Şahin Akçap

1 Mayıs emeğin bayramı!

Şahin Akçap

Yıl 1980 öncesi...

 

Bitlis’te görkemli bir kutlama için Van’dan yola çıkan bizleri taşıyan aracımız her noktada jandarma tarafından durduruluyor.

 

Kimlik kontrolü, araçtakilerin üst baş ve aracın tepeden tırnağa aramasını önceden hesaplayan ağabeylerimiz bu sürede geçecek zaman kaybını düşünerek erken yola çıkmamızı sağlamışlar.

 

Jandarma güvenlik noktalarını aştıktan sonra yarım kalan türkülerimize, marşlarımıza sil baştan başlıyoruz.

 

Gerginlik yaşamayalım diye ağabeyler arada bir nasihatler veriyor:

 

“Onlar görevlerini yapıyor. Sakin olun ve görevlerine zorluk çıkarmayın.” Diyorlar.

 

Artos sıra dağlarını aşıp Tatvan’a yaklaştığımız sırada yeni bir güvenlik noktasında yeniden durduruluyoruz.

 

Elden ele dolaşan nüfus cüzdanlarımız incelendikten sonra tekrar bize iade ediliyor. Nüfus cüzdanlarımızı iade eden komutana fısıltıyla:

 

“Bu beşinci arama noktası. Telsiz ya da bir haberleşme aracıyla bu gelen araçtakiler temizdir raporu verilmiyor mu size?” Diye soruyorum. Yorgun komutan kaşını gözünü çatmadan yanıt veriyor:

 

“Emir yukarıdan. Yarın asker olduğunda verilen emirlere sorgusuz sualsiz itaat edileceğini öğreneceksin. İşte o zaman biz gelsin aklına.”Diyor.

 

Güvenlik engellemelerinin yarattığı sürüncemeye rağmen 1 Mayıs günü Bitlis’te bize ayrılan kortejde yerimizi alıyoruz. Yorgunluğumuzu yeri göğü inleten marşlar, sloganlar unutturuyor.

 

Ve yıl 2015!

 

Yeni Türkiye sloganlıyla yönetmeye devam edeceklerini söyleyenlerin haber ajanslarında yer alan duyuruları acı bir gülümseme yayıyor yüzlerimize.

 

“Taksim meydanına çıkış yok. Çünkü böyle bir izin trafiği felç, çevre halkını rahatsız ve huzursuz eder, esnaf zarara uğrar.”

 

Yani testiyi kırılmasın diye tokadı atıyorlar.

 

1 Mayıs… Adı üstünde işçinin ve köylünün, emeğin bayramı… Savaş anı değil ki? Ha varsa kışkırtma olasılığı devlet tüm güvenlik birimlerini emek bayramına katılanların can güvenliği için tedbirler alır. Devlet mademki bugünü ülkemizde kutlanası bir bayram olarak resmileştirmiş o halde görevini yapacak. Bugün güvenlik güçlerinin maaşını var olan iktidar mı ödüyor yoksa emek bayramı için meydanları coşkuyla dolduracak olan kitlelerin cebinden çıkan vergiler mi?

 

Yeni Türkiye şarkısını söyleyenler eğer 1 Mayıs’ı polisin ve askeri güçlerin halkla el ele omuz omuza vereceği bir bayrama dönüştüremiyorsa ve geçmişin korku duvarlarını yıkıp çıkamıyorsa bıraksın “Yeni” Sözcüğünü bir tarafa da halkının mutluluğu ve huzuru, barış içinde bir arada yaşaması için kafa yorsun.

 

1 Mayıs’ta Taksim meydanında şehit veren işçi sınıfına:

 

“Sen o meydana çıkamazsın!” Yasağını koyduğun zaman bitmiş, tükenmişsin demektir.

 

Her yıl 1 Mayıs’ı belleklerde ve yüreklerde bir paranoyaya dönüştürmek emeğe ve alın terine ve onun gerçek sahibi işçi sınıfına ihanetten başka bir şey değildir.

 

Hani değişmişti Türkiye?

 

Hani Yeni Türkiye?

 

Antalya’da yaşayan emekçi bir yurttaş olarak,  vererek emekçi kardeşlerimizin saflarında yerimizi alacağız.

 

Bir kez daha sesimizi bu ülkenin gerçek sahipleri emekçilerin sesinde birleştirip, dünya halklarıyla paylaşacağız. Ve o unutulmaz 1 Mayıs marşını bıkmadan, yorulmadan söyleyerek…

 

Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin, kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kâğıt gibi erir gider

Yazarın Diğer Yazıları