Prof. Dr. Esfender Korkmaz

2021 zor yıl olacak

Prof. Dr. Esfender Korkmaz

Son üç yıldır, ekonomik, siyasi ve sosyal dengeler bozuldu. Bu sene işçi çıkarma yasağı kalkarsa, iki kişiden biri, fiilen işsiz olacak. Yoksulluk daha da tırmanacak. Kurlar geçici de olsa durdu ve fakat enflasyon durmuyor. Panik var. Dış politikada Azerbaycan'da tam bir başarımız oldu ancak, Suriye, Irak'ın kuzey bölgesi, Yunanistan, Akdeniz konusunda sıkıştık.

En büyük ve en yakın risk ABD'nin yeni yaptırım uygulamasıdır. Hangi yaptırımları uygular. Ne olur? Bizi nasıl etkiler ?

ABD'ye Trump öncesi ve Trump sonrası olarak bakmak gerekir. Trump öncesi ve Trump döneminde başka ülkelerde insan hakları ihlallerine karşı ABD'nin karşıt tutumu Avrupa Birliği kadar sert değildi. Trump ile ABD travma yaşadı. Müttefiklerinde veya başka ülkelerde, insan hakları ihlalleri ve otokrasi rüzgarından endişe duyuyor. Mamafih, 100 kişilik senatodan, Demokratlar ve Cumhuriyetçilerden oluşan 54 senatör, Başkan Joe Biden'e mektup yazarak uyarıda bulundular. Özetle iddiları şöyle ;

* Fredoom Hosue 2020 raporuna göre; Türkiye insan hakları ve siyasi özgürlükler açısından özgür olmayan ülke statüsündedir.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkesini giderek otoriterleşen bir rotaya soktu.

* Erdoğan; bağımsız hakimleri tasviye etti, kendi partisine yakın olanları atadı.

* Birçok gazeteciyi hapse attı. Siyasi tutuklular var.

* Muhalafete baskı yapıyor.

* Suriye'de IŞID'la savaşan, ABD destekli Kürtler'e saldırdı.

* Uyarılara rağmen, Rusya'dan S-400'leri aldı.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan NBA oyuncusu Enis Kanter örneğinde olduğu gibi, yurt dışında 15 Temmuz 2016 kalkışmasından sorumlu tuttuğu insanların susturulmasını istiyor.

Öte yandan Dış İşleri Bakanı Antony Blinken daha ağır konuştu ve acil müdahale gerektiren ülkeleri; Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore ve Türkiye olarak açıkladı.

ABD bir müttefikini neden öteden beri karşı olduğu ülkeler arasına koyar? Türkiye'ye baskı yapmak için mi bu yolu seçti? Dahası böyle bir baskıya hakkı var mı?

ABD ister dünyada otokrasi rüzgarına karşı olsun, ister ABD'nin orta doğudaki çıkarları için olsun, haklı veya haksız, yaptırım uyguladığı ülkelere zarar veriyor.

İran'a ambargoyu delmekten ve Halk Bank davasında; Türkiye'nin ABD çıkarlarına zarar verdiği iddia ediliyor. Şimdi sırada ABD'de mahkemede görüşülen ABD hazinesini dolandırarak haksız vergi iadesi alan Ermeni kardeşler ve Türkiye'ye uzantısı olarak gördükleri SBK holding var.

ABD ister mahkeme kararları ile, ister CAATSA kapsamında ve isterse de yeni bir yasa ile yapsın, ilk müdahalesi mali kapsamda ikincisi otokrasi çizgisinde olacaktır. Bunun için de siyasilerin mal varlığını açıklama ve el koyma eğilimi ağır basıyor.

ABD'de mal varlığı olsun olmasın, giden ve gelen dolarlar, ABD' den geçiyor. Tamamı kayıt altındadır. Halk Banka daha yüksek mali müeyyide uygulanırsa ve siyasilerin mal varlığı açıklanırsa, ekonomide yeni bir panik ortaya çıkacaktır. Ne kadar süreceğine Türkiye karar verecektir. 

Başta da söylediğim gibi; Türkiye'de iktisadi konjonktür son üç yıldır iniştedir. Pandemi ikinci darbeyi vurdu. ABD yaptırımı son darbe olur. Bunun için İhtiyatlı olmak zorundayız. Amerika'yı tehdit ederek bu işi çözemeyiz. Kaldı ki Muhalefette aynı konularda iktidarı tenkit ediyor. Tek yol yeniden demokrasiye geçmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamaktır.

Yazarın Diğer Yazıları