Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Cinsel Eğitim Modelleri Ve Farklı Programlar

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Sağlığın korunmasında okulların öneminin ön plana çıkması, her ülkenin eğitim müfredatlarına kendi gereksinimlerine göre programlar eklenmesi ile sonuçlanmıştır. Bu programların önemli bir bölümünü üreme sağlığı programları oluşturmaktadır.

Programlar ülkelerin gelişmişlik düzeyleri kültürel özellikleri ve sağlık eğitimi konusundaki deneyimlerine göre farklılık göstermektedir. Cinsel sağlık programlarının okul programları içine yerleştirilmesi hususunun, uygulama alanı için en yaygın olarak kullanılan yaklaşımlar:

I- CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİNİN AYRI BİR DERS YA DA ÜNİTE OLARAK UYGULANMASI:

Bazı ülkelerde okul personeli ya da öğretmenler, ayrı bir ders ya da ünite olarak cinsel sağlık eğitiminin sorumluluğunu üstlenir. Bu bir SAĞLIK DERSİ ya da AİLE YAŞAMI EĞİTİMİ dersi olabilir.

Eğer okulda uygulamada olan bir sağlık dersi varsa cinsellik ve üreme sağlığı ile ilgili konular 2- 3 hafta sürecek bir ünite şeklinde bu dersin içine konabilir. Bu uygulamaya en iyi yaklaşım olarak bakılmaktadır. Bu yaklaşımda bilgiler etkili bir şekilde verilebilir ve amaçtan uzaklaşma olasılığı düşüktür.

II-İNFÜZYON (YAYILMA) YÖNTEMİ

Ancak bazı ülkelerde okul programları çok yoğun olduğu için cinsel sağlık eğitiminin ayrı bir ders ya da ayrı bir ünite olmasına sıcak bakılmamaktadır.

Cinsel sağlıkla ilgili konular, doğrudan ya da dolaylı olarak okullarda okutulan birçok dersle (biyoloji, psikoloji, sosyoloji, tarih, nüfus, coğrafya vb.) ilişkilidir.

Cinsel sağlıkla ilgili konuların, farklı öğretmenler tarafından verilen ana dersler içine entegre edildiği bir yöntemdir. Bu yöntemde, hali hazırda okulda var olan yapı kullanıldığı için politik olarak daha kabul edilebilir bir yaklaşım olarak görülmektedir. Cinsel sağlık bilgilerini farklı dersler içine yaymak eğitimin etkisini azaltabilir ve programı amacından uzaklaştırabilir. Bu nedenle farklı okul ortamlarında infüzyon yönteminin etkisini ve yararlarını ortaya koyan çalışmalara gereksinim vardır.

III-DIŞARDAN EĞİTİCİ DAVET ETME:

Okulların kullandığı bir diğer yöntem, okula dışardan sağlık eğitimcisi davet etmektir. Bu yaklaşımın öğrenciler tarafından en beğenilen yaklaşım olduğu belirtilmektedir. Çünkü, öğrenciler dışardan gelen eğitimcilere daha fazla güvenmekte ve duygularını açabilmektedir.

Dışardan gelen eğitimcilerin yenilikçi ve öğrencilerin katılımını sağlayan interaktif eğitim yöntemlerini kullanma eğilimlerinin daha fazla olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan, bu eğitimciler üreme ve cinsel sağlık konularında öğretmenlerden daha bilgili olabilir ve öğrencilerle daha rahat bir şekilde konuşabilirler. Ayrıca onlar, toplumda var olan sağlık hizmetlerine öğrencilerin ulaşmasını da kolaylaştırabilirler.

Bu yöntemin bir dezavantajı, eğitimde sürekliliğin sağlanamamasıdır. Süre, çoğu zaman öğrencilerde davranış değişimi sağlayacak uzunlukta olmamaktadır. Ayrıca eğitimci gittikten sonra öğrencilerin kafasında var olan bazı sorular yanıtsız kalabilmektedir.

 IV-HIV/AIDS ÖNLEME PROGRAMLARI:

Cinsel sağlıkla ilgili konuları okullara yerleştirmenin bir diğer yolu, yeni HIV/AIDS önleme çabalarıdır. Var olan HIV/AIDS önleme programlarının içine cinsel sağlıkla ilgili diğer konuların dahil edilmesiyle, her iki programın da daha etkili olacağı düşünülmektedir.

 V-AKRAN EĞİTİMİ YAKLAŞIMI

Akran eğitimi; yaş, cinsiyet, cinsel yönelim, meslek, sosyo-ekonomik ya da sağlık statüsü bakımından ortak özellikler taşıyan kişilerin, belli bir konuda bilgi ve becerilerini geliştirme ve bunu takiben bu bilgi ve becerilerini içinde bulundukları akran grubunda yaygınlaştırmalarını amaçlayan bir yaklaşımdır.

 Akran eğitimi pek çok ülkede çeşitli sivil toplum kuruluşları ve eğitim enstitüleri tarafından toplum merkezlerinde, üniversite kampüslerinde ve gençlik derneklerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle 1990'ların başından bu yana tüm dünyaya yayılmış ve uygulanmaya başlamıştır.

Temel ilkeleri “AKTİF ÖĞRENME” ve “AKRAN DAYANIŞMASI” olan akran eğitimi, temel olarak “GRUP DESTEĞİ” ve “GRUP LİDERLİĞİ” modeli üzerine geliştirilen bir yöntemdir.

Dünyada ve ülkemizde de bu modelin kullanıldığı gruplara örnek olarak, madde bağımlılığı olanlar, cinsel şiddet ve taciz mağdurları, kanser ya da HIV/AIDS gibi hastalıklarla yaşayanların oluşturdukları akran gruplarını göstermek olasıdır.

“AKRAN LİDERLİĞİ” modeli eğitimciler arasında iyileşme ve rehabilitasyon amaçlı olmaktan çok, bilgi, tutum ve davranış değişimini hedefleyen bir yaklaşımı tanımlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında akran liderlik modeli, belirli bir özellik bakımından (yaş, ya da cinsiyet, meslek gibi) benzerlik gösteren grup içinde aynı grup üyesi olan kişilerin öncelikle eğitimini içerir. Ardından bu eğitimi alan kişilerin, kendi grupları içinde bu bilgileri dağıtma ve yaygınlaştırma etkinliklerini içerir.

Bu yaklaşım, etkili korunma yöntemleri üzerinde çalışmalar yürüten araştırmacılar tarafından sigara, uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı, şiddet, cinsel sağlık ve HIV/AIDS konuları üzerinde denenmiş ve cinsel sağlık konusunda gençler arasında son derece etkin olduğu saptanmıştır.

Akran eğitimi sürecini tamamlayan eğiticiler, edindikleri bilgileri, kazandıkları iletişim, eğitim, danışmanlık becerilerini kullanarak kendi yakın çevrelerinden başlayarak geniş bir yaşıtlar grubuna ulaşabilmektedir. Bu süreçte düzenlenebilecek bazı etkinlikler aşağıda sıralanmaktadır;

Gençlik merkezi, sokak, işyeri, okul, ev, arkadaş toplantılarında bilgilendirme etkinlikleri,

Stand çalışmaları,

Broşür, kitapçık, poster, promosyon dağıtımı,

Konser, tiyatro, film gösterimleri,

Konferans, seminer, atölye çalışması,

Bireysel veya küçük grup bilgilendirmeleri,

Radyo, tv programları hazırlama ya da programlara katılım,

Festival düzenlemek, festivallere katılmak vb.

Ülkemizde akran eğitim modeli ile yürütülmekte olan programlar ise ağırlıklı olarak üniversitelerde sürdürülmektedir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu akran eğitimi alanında çalışanların iletişimini güçlendirmek için Y-PEER adıyla bir internet ağı kurmuştur. Aynı kuruluş eğitici eğitimi programları düzenlemekte, akran eğitimi uygulayan gençlik grupları ve sosyal toplum kuruluşları çeşitli toplantılarda biraraya getirerek deneyim paylaşımını sağlamaktadır.

 

BAZI ÜLKELERDE UYGULANAN CİNSEL EĞİTİM PROGRAMLARINA İLİŞKİN ÖRNEKLER

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NDE cinsel sağlık eğitiminin tarihi oldukça eski olmasına rağmen tartışmalı bir seyir izlemiştir. ABD'de cinsel eğitimle ilgili iki farklı yaklaşımı savunanlar arasındaki tartışmalar;

1.Gençlere evliliğe kadar cinsel ilişkiden uzak durmaları telkin edilmektedir.

             2.Kapsamlı olan yaklaşım ise öğrencilere yaşları ilerleyene kadar cinsel ilişkiyi ertelemeleri ve cinsel sağlık çerçevesinde cinsel davranışları açıklayan yaklaşımdır. Bu yaklaşım sosyal öğrenme teorilerini kullanır, iletişim ve problem çözme gibi becerilere önem verir. Ayrıca cinsel olarak aktif ergenlere istenmeyen gebelik ve HIV enfeksiyonu gibi sonuçlara maruz kalmamaları için gerekli bilgi ve becerileri öğretir

HOLLANDA'DA ise cinsel eğitimin genel felsefesi öğrencilere cinselliği öğretmek değil, cinsellik hakkında konuşmaktır. Standart bir cinsel eğitim müfredatı ya da eğitimde kullanılan tek bir kitap yoktur. 1932'ye kadar okul müfredatlarının zorunlu bir parçası olmayan cinsel eğitim, birçok okul dersi içine alınmıştır. Öğretmenler öğrencilerin cinsellikle ilgili öğrenmek istedikleri bütün konuları anlatmakta özgürdür. Derslerin içeriğini öğrencilerin soruları belirlemekte, eşcinsellik ve mastürbasyon dahil tüm konular açık bir şekilde tartışılmaktadır. Eğitimde iletişimin önemi vurgulanmakta ancak cinsel davranışların negatif sonuçları üzerinde de durulmaktadır.

FRANSA'DA dünyadaki AIDS tehlikesiyle birlikte, bu hastalıktan korunmanın bir yolu olarak cinsel eğitime başlanmıştır. Okullarda cinsellikle ilgili konular genellikle 9-13 yaşlarda anlatılmaya başlanır. Ulusal olarak belirlenmiş olan cinsel eğitim müfredatı, çoğunluğu CYBE(cinsel yolla bulaşan enfeksiyon) ve AIDS'le ilgili olan beş üniteden oluşmaktadır. Eğitimin amacı cinsel ilişkiyi ertelemek değil, öğrencilerin cinsellikle ilgili konularda bilgi ve beceri kazanmalarına yardım etmektir. Biyoloji öğretmenleri genellikle üreme anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili konuları anlatırlar. Diğer konuları tartışmak için aile planlaması kurumlarından eğitimci çağırırlar. Bu yaklaşım, okullar ve aile planlaması organizasyonlarının işbirliği içinde çalışmasını sağlamıştır. Öğrencilere de sağlıkla ilgili endişelerini tartışmaları ve doğru bilgi edinmeleri için fırsat sağlanmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları