğine uyulmadığı 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremde ortaya çıktı.

7.2 büyüklüğündeki depremde, o kahredici depremde AFAD ekipleri Van Merkez, Erciş ve Edremit'te 147.622 konuttan, 36.200'nün ağır hasarlı olduğunu, 18.181'inin ise orta hasarlı olduğunu belirledi. 601' de can kaybı vardı.

9 Kasım da meydana gelen 2. sarsıntıda ise 25 bina yıkılmış 40 kişi kaybedilmişti.

Bu acıların bir daha yaşanmaması için belediyelere büyük görev düşüyor. Deprem yönetmeliğine uygunluğu denetlemek onların görevi.

Yazarın Diğer Yazıları