İdris Ortakaya

Cumhurbaşkanını Anlamamakta Direniyorlar

İdris Ortakaya

Devlet, Cumhurbaşkanından ibaret değildir. Tüm kurum ve kuruluşları ile bir bütündür. Devleti yönetenlerin yetki ve sorumlulukları açık ve net bir biçimde yazılı belgelerle belirlenmiştir.

Muhtarın görev, yetki ve sorumlulukları da bellidir. Cumhurbaşkanının görev, yetki ve sorumlulukları da…

Muhtarla Cumhurbaşkanı arasında kalan tüm kamu kurum ve kuruluşları da ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını, yetki ve sorumluluklarını nasıl kullanacaklarını bilmektedirler.

Valiler, Kaymakamlar, Emniyet müdürleri, İstihbarat müdürleri, Jandarma komutanları, Bakanlar, Bakanlık görevlileri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Hükümet, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Sayıştay, Yargıtay, Danıştay Anayasa Mahkemesi ve diğer kurum ve kuruluşlar bu bağlamda ilk aklımıza gelenler…

Cumhurbaşkanı bir yandan ülkeyi yönetirken bir yandan da devlet yöneticilerini eğitiyor.

Valilerle, Kaymakamlarla, Savcılarla, Hakimlerle, Emniyet Müdürleri ve Muhtarlarla sık sık toplantılar yaparak, onlara görev ve sorumluluklarını hatırlatırken bir nevi “eğitim semineri” veriyor ve bilgi aktarımında bulunuyor.

Buna rağmen istediği verimi aldığı kanaatinde değilim. İnsiyatif kullanma konusunda çekimser kalan bu görevliler ille de Cumhurbaşkanı talimat versin de yapalım, derdindeler…

Böyle bir bakış açısı, böyle bir mantık olamaz… Cumhurbaşkanımızın “TUZLUK GİBİ OTURMAYIN” eleştirisi bu yüzden…

Cumhurbaşkanı, Valiler ve Kaymakamlara hitabında, “amaçları dışında kullanılan Belediyelere ait araçlara el koyun” diyor…  

Cumhurbaşkanının böyle bir hatırlatma yapmasına gerek var mı? Bu zaten Vali ve Kaymakamların en acil ve en asli görevleri içinde değil midir?

Savcılara, “teröre bulaşmış Belediye ya da başka kamu kurumlarındaki görevliler hakkında soruşturma açınız” diyor….

Allahaşkına başka bir görevleri var mı savcıların.

 Demek ki bunlar yapılmıyorsa tuzluklar görevlerini ihmal ediyorlar.  

Bir de TBMM’ye bakalım, isterseniz! Türkiye Büyük Millet Meclisinde bekleyen 440 suç dosyası "Fezleke"  tozlu rafları süslendiriyor. Bu Fezlekeleri görünce demek ki savcılar görevlerini yapmışlardır, demekle yükümlüyüz…  O halde görevini yapmayan, ihmal eden MECLİS’dir. Meclis başkanı ne yapıyor? Neden görevinin gereğini yerine getirmiyor? Bu dosyalar neyi bekliyor?

Meclis de görevini yapmak için Cumhurbaşkanından talimat mı bekliyor.

Görünen odur ki kamu kurum ve kuruluşları içinde çöreklenmiş paralel yapının pisliklerinden henüz kurtulmuş değiliz. Devletin kılcal damarları içine kadar yerleşen bu mikropları temizlemek kolay bir iş de değildir.

Devlet bir taraftan kendi bünyesi içindeki mikroplardan kurtulmaya çalışarak devletin kurtuluş mücadelesini vermektedir. Diğer taraftan küresel haçlı şeytanlar ve onların yerli işbirlikçilerine karşı ulusal kurtuluş mücadelesini sürdürmektedir.  

Bu arada; ülkeye ihaneti ve ajanlığı, fikir özgürlüğü olarak değerlendiren Yüksek Mahkeme üyelerinin verdiği bu yanlış kararı kınıyor ve bu kararı veren üyelerin kamuoyu vicdanında mahkum edileceğine inandığımı da ifade etmek istiyorum.

Sonuç olarak söylemeye çalıştığımız şey şudur:

Devlette görev alan herkes, Muhtarından Cumhurbaşkanına kadar, görevinin gereğini yapmak zorundadırlar.

Cumhurbaşkanının talimatı doğrultusunda yapılan işlemler Cumhurbaşkanına iyilik yapma anlamına gelmez. Aksine Cumhurbaşkanımızı bir takım çevreler içinde zor durumda da bırakır. Cumhurbaşkanımıza diktatör diyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurlar. Cumhurbaşkanının söylemesi ve talimat vermesi gerekmeyen bir çok iş, ilgililer tarafından yapılmış olsaydı,  benim de bu yazıyı yazmama gerek kalmazdı.

O halde sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Başbakanımdan isteğim,  şudur:

Devlette görevli olan herkesin görevlerini en iyi şekilde yapmalarını sağlamalarıdır.

Görevini ihmal edenleri ise lütfen tasfiye ediniz.

Nihai olarak söylemek isterim ki; kamu kuruluşları içinde, en samimi mücadeleyi, canları pahasına yürüten,  onurumuz ve gururumuz olan ordumuzdur.

Her gün şehitlerimizin kanı ile yıkanan ülkemiz, tüm bu olumsuzlukları aşacaktır.

Emniyet teşkilatımız ve Milli İstihbarat örgütünün, kordineli, duyarlı ve yurtseverlikleri göğsümüzü kabartmaktadır. Diğer kurum ve kuruluşlarımızın da aynı duyarlılık ve sorumlulukla davranmaları gerekmektedir.

Tüm arzu ve isteğimiz ülkemize hizmet etmektir.

İnşallah dileğimiz dikkate alınarak hizmet etmekten onur duyabilecek görevlilerle devletimiz donatılmış olur.

Saygılarımla…

 

Yazarın Diğer Yazıları