Toplumu hafife almayacaksın...

Topluma değer verecek, toplumu ciddiye alacaksın. Toplum " cahildir bilmez " demeyeceksiniz, sonra yanılır mahcup olursun. Toplumun onuruyla, gururuyla, dengeleriyle oynamayacaksın. Toplumun ortak aklına, önsezisine değer vereceksin. Toplumdan gelen sağduyulu sese kulak asacaksın. Toplumun duygularını, ruhunu hissedeceksin.
İster parkın içinde ol, isterse parkın dışında ol.
Nerede  olursan ol.
Toplumu asla hafife almayacaksın… 
Gezi Parkı hepimize çok şeyler öğretti. Park küçük ama içine sığdırdığı anlam ve yarattığı etki büyüktür. Gezi Parkı'nın yerine ne yapılırsa yapılsın veya yapılmasın, artık orası bu yönüyle anılacak, bu yönüyle tarihe geçecek.
Dayatmayla, zorlamayla,  baskıyla olmuyor. Zorlamanın, dayatmanın, inatlaşmanın tutmadığına dair çevremizde sayısız örnekler var.
Ben size yaşadığımız şehirden, Van'dan birkaç örnek vereyim.
Ercişli Emrah bu toprakların bağrından çıkmış çok büyük bir ozandır, değerdir. Muhteşem dizeleri vardır. Gönülden seslenir. Her mısrasında öğreti ve aşk vardır. Ercişli Emrah'ı sevmeyen, dizlerini bilmeyen yoktur. 1980'li yıllarda belediye meclisi kararıyla Van'ın en eski caddelerinden Sıhke (Sıhke; sık gel anlamında kullanılmaktadır, bu caddenin geçmiş bir asır öncesine dayanır)  caddesinin ismi değiştirilerek Ercişli Emrah ismi verildi. Kocaman levhalar asıldı. Ancak isim vatandaşlar arasında tutmadı. Kâğıtlarda ne yazarsa yazsın vatandaş burayı Sıhke Caddesi olarak biliyor, öyle adlandırıyor.
1980'li yıllarda Edremit ilçemize "Sarmansuyu" ismi verildi. Sözde bu isim Şamransuyu demekmiş. Kedi ismi Sarman ile Van'ın ünlü Şamran suyu arasındaki farkı ayıramayan mantık. O dönem belediyenin elindeki bir iki araç ve otobüsün üzerine de "Sarmansuyu Belediyesi" diye yazılmıştı. Ama tutmadı. Zira Sarmansuyu'nu-kedisuyunu bilen yoktu! Oranın adı tarihin her döneminde Artemit-Edremit'ti. Masa başında verilen isim de kabullenilmedi. Sonuçta Sarmansuyu saçmalığına son verilerek şirin ilçemizin adı Edremit oldu. Yanlışlık, dayatma son buldu.
1940'larda Vali konağı daha sonra Kız Meslek Lisesi, İl Halk Kütüphanesi olarak hizmet veren şehrin ortasında yer alan bu yeşil alan 1975'de Şehir Parkı ismiyle şehrimize hizmet vermeye başladı. Yaz aylarında şehrin soluklanma adresi oldu. 2010 yılında parkın ismi belediye meclisi tarafından aniden değiştirilerek Feqıye Teyran ismi verildi. Kuşların dilini bilen Feqıyê Teyran, Kürt edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Diğer bütün eski Kürt Şairleri gibi bir İslam bilgini olan Feqıyê Teyran İslami bir aile içinde büyümüş, İslam'ı hakkıyla yaşamış bir şairdir. Soylu bir ailenin çocuğudur. Dedeleri Osmanlı devletinden "Mirlik" ünvanını almışlardır. Ancak Şehir Parkı'na verilen Feqıyê Teyran ismi tutmadı. Bu şehirde yaşayanların, bu şehre yolu düşenlerin Şehir Parkı ile ilgili bir hatırası var. Dolaysıyla insanlar burayı Şehir Parkı olarak bilmekte, tanımakta ve tarif etmektedir.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gereği, anlamı yokken, Vanlı olmayan, özel bir akademik başarısı bulunmayan Prof Dr. Dursun Odabaşı'nın ismi verildi. Ama bu isimde tutmuyor, tutmayacak.  İsim sadece tabelalarda, kâğıtlarda kalıyor. Çünkü vatandaşımız hastaneye kendi iradesiyle  " Araştırma Hastanesi " diyor. Siz ne derseniz deyin.  
Bu işler zorlamayla, dayatmayla,  olmuyor.
Olur diyorsanız kendiniz aldatmış olursunuz.

 

Bakmadan Geçme