• Haberler
  • Güncel
  • Van Gölü kıyısında sessiz kayıp: Doğal bitki örtüsü alarm veriyor

Van Gölü kıyısında sessiz kayıp: Doğal bitki örtüsü alarm veriyor

Uzmanlar, son yıllarda Van Gölü kıyılarındaki bazı bitki türlerinin tamamen ortadan kaybolduğunu belirterek, yaşanan ekolojik değişimi 'sessiz ama kritik bir kayıp' olarak nitelendiriyor.

“Göl çekilirken sadece su değil, ekosistem de geri gidiyor.”

Van Gölü’nde su seviyesinin hızla düşmesi, mikrobiyalitlerin gün yüzüne çıkması ve kirlilik baskısının artması sık sık gündeme gelirken, gölün çok daha az konuşulan bir kaybı daha bulunuyor: kıyı bitkilerinin hızlı ve fark edilmeyen yok oluşu. Uzmanların aktardığına göre, özellikle son beş yılda göl çevresinde bazı yerel bitki türleri neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda ve ekosistem görünmez bir tehlikeyle karşı karşıya.

Edremit, Tuşba, Gevaş ve Erciş kıyılarında yapılan incelemeler; gölün sığ kesimlerinde doğal olarak gelişen sazlık ve kamış türlerinin büyük ölçüde yok olduğunu, ilkbaharın simgelerinden kıyı çiğdemlerinin eski yoğunluğunu kaybettiğini, tuzluluk toleransı yüksek kıyı tuzotlarının geniş yayılış gösterdiği dönemlerin ise geride kaldığını ortaya koyuyor. Sığ sularda görülen ince yosun tabakalarının neredeyse tamamen kaybolduğu, nemli alanlarda yetişen kıyı nanesinin ciddi oranda tükendiği belirtiliyor.

Bu bitki türlerinin ortadan kalkması yalnızca kıyı manzarasının değişmesine değil, aynı zamanda gölün kendini yenileme kapasitesinin zayıflamasına, kıyıda yaşayan omurgasız türlerin yaşam alanlarını kaybetmesine ve doğal besin döngüsünün bozulmasına yol açıyor.

Bilim insanları, kıyı bitkilerinin yok olmasının temel nedeninin gölün olağan su rejiminin bozulması olduğuna dikkat çekiyor. Bazı bölgelerde suyun iki kilometreye kadar geri çekilmesi, bitkilerin uzun süre kurak zeminde kalmasına ve biyolojik döngülerinin geri dönüşü olmayan biçimde kırılmasına neden oldu. Su çekilmesiyle açığa çıkan alanlarda biriken kalın dip çamuru tabakası ise yüzeye ulaşması gereken tohumların filizlenmesini neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Uzmanlara göre bu iki etken nedeniyle kıyı bitkilerinin doğal yollarla geri dönmesi artık pek mümkün görünmüyor.

Kıyı bitki örtüsündeki kayıplar, göl ekosisteminde zincirleme etkiler yaratıyor. Bitkilerin azalması böcek ve küçük omurgasızların sayısını düşürüyor; bu canlıların göle taşıdığı organik madde azalıyor ve bu durum dolaylı olarak inci kefali gibi türlerin besin döngüsünü bile etkiliyor. Bitki örtüsündeki gerileme ayrıca kıyı kuşlarının iniş-kalkış alanlarının daralmasına, küçük memelilerin barınma bölgelerinin ortadan kalkmasına neden oluyor.

Gevaş–İnköyü kıyıları, Edremit sahil bandı ve Ünseli çevresinde yapılan saha çalışmalarında, su çekilmesiyle ortaya çıkan yeni kıyı şeridinin büyük bölümünün çorak, çatlamış ve bitkiden arınmış zemine dönüştüğü tespit edildi. Yazın yoğun toz, kışın ise balçık hâline gelen bu alanların kıyı yaşamını ciddi şekilde olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Uzmanlar, önlem alınmaması hâlinde bu “çorak şerit”in önümüzdeki dönemde daha da genişleyebileceği uyarısında bulunuyor.

Yerel çevre örgütleri, kıyı bitki örtüsündeki kaybın durdurulması için öncelikle tüm kıyı bitkilerinin envanterinin çıkarılması, su seviyesi değişimine dayanıklı restorasyon modellerinin geliştirilmesi ve özellikle Edremit–İnköyü hattı gibi kritik bölgelerde kıyı rehabilitasyon projelerinin başlatılmasını öneriyor. Bu adımların atılması hâlinde, bazı kayıp türlerin yeniden canlanması ve kıyı ekosisteminin belirli ölçüde geri kazanılması mümkün olabilir.

Van Gölü’nde su çekilmesi, kirlilik ve iklim değişikliği sıkça tartışılırken, kıyı bitki örtüsündeki kayıp çoğu zaman görünmeyen bir sorun olarak kalıyor. Oysa uzmanlara göre bu sessiz kayıp, gölün geleceği için su seviyesindeki düşüş kadar büyük tehdit taşıyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, önümüzdeki beş yıl içinde kıyı bitkilerinin tamamen yok olduğu ve yeni kıyı şeridinin “ölü zemin”e dönüştüğü bir manzaranın ortaya çıkabileceği belirtiliyor. 

Bakmadan Geçme