VANSPOR'UN AYAK SESLERİ

Erdal Orman yazdı...

Sezona büyük belirsizliklerle başlayan hatta son anda takımı ve yönetimi oluşturan kulübün, bugün namağlup olarak 2. Ligin en çok puan toplayan takımı haline gelmesi şüphesiz bir başarı öyküsüdür. Bu özlenen havayı tekrar bizlere tattıran yönetim, futbolcular, teknik heyet her türlü övgüyü hak ediyor doğrusu. İşin güzel olan tarafı, henüz ligin dişli takımlarıyla olan maçlarımıza başlamadan, takımın havaya girmesi ve lig daha oturmamışken bu ayak bağı olabilecek maçların kayıpsız geçilmesidir. Bu çok önemli bir eşikti. Çünkü özellikle evimizde kaybettiğimiz ve sonradan çok aradığımız basit takımlara kaptırdığımız puanları bu yıl tarihe gömdük. Böylece ilk aşama tamamlandı sayılır. Bu kolay olmamıştır elbet…

Dışarıdan gözleyen biri olarak bu istikrarı getiren faktörleri sıralamak gerekirse ilk olarak Başkan Seyithan İzsiz’ in güven veren tavırları hem taraftarda hem de futbolcularda çok önemli bir konsantrasyon sağlıyor. Maç sonunda vermiş olduğu entelektüel demeçler ve belki soyunma odasında kalması gereken takımla ilgili bazı teknik detaylar vermesi hem heyecanını hem de işine verdiği önemle, sonuca gitme arzusuyla hareket ettiğini gösteriyor. Tüm işlerini bir kenara bırakıp deplasmanlarda dahi takımını ve seyircisini yalnız bırakmadan yanında olması ayrı bir artısı. Ayrıca yönetim listesinde olup da katkıda bulunmayanlarla ilgili sitemleri de haklıydı çünkü takım ekip işidir, elini taşın altına koyanlarla bu işte yürünür. Sayın başkanı kutluyorum ve kendisinden çok şey beklediğimizi de buradan belirtiyorum. Van halkı çok kadirşinastır. Yapılanı asla unutmaz, karşılıksız bırakmaz. Yeter ki bu samimi çaba sürsün…

Saffet Hoca zaten kalitesi ve tecrübesiyle takıma oldukça önemli bir hava katıyor, yerinde müdahaleleri, oyunu okumaları ve her öğrencisine en azından bir şans verip kendini göstermesine fırsat vermesi çok olumlu. Böylece her oyuncusunun Vanspor’a bir aidiyet hissetmesini sağlıyor. Zeki Hoca ise zaten çalıştırdığı her takımı kolej havasına çevirmesiyle nam salmıştır. Futbolcularıyla kurduğu bağ ve empatik yaklaşımlarıyla işi bitiriyor…

Futbolcu kardeşlerimize gelince; tümünün ellerinden geleni istekle yaptıklarını görmekteyiz. Yeter ki arkalarında güven veren bir yönetim ve akıllarındaki maddi beklentilerini üzmeden yerine getirebilecek bir irade olsun. Hepsi terinin son damlasına kadar mücadeleye hazırlar. Her futbolcumuzu ayrım yapmadan kutluyorum. Yalnız burada bir parantez Emrah Tacir’e açmadan geçemeyeceğim. Geçen sezon teknik ekiple uyum sağlayamadığından takımla yolları ayrılmak zorunda kaldığında bu köşeden en çok tepki gösteren ve üzülen bendim. Çünkü Emrah’ın yeteneklerini, takımına play-off ve şampiyonluk maçlarında ne denli kritik katkıları olduğunu biliyordum ve dile getirmiştim. Neyse ki bu yıl o yanlıştan dönüldü ve Emrah tekrar bu kulübe kazandırıldı. Şimdiyse takımın vazgeçilmez bir neferi olarak bir döndü pir döndü desek yeridir. Neredeyse her maç attığı enfes goller ve asistlerle takımına yine kritik katkılar sunuyor. Onu bu kulübe tekrar kazandıran vizyona, iradeye sahip olan, emeği geçen herkese saygı duyuyorum. Ayrıca takımın yönetim birimleri ve teknik heyetten adını sayamadığım, bilmediğim gizli kahramanlarını da buradan saygıyla anıyorum…

Zaten bugün sağlanan başarı tamamen özümüze dönemizle ilgilidir. İçimizde var olan bu potansiyel gücü benim hep söylediğim ‘‘süper lig görmüş tarihi belleğe sahip futbol kültürümüzü’’ tekrar hayata geçirecek dinamiklere ihtiyacımız vardı. İşte bugün bunun tezahür ettiğini görmekteyiz ki 93 ruhu dediğimiz o muhteşem oluşumda aktif olarak görev alan şu an halen hayatta olan kişilerle tecrübelerinden ve geniş çevrelerinden hiç gocunmadan istifade edilmelidir. Sayın başkanda zaten Vanspor’u kurumsallaştıracak bir misyon, bir yönetim anlayışı görüyoruz. Bu çabaların derinleştirilerek ilerlenmesi uzun soluklu bir başarı hikâyesi yazmak için faydalı olacaktır…

Takımda bazı göze çarpan belirsizliklerde yok değil. Örneğin penaltı atışlarını veya duran topları kimin kullanacağı ile ilgili bir karmaşa var gibi. Maç esnasında oluşan bu tür pozisyonlarda, vuruşu hangi futbolcunun yapacağı önceden belli olursa oyuncular arasında polemiğe mahal vermeden konu çözülmüş olur. Tabi bu konuda yetki tamamen kenar yönetimindedir. Çünkü hafta boyunca futbolcuların hem antrenman hem kamp esnasında ne durumda oldukları, mental olarak kimin uygun olduğunu ancak teknik heyet bilir ve sorumluluk tamamen onlara aittir ve de asla müdahale edilmemelidir. Yine sıklıkla dile getirilen eksik görülen mevkilerle ilgili ara transferde takviye konusunda ise hem yönetime hem teknik ekibe büyük sorumluluklar düşmektedir. Geçen sezonlarda takım iyi giderken ara dönemde alınan bir çok futbolcunun takımda dengeleri bozduğu gereksiz masrafa ve huzursuzluğa da sebep olduğu unutulmamalıdır. Bu konuda yakın geçmişten çok acı tecrübelerimiz var. Aşırıya kaçmadan nokta atışı transferler gerekmektedir. Bu arada kişisel bir görüşümü de belirtmek istiyorum. Bu takıma tıpkı Emrah gibi Batuhan Er’in de kazandırılması son derece isabetli bir iş olacağı kanaatindeyim. Güncel durumunu bilmemekle beraber Batuhan Er’in bu taraftarın gönlünde ayrı bir yeri olduğu ve çok katkılar sağlayacağı aşikârdır…

Bundan sonra zorlu maçlar başlıyor ve her zaman hayranlıkla izlediğimiz taraftar gruplarımıza çok iş düşüyor. Güzel organizasyonlarla maça ayrı bir renk ve heyecan katan bu gruplara pandeminin el verdiği ölçüde tribünlerde daha fazla katılım olmasını ümit ediyorum. Önümüzde Sivas Belediyespor maçı var. Namağlup ve sadece bir gol yemiş olan Sivas ekibi savunma yönüyle son derece disiplinli bir takım. Eğer bu maçı kayıpsız geçersek hele bir de galip gelebilirsek ikinci ve en zor aşamaya muhteşem bir başlangıçla adım atmış olacağız. Bu aşama bizim ligdeki iddiamızı ortaya koyacak olan birbirinden zorlu ekiplerle oynayacağımız maçlarla dolu. Lig uzun bir maraton ve ilk kulvarda iyi bir çıkış yakalayan takımımızın daima yanında olduğumuzu hissettirmemiz gerekiyor.

Sloganımız hep destek, tam destek. Siyah kırmızı kalın!

Bakmadan Geçme