Van'da havalar buz kesti, inşaatlarda beton dökümü devam ediyor

Van’da yüksek kesimlerde kar yağışının başlamasına rağmen kent genelinde bazı inşaatlarda beton dökme işlemlerinin devam etmesi, endişeyle karşılanıyor. 
Hava sıcaklıklarının bazı bölgelerde gece saatlerinde -10 dereceye kadar düştüğü dönemlerde yapılan bu çalışmalar, uzmanlar tarafından ciddi bir risk olarak değerlendiriliyor.

BETON KALİTESİ DÜŞÜYOR

Özellikle betonun dayanıklılığı ve uzun vadeli yapı güvenliği açısından düşük sıcaklıklarda döküm yapılmasının sakıncalarına dikkat çekiliyor.

Kent genelinde yüksek kesimlerde ve bazı ilçelerde kar yağışı görülürken, buna rağmen bazı inşaatlarda beton dökümünün gerçekleştiği gözleniyor. 

Kentte kış koşulları her geçen gün daha sert hissedilirken, birçok bölgede sıcaklıklar -5 ile -10 derece arasında değişiyor. Buna rağmen bazı şantiyelerde beton mikserlerinin çalışmaya devam ettiği, pompalar aracılığıyla kalıplara beton döküldüğü gözlemleniyor. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren mühendisler ve mimarlar, Van gibi soğuk iklimlerde beton dökümünün bilimsel kurallara bağlı olarak yapılması gerektiğini ifade ediyor.

YAPILARIN ANA MALZEMESİ BETON

Ülke genelinde olduğu gibi, Van’da da birçok yapının inşaatında kullanılan ana malzemelerin başında beton geliyor. Kaliteli ve uzun ömürlü beton için, hava şartlarının da büyük önem arz ettiği belirtiliyor. 

Uzmanlara göre, hava sıcaklığının art arda üç gün boyunca +5 derecenin altına düşmesi ve gün içerisinde yarım gün boyunca sıcaklığın +10 derecenin üzerine çıkmaması durumu, “soğuk hava şartları” olarak tanımlanıyor. Bu koşullar altında beton dökümünün özel yöntemler kullanılmadan yapılması, betonun priz alma sürecini yavaşlatıyor ve çimento hidratasyonunun olması gereken düzeyde gerçekleşmesini engelliyor. Sonuç olarak betonun dayanımı düşüyor, bu da yapısal güvenlik açısından ciddi risklere yol açabiliyor.

BETON DÖKÜMÜ İÇİN BELLİ SICAKLIK ŞART

Betonun dayanıklılığını sağlamak için çimento ile su arasında gerçekleşen kimyasal reaksiyon olan hidratasyonun, belirli bir sıcaklık aralığında gerçekleşmesi gerekiyor. Çok düşük sıcaklıklarda bu reaksiyon yavaşlıyor, hatta durma noktasına gelebiliyor. Uzmanlar, hidratasyonun tamamlanmadığı betonun ileriki yıllarda çatlama, kırılma ve mukavemet kaybı gibi sorunlar oluşturabileceğini belirtiyor. Bu durum, özellikle deprem kuşağında yer alan Van için büyük bir tehlike anlamına geliyor. Mimarlar, mühendisler ve inşaat alanında tecrübeli kişiler, çok soğuk havalarda beton dökümünün inşaatın kalitesini olumsuz etkilediğini dile getiriyor.

Van’daki bazı şantiyelerde görülen beton dökme işlemleri, kentte yaşayan vatandaşlar tarafından da endişeyle izleniyor. Vatandaşlar, son yıllarda artan yapılaşmanın hızına dikkat çekerek, malzeme ve işçilik kalitesinden ödün verilmemesi gerektiğini vurguluyor.

BELİRLİ ŞARTLAR SAĞLANMALI

İnşaat mühendisleri ise soğuk havada beton dökmenin tamamen yasak olmadığına, ancak belirli şartlar sağlandığında güvenli şekilde yapılabileceğine dikkat çekiyor. Örneğin, betona antifriz özellikli katkı malzemeleri eklenmesi, döküm yapılan alanın ısıtılması, betonun üzerinin özel örtülerle kapatılması ve sürecin kontrollü şekilde yapılması gibi yöntemlerle düşük sıcaklıklarda beton dökümü mümkün. Buna rağmen birçok şantiyede bu koruyucu önlemlerin alınmadığı belirtiliyor.

Van gibi kış aylarında hava sıcaklığının çok düşük olduğu bölgelerde beton dökme işlemlerinin bahar ve yaz aylarına planlanması, çok soğuk havalarda beton dökülmemesi öneriliyor.

Bu tür işlemler için uygun mevsim koşullarının beklenmesi, hem yapının uzun ömürlü olmasını sağlıyor hem de maliyetlerin artmasını engelliyor.

CAN GÜVENLİĞİ DİKKATE ALINMALI

Yapıların deprem anında gösterdiği performansın doğrudan betonun kalitesine bağlı olduğu, bu durumun sadece finansal değil, aynı zamanda can güvenliği açısından da ciddi bir risk oluşturduğunu belirten uzmanlar, bu konuda uyarılarını yineliyor.

Van’da inşaat faaliyetlerinin yıl boyunca devam etmesi ekonomik açıdan sektör için önemli olsa da uzmanlar, kısa vadeli kazançların uzun vadeli risklere neden olmaması gerektiğini vurguluyor. Şehirdeki ilgili kurumların denetimlerini artırması, şantiye sahiplerinin de teknik kurallara uygun şekilde çalışması gerektiği belirtiliyor. Aksi halde hem yapı güvenliğinin, hem de toplumun can güvenliğinin tehlikeye girebileceği dile getiriliyor.