Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 87 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı
RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN, RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUZ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 87. yılında, tüm yurtta ve yurt dışı temsilciliklerinde törenlerle anılıyor. 10 Kasım 1938'de hayata veda eden Atatürk, bağımsızlık mücadelesinin simgesi, modern Türkiye'nin kurucusu Ulu Önder olarak Türk milletinin kalbinde yaşayacaktır.
Anma törenleri her yıl olduğu gibi, 10 Kasım sabahı saat 09.05'te, Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir'deki törenle başlayacak. Cumhurbaşkanı, devlet erkanı, askeri yetkililer, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesine çiçekler bırakacak, ardından saygı duruşunda bulunacaklar. Bu anma, yalnızca başkent Ankara'da değil, tüm Türkiye'de ve yurt dışındaki Türk temsilciliklerde eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.
Anıtkabir'deki törende, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Türk milletinin lideri Atatürk'ü anmaya, devlet erkanının yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar yer alacak. Tören Türkiye'nin dört bir yanında okullarda ve sirenlerin duyulmasıyla vatandaşlar bulundukları yerlerde bir dakikalık saygı duruşunda bulunacak ve ardından hep bir ağızdan İstiklal Marşı okunacak.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN MİRASI: CUMHURİYETİN TEMELLERİ
10 Kasım, yalnızca bir ölüm yıldönümü değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatının ve ilkelerinin hatırlatıldığı önemli bir gündür. Atatürk’ün "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" sözleri, onun eşitlik, özgürlük ve adalet anlayışını en iyi şekilde özetler. Cumhuriyetin kurucusu, halkı ve vatandaşı merkeze koyarak, özgür ve bağımsız bir toplum yaratmayı hedeflemiştir. Bu değerler, bugün de Türk milletinin en önemli rehberidir.
10 KASIM’DA SİRENLER EŞLİĞİNDE SAYGI DURUŞU
Türkiye genelinde düzenlenecek anma etkinliklerinin en anlamlı anı, saat 09.05’te yaşanacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu saatte, tüm ülke genelinde sirenler çalacak ve bayraklar yarıya indirilecek. Bu an, Atatürk’e olan saygıyı ve milletin onun mirasına olan bağlılığını simgeleyen bir anı temsil ediyor. Her yıl olduğu gibi, halkın yoğun katılımı ile saygı duruşunda bulunulacak ve Atatürk’ün Cumhuriyet için vergi mücadele bir kez daha hatırlatılacak.
VAN’DA YAPILACAK ETKİNLİKLER
Van'da gerçekleştirilecek etkinliklerde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreciyle ilgili sinevizyon gösterileri ve tiyatro gösterileri düzenlenecek. Van Devlet Tiyatrosu ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek etkinliklerde Atatürk’ün yaşamına dair çeşitli belgeseller ve filmler izlenecek, Atatürk’ün sevdiği türküler seslendirilecek ve oratoryolarla Atatürk’ün düşünceleri anlatılacak.
Ayrıca, Van'daki törenlerde, Atatürk'ün mirasına saygı göstermek amacıyla şiir dinletileri, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini anlatan kompozisyonlar ve resim yarışmalarının ödül törenleri yapılacak. Bu etkinliklerde dereceye giren öğrencilere ödülleri verilecek ve tüm katılımcılara Atatürk’ün vizyonunu hatırlatan anlamlı mesajlar sunulacak.
ATATÜRK’ÜN MİRASI VE EĞİTİMDEKİ ROLÜ
Atatürk’ün mirası sadece siyasetle sınırlı değildir; eğitim, kadın hakları, bilim ve sanatta yaptığı reformlarla da önemli bir liderdir. Eğitime verdiği önemin yanı sıra kadınların toplumsal hayatta hak eşitliğini kazanması için yaptığı reformlar, Atatürk'ün vizyoner bakış açısını gözler önüne serer. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni sadece bir devlet olarak kurmamış, aynı zamanda halkının çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabilmesi için bir toplum yapısının temellerini atmıştır. 10 Kasım’daki törenler, bu reformların önemini bir kez daha hatırlatacak, Türk milletinin Atatürk’ün fikirlerine ve ideallerine olan bağlılığını güçlendirecektir.
Atatürk yalnızca Türk milletinin değil, tüm dünya için önemli bir liderdir. Bağımsızlık, barış ve özgürlük mücadelesi, Atatürk'ün küresel alanda da saygı duyulan bir lider olmasını sağlamıştır. Onun eğitimdeki reformları, bilimsel ve kültürel alandaki katkıları, modernleşme çabaları dünya çapında bir örnek teşkil etmektedir. Atatürk’ün dünya görüşü, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmanın önündeki engelleri aşmak için izlenecek yol haritası olarak bugün de pek çok ülkede referans alınmaktadır.
CUMHURİYETİN GELECEĞİ: ATATÜRK’ÜN MİRASINI YAŞATMAK
Atatürk, "En büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken, onun çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmasını hedeflemişti. Bu hedefin gerçekleştirilmesi, ancak Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkmakla mümkündür. 10 Kasım, Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak ve onu her yönüyle yaşatmak için bir fırsattır. Bu nedenle her 10 Kasım, yalnızca bir anma günü değil, Atatürk’ün ideallerini yeniden hatırlama ve ona olan minnettarlığı gösterme günüdür.
Cumhuriyetin demokratikleşmesi ve her geçen gün daha güçlü bir şekilde pekişmesi için Atatürk'ün ilke ve devrimlerine sahip çıkmak, her bir vatandaşın sorumluluğudur. 87 yıl sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası, hala Türk milletinin en büyük güvencesi ve yol göstericisidir. Bu 10 Kasım’da da Atatürk'ü anmak, onun mirasına sahip çıkmak ve Cumhuriyetin temellerini geleceğe taşımak için bir kez daha el birliğiyle çalışmak gerekmektedir.
Atatürk, Türk milletine sadece bağımsız bir ülke bırakmamış, aynı zamanda demokrasi, özgürlük ve eşitlik temelinde bir toplumu da inşa etmiştir. Her 10 Kasım’da olduğu gibi, bu yıl da Atatürk’ü anmak, onun mirasına sahip çıkmak ve Türk milletinin bu değerleri koruyarak daha aydınlık bir geleceğe ulaşması için gayret göstermek, hepimizin ortak sorumluluğudur.
ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN HAYATI
Ulu Önder, Dünya Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir ili olan Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi, XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf kâtipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına kadar yaşadı.
Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı. Babasını küçük yaşta kaybettikten sonra ilkokulu Selanik'te Şemsi Efendi Mektebi'nde okudu. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askerî Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Sabri Bey adına "Kemal"i ilave etti. 1896-1898 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, 13 Mart 1899'da İstanbul'da Harp Okulu'nda öğrenime başladı. 10 Şubat 1902 tarihinde teğmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle akademiyi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 20 Haziran 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. 13 Ekim 1907'de Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi, PicardieManevraları'na katıldı.
1911'de İtalya'nın Trablusgarp'a asker çıkarması üzerine Tobruk'a gönderildi. Tobruk ve Derne'de Türk kuvvetlerini başarı ile yönettikten sonra binbaşı rütbesiyle 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'na katıldı; Edirne'yi Bulgaristan'dan geri alan kolorduda görev yaptı. 1913-1915 yıllarında Sofya'da ataşe olarak bulundu. Birinci Dünya Savaşı'nda, 1915'te 19. Tümen Komutanı olarak Çanakkale Savaşı'na katıldı. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine 1 Haziran 1915'te Albaylığa yükseldi. Gelibolu'da düşman saldırılarını başarı ile durdurdu; "Anafartalar Kahramanı" olarak ün kazandı. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirdi.
Çanakkale Savaşları'ndan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus saldırılarını durduran Mustafa Kemal, Bingöl ve Muş'u düşmandan geri aldı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya giderek Alman Genel Karargâhı ve Alman savaş cephelerinde incelemeler yaptı. 1 Eylül 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı. Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak, Ordu Müfettişliği görevi ile İstanbul'dan ayrıldı.
Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayımladı. Türk milletine, "Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas'ta bir kongre toplanacağını" bildirdi. Ayrıca Osmanlı Hükûmeti'nin verdiği görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı.
Bu kongrelerde, "Düşman işgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükûmetin kurulacağı ve bir millî meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği" kararları alındı ve açıklandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), onun çabalarıyla 23 Nisan 1920'de Ankara'da tarihî görevine başladı; Mustafa Kemal, Meclis ve Hükûmet Başkanı seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Osmanlı Hükûmeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nı Türk milletinin kabul etmediğini dünyaya duyurdu. TBMM Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.
İtilaf Devletleri'nin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan Kuvvetlerinin ilerlemesi 1921'de Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarıyla durduruldu. 23 Ağustos 1921'de yeniden saldıran Yunan Ordusu bozguna uğratılarak Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Türk Ordusu Sakarya Meydan Savaşı'nı zaferle sonuçlandırdı. 22 gün geceli gündüzlü süren bu savaşta Yunan Ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal'e "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" unvanı verildi. Türk Ordusu, vatanı düşman işgalinden kurtarmak için 26 Ağustos 1922'de karşı saldırıya başladı. Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Başkomutan Meydan Savaşı'nda (30 Ağustos 1922) Türk Ordusu Yunan Ordusu'nun büyük kısmını yok etti. Bozguna uğrayarak kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk Ordusu 9 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi.
Kurtuluş Savaşı'nın ardından TBMM tarafından 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilan edilirken, Mustafa Kemal de oybirliğiyle ilk Cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükûmeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.1938'deki ölümüne dek arka arkaya dört kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı oldu.
Mustafa Kemal'e, 24.11.1934 günü, 2587 sayılı kanunla Atatürk soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı.
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacı ile 1933'te Beş Yıllık Sanayi Planı'nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı; Milletler Cemiyeti'ne girilmesi (1932), Balkan Antantı'nın imzalanması (1934), Montrö Boğazlar Sözleşmesi (1936) ve Sadabat Paktı (1937) gibi girişimler Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu. Atatürk, Hatay'ın anavatana katılması için yoğun bir diplomatik çaba sarf etti ve onun bu amacı, vefatının ardından 1939 yılında gerçekleşti.
Atatürk, yalnızca Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nı başarı ile yöneten bir komutan değil, aynı zamanda gerçekleştirdiği devrimler ile de dâhi bir devlet adamı idi. 57 yıl süren yaşamının büyük kısmında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı ve mutluluğu için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle çıktı.
Özel hayatında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, cesur ve unutulmaz önderi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu.
Cenazesi 21 Kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan Ankara Etnografya Müzesi'nde toprağa verildi. Anıtkabir yapıldıktan sonra naaşı görkemli bir törenle 10 Kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.