Van’ın adını duyunca heyecanlanıyorum

Vanlı Nazmi Saraçoğlu, Biz aslen Siirtliyiz. Babam 1940 yılında Van’a göç etmiş. Ama Van bizim memleketimizdir, hepimiz böyle hissediyoruz”

Vanspor’un kurucuları arasında yer alan Vanlı Münci Saraçoğlu’nun oğlu, eski Van Vergi Dairesi Müdür yardımcısı şimdi Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü gurbetteki Vanlılardan Nazmi Saraçoğlu Van’ın kadim kültürü, örf, adetleri ve hatta halkoyunlarının  omuz omuza kenetlendiğini söylüyor.   Van denilince tüylerinin ürperdiğini vurgulayan Van sevdalısı  Nazmi Saracoğlu çocukluğunun Van’ını ve anılarını, özlemini gazetemize anlattı.

Bedia Barak/Bursa

Saraçoğlu, “Vanlılar her yerde omuz omuzadır sözümü açmak gerekirse, şöyle bir tespiti sizlerle paylaşmak isterim. Anadolu’nun hepsinin halkoyunları vardır. En doğuda bizim o taraflarda halk oyunları oynandığın da avuçlar kenetlenir, omuzlar birleşir ve bütün beden aynı anda hareket eder. Batıya doğru devam edince Erzurum tarafında, eller yine kenetlenir fakat omuzlar ayrılır bu şekilde oynanır. Erzurum’dan Karadeniz’e geçtiğiniz zaman, sadece serçe parmaklar birleşir ellerin kenetlenmesi, omuzların birleşmesi kaybolur. Yine Batıya doğru devam edince, Ankara’ya doğru gidince Seğmenler vardır artık ne eller ne de omuzlar birleşmez tamamen birbirinden ayrı fakat bir metre mesafe ile oynarlar. Ege’ye geçtiğiniz zaman Efeler vardır. Efenin biri bir taraftadır. Diğeri 5 metre uzakta oynar. İşte Vanlılar da her yerde böyle omuz omuza kenetlenir ve ayrılmaz bir bütünlik sağlarlar. Bizim insanlarımız sosyolojik olarak birbirine daha yakın olma ihtiyacı vardır. Misafirperverliğimiz, insanlara olan yakınlığımız da aslında buradan geliyor” dedi.

“1972 YILINDA VAN’DA ANAOKULU VARDI”

Van ilinin çocukluğun da çok modern bir şehir olduğunu ifade eden Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Nazmi Saraçoğlu 1972 yılında Van’da anaokulu olduğunu ve eğitimin o zamanlar Van anaokulunda başladığını söyledi.

Kendisinden söz eden Saraçoğlu, “Biz aslen Siirtliyiz. Babam 1940 yılında Van’a göç etmiş. Ama Van bizim öz memleketimizdir. Vanlılar ile Siirt kökenliler arasında kız alıp vermeler, komşuluklar, akrabalıklar, iş ortaklıkları sevgi saygı çok belirgindir. Hepimiz kendimizi Vanlı hissediyoruz. 1966 Van doğumluyum. Anasınıfını, ilk, orta öğrenimimi ve lise öğrenimimi Van’da tamamladım. Nevin Saraçoğlu ile evliyim.  Merve, Beyda ve Baha isminde 3 çocuğum var. 1972 yılında Van’da anaokulu vardı ve ben ilköğretimim bu anaokulunda başlamıştım. Van’ın o günkü imkanlarını ben anlattığım zaman insanlara inandırıcı gelmiyor. Halen fotoğraflarım var ve saklıyorum. Van Atatürk Lisesini bitirdikten sonra, Çukurova Üniversitesi muhasebe bölümünü bitirdim. 1986 yılından 2004 yılına kadar Van Vergi Dairesinde çalıştım. 2007 yılında sınavları kazandıktan sonra Van’ı terk etmek zorunda kaldım ve İzmir’e yerleştim. Sonra İzmir, Malatya, Konya ve son olarak Bursa’dayım. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü olarak görev yapıyorum” diye konuştu.

“VANLI HEMŞERİLERİMLE TANIŞTIM”

Bursa’da Vanlı hemşerileriyle tanıştıklarını ifade eden Saraçoğlu, Vanlılar her zaman hemşerilerine sahip çıkar dedi.

Saraçoğlu, “Bursa’ya gelir gelmez Vanlı hemşerilerimle tanıştım. Vanlı arkadaşlarımla toplantılar yemekler düzenliyor bir araya geliyoruz. Bursa’da çok bürokrat Vanlı hemşehrimiz var. Esnaf arkadaşlarımız da çok var. Bursa’da dernek, vakıf gibi çalışma yapılırsa bende katkıda bulunmaya hazırım. Belediye kayıtlarından ölüm haberlerini alabiliyorum. Ama bir dernek çatısı altında olması daha güzel olur tabi ki” şeklinde konuştu.

“VAN ÇOK ÖZELDİR”

Van’ın adını duyunca bile heyecanlandığını vurgulayan Nazmi Saraçoğlu, Van’ın çok özel olduğunu ve halen bilgisayarının ekranında Van fotoğraflarının olduğunu kaydetti.

Saraçoğlu, “Van benim için çok özeldir. Çocukluğum Van’ın merkezinde geçti. Arkadaşlıklarımız bile çok başkaydı. Herkes birbirini tanırdı. Çarşıya gittiğimizde herkes kimin oğlu olduğumuzu bilirdi. Bir çekingenliğimiz ve saygımız vardı. Büyük şehir olmanın dezavantajlarını biz Van’da hiç yaşamadık. Ciddi anlamda bir yürektenlik vardı. Samimiydik. Komşuluk diyaloglarımız çok iyiydi. Van’ın kendine özgü kültüründen kaynaklanan, farklı mahalli yaşantımız vardı. Çocukluk anılarım bitmez. Bizim sokağımız çıkmaz sokaktı. Sokağımızda iki kamyon bir otobüs vardı. Maddi imkânlarımız olmadığı için mahalledeki bütün çocuklar kamyon ya da otobüsçüden rica eder mahalledeki bütün komşularla birlikte pikniğe giderdik.  Yemekler hazırlanır kamyonun arkasına örtü serer hepimiz kamyoncu ya da otobüsçüler ücret almadan bizi Ayanıs’a, Amik’e Gevaş’a ve daha uzaklara götürürlerdi. Komşular getirdiği yemekleri hep beraber yerdi. Kimse karşılık beklemezdi. Tarlalarda kardeşçe top oynardık. Annelerimiz semaver kaynatır ağaçların altında otururlardı. Kışın kendi el yapımı kızaklarımızla kızak kayardık. Melikan, bilya (misket), milav, fırfıra (topaç),  güvercin taklası oynardık. Çok güzel günlerdi. Göç etmek durumunda kaldığımız için şuanda hasretlik çekiyoruz” diye konuştu.

“VAN DEMEK SEVDA DEMEK”

Van’a sevdasını şiirlerle, hazırladığı slayt gösterileri ile anlatmaktan usanmayan Saraçoğlu, Van’ın kendisi için bir sevda olduğunu söyledi.

Saraçoğlu, “Van depreminde ben Konya’daydım.  Bizzat yaşamasam da yürekten deprem acısını yaşadım. Arkadaşlarımı kaybettim. Hem hayatını kaybeden hemşerilerim için hem de göç etmek zorunda kalanlar için yüreğimden geçenlerle şiirler yazdım. Van ciddi anlamda benim için bir sevda. Çok farklı. Van denilince bile tüylerim ürperiyor. Bunu yürekten söylüyorum. Çeşitli ortamlarda Vanlı hemşerilerimle görüşüyoruz. Hemen Van şivesiyle konuşmaya ya da yazmaya başlıyoruz. Çünkü o kültürle büyüdük” dedi.

2011 Van depremini duyduğunda yaşadığı üzüntüyü, kederini  şiire döken Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Vanlı Nazmi Saraçoğlu duygularını işte böyle aktarıyor.

VAN'DAKİ GARDAŞLARIM

 

Erek dağı kalkmış, üstüne çöker

Evsiz barksız kalmış, hali çok beter

Van'ımın eski hali burnumda tüter

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vandakigardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Dönse baksa evine, evi kalmamış,

Yıkılmış taş üstünde taşı kalmamış,

Soğuktan buz kesmiş, hali kalmamış,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Şoratan Salih’in de evi yıkılmış,

Aloşun korkudan dili tutulmuş,

5 kuruşluk ekmek 3 ten satılmış,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Kehrizin bulakları çamur akıyor,

Çoluk çocuk feryadı yürek yakıyor,

Gözümüzden kanlı yaşlar akıyor,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Sanki elek üstünde sallanıyor VAN

Harabeye döndü o güzelim VAN

Ne eşik kaldı,ne hol ne eyvan

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Evinin kolonu,direği gitti

5.6 lık her şeye yetti,

Evleri yıktı ,yerle bir etti,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

İskeleden haçorta heryer haraba,

Akköprü ve mercimek gitti arada,

Çadırlar kuruldu boş bir tarlada,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Boşa gitti onca zahmet,yüzlerce emek,

Şimdi bak kuyruklarda bekliyor yemek,

Bu günleri görmek varmış kaderde demek,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Göç edenler gözü yaşlı bıraktı bizi,

Daha duvarda duruyor elinin izi,

Kalan perişan, gidenin arkada gözü,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

Allah kerimdir elbet geçer bu günler,

Mevlam sabırlar verir biter hüzünler,

Tekrar geri döner o neşeli günler,

Dua edin gardaşlar Allah aşkına

Vardaki gardaşlarım dönmüş şaşkına

 

“HER YERDE VAN’I ARIYORUM”

Görev nedeniyle birçok ile gittiğini ifade eden Saraçoğlu, gittiği her yerde Van’ın güzelliklerini aradığını söyledi.

Saraçoğlu, “Van’dan ilk İzmir’e gittiğimde, Konak’ta bizim başkanlık binamız var. Dediler ki buradan gün batımı çok güzel görünür. Merakla İzmir Körfezin de güneşin batımını izledim. Temmuz ayıydı. Önce İzmir körfezinin rengi bana tuhaf geldi. Kahverengi, yeşil karışımı kirli çamurlu su gibi göründü. Van denizinin o muhteşem maviliğini arıyordu gözlerim. Çok yadırgadım. Gün batımı dağların arkasına battı. Oysa Van’da direk denizin içine batar. Kordonda sahilde geziyorlardı. Körfezden gelen koku nedeniyle yine Van’ın sahilini özledim andım. İzmir güzel illerimizden biri ama Van’ın güzelliklerini ben bulamadım oralarda. Bursa’da da aynı dağları, kayak merkezlerini görünce Van’da daha güzel kayak yapılabileceğini görebiliyorum. İnsanlara anlatınca inanamıyorlar. Burada denize gidince sıkışık alanlarda bir arada girmeyi tercih ediyorlar. Oysa Van’da bir aile piknik yapmak ve denize girmek için bir yerde duruyorsa sonradan gelen aile onları rahatsız etmemek için çok uzaklara gider. Kültür saygı farklıdır” şeklinde konuştu.

“HER VANLI BİR VAN TEMSİLCİSİDİR”

Batıda yaşayanlarında ayrı bir değer olduğunu ifade eden Saraçoğlu, Vanlıların gittiği her yerde birer Van temsilcisi olduğunu söyledi.

Saraçoğlu, “Vanlı Van’ın gönüllü turizm rehberidir. Van’da aldıkları kültürü dışarıda da devam ederler. Beşeri münasebetlerde çok iyilerdir. Asimile olmaz ama çok çabuk entegre olurlar. Dışarı da topluma çabuk uyum sağlarlar. Van yıllar öncesinde bile diğer doğu illerine göre daha etkili bir yaşam sağlamıştır. Kendini yenilemiş ve geliştirmiştir. Modern bir yaşam içinde olmuştur. 1960 yılında Van’da hava alanı vardı. Bir ilin kültüründe bazı önemli etkenler vardır. Havaalanı kültürün gelişmesinde etkilidir. Tiyatro, sinema olması o ilin kültürüne katkı sunar. İlin kendi radyo ve televizyonu olması da etkilidir. Yani Van çok özel. Anlatmakla bitmiyor. Vanlı olduğum için iftihar ediyorum. Çocukluğumu özlüyorum. Van adını duyunca bile içimde bir sızı olur. Van’ın aradığım hiçbir şeyini başka yerlerde bulamadım. Sürekli de gidip geliyorum” diye konuştu.

“BÜTÜN YATIRIMCILARIN GÖZÜ VAN’DA”

Van’ın kendi potansiyeli değerlendirildiğinde çok iyi durumda olduğuna değinen Saraçoğlu, Van yeniden keşfedildi ve yatırımcıların gözü Van’da dedi.

Saraçoğlu, “Van güzel kaynaklara sahip olan bir ilimiz. Şuan Bursa valimiz Münir Karaloğludaha önce Van Valisiydi ve çok büyük adımlar attı. Potansiyel yönden sağlık ve turizm sektöründe atılım yapabilecek durumda. Diğer illerle kıyaslama yapınca her bakımdan Van önde gelir. Örneğin Erek dağının eteklerinde bir kayak pisti yapılabilir. Hava alanın da olması avantaj. Turizm yatırımcıları için her şey mevcut. Reklamdan çok uzak olması dezavantaj yaratıyor” dedi.

“VAN ŞİVEMİ ASLA DEĞİŞTİRMEM”

Van şivesinin değiştirmenin Van’a ihanet olabileceği düşüncesi hissettirdiğini söyleyen Saraçoğlu, Vanlı olmanın gururunu şivesiyle özdeşleştiğini ifade etti.

Saraçoğlu, “Anlaşılabilir bir Türkçe ile konuşuyorum. Ama Van’ın kendisine has lezzetli şivesiyle konuşmayı   çok seviyorum. Vanlı olduğumun anlaşılması hoşuma gidiyor. Çünkü şivemde çocukluğum, anılarım ve hatıralarım var. Bunları unutmayı hiç istemiyorum. Bursa’da kültür elçimiz çok fazla var. Rahmetli Fevzi Leventoğlu abimiz gibi birçok kişinin Van kültürüne katkısı olmuştur. Sosyal medyada çok büyük bir platformumuz var. Özlemlerimizi bu platformlarda gidermeye çalışıyoruz. Benim Van sevgim o kadar büyük ki Van kedisini bile çok uzaktan arkası dönükken görsem tanıyabiliyorum. Mersin’de bunu yaşadım. Arkadaşlarımla iddiaya girdik, gidip baktılar ben kazandım. Balıkesir’de müdür arkadaşıma ziyarete gittim kendisi de Vanlıdır. Evinde Van kedisini görünce inanılmaz sevindim beni çocukluğuma götürdü. Yani kısacası Van’ın adı bile yetiyor mutlu olmam için. Sizlere de çok teşekkür ediyor, bütün hemşerilerime saygı ve sevgilerimi gönderiyorum” şeklinde konuştu.

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Nazmi Saraçoğlu’nun Van’da yaşanan deprem nedeniyle evini, yurdunu terk edenlere hitaben yazdığı şiir.

BEN GİDİYORUM

 

Evimi barkımı arkamda koyup,

Bir meçhule doğru ben gidiyorum.

Kınamasın kimse beni, demesin ayıp,

Van'ımı terk edip ben gidiyorum.

 

Kalın dense ,kalacak bir yuvam mı var

Bekleyin deseler durağım mı var

Eşiğim yıkılmış çatlamış duvar,

Üstüme çöker diye ben gidiyorum.

 

Çocuklar okul ister,okul kalmamış,

Korkudan titriyorlar ,moral kalmamış,

Sıra yok ,öğretmen yok ,kimse kalmamış,

Cahil kalmasın diye ben gidiyorum.

 

Üşüyor balalarım hergün ayazda,

Anaları gözü yaşlı ,daim niyazda,

Umudumuz aylar sonra gelecek yazda,

Balam donmasın diye,ben gidiyorum.

 

O gece deprem ile devranım döndü,

Neşe dolu yuvama baykuşlar kondu,

Tandırım yıkıldı,ocağım söndü,

Bir sıcak aş peşinde ben gidiyorum.

 

Bırakıp gitmek çok zor ,

bilenber bilir,

Evi ,barkı,işi ,aşı tükenen bilir,

Ben bilmiyemçaresini ,büyükler bilir,

Çarem kalmadı gardaş ben gidiyorum.

NAZMİ SARAÇOĞLU

Bakmadan Geçme