Sönmez: Van uluslararası ticaret açısından önemli bir köprüdür

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 'Van, bölgesel bir çekim merkezi olmanın yanında, başta İran olmak üzere, doğu komşularımıza yakınlığıyla, uluslararası ticaret açısından önemli bir köprüdür' dedi.

Rıdvan Can-Burhan Ergin

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Visa ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında, 30 banka ve e-para kuruluşunun desteğiyle 2019 yılında hayata geçirilen İşimi Yönetebiliyorum Projesi eğitimi Van’da gerçekleşti. Elite World Otel’de düzenlenen eğitime TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vınton, VİSA Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, KOSGEB Van Bölge Müdürü Bilal Emre Yörük, Van Ticaret Borsası Başkanı Nayif Süer, DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Erbay, Van Ticaret ve Sanayi İş Dünyası Derneği Başkanı Zahir Kandaşoğlu,  DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Eski Başkanı ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Suat Çiftçi, DOĞUSİFED Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mehmet Kandaşoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.  

Eğitimde konuşan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Van’a ilk defa geliyorum. Bir yıl önce Türkiye’de yaşamaya başladım. Van ile ilgili üç şeyi bana söylediler. Biri Van Gölü, ikincisi Van Kedisi, üçüncüsü de dünyada bulamayacağım kadar iyi bir kahvaltının Van’da olduğunu söylendi. Muhteşem bir şehirle karşılaştım” ifadelerini kullandı.

“Ulusal bir seferberlik başlatmalıyız”

 Eğitimde ilk söz alan DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Erbay, “DOĞUSİFED, doğu-batı arasındaki ticari köprülerin geliştirilmesi amacıyla kurulmuş, ortak akıl ve uzlaşı kültürü temelinde, evrensel değerler çerçevesinde, ilimizin, bölgemizin ve ülkemizin büyük fotoğrafında buluşma çabasındadır. Bu niyetle dünden bugüne, tüm kamu kurumlarımızla, odalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla iş birliği içerisinde olduk ve bundan sonra da bulunmaya devam edeceğiz. Herkese eşit mesafede olma çabamızın bir sonucu olarak, bugün bu salondaki birlikteliğimiz, bu kare bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu pozitif atmosferden bölgemizin sosyo ekopolitik kuşağının siyah, beyaz fay hattı üzerinde yer alıyor olmanın dezavantajlarından bahsedip bu atmosferdeki havayı karamsar bir şekle büründürmek istemem. İşsizlikten, yoksulluktan, sosyoekonomik gelişmişlik açısından 81 il arasında en son sırada yer alıyor olmamızdan, ihtisas gümrüğümüzün olmayışından, demir yolu hattımızın feribota mahkum edilmesinden, bölgedeki imkan ve imtiyazlardan yeterince istifade edememekten, kısacası bir yığın sorundan bahsedip olumsuz bir tablo çizmek de istemem. Dünyada gelişmekte olan ülkemizin az gelişmiş bir bölgesinde yer almamızın getirdiği dezavantajlar olabilir. Nitekim bölgemizin soğuk analize baktığımız zaman avantajların, fırsatların ve güçlü yanlarımızın da az olmadığı bilinmelidir. Ancak demokrasi ile ekonomi arasında doğrudan bir ilişki olduğu da unutulmamalıdır. Ülke olarak sorunlarımızı ortak akıl ve uzlaşı kültürü temelinde güçlü ekonomiyi, güçlü demokrasi, güçlü toplum ilkesiyle aşabileceğimize inanıyoruz. Yerel ve bölgesel kalkınma için KOBİ'lerimiz eliyle köylerden başlayarak, kırsalın da içinde yer aldığı bir kalkınma hamlesi başlatılmalı ve köyden kente ulusal bir seferberlik başlatmalıyız” dedi.

“Ekonomimiz güçlendirilmeli”

Ekonomik olarak sıkıntı yaşandığını söyleyen Erbay, “Tabii ekonominin ağır yükünü sırtında taşıyan KOBİ'lerimiz finansmana erişim, kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomi ve kalkınmanın dinamiği konumunda olan KOBİ'ler, işsizliğin azaltılması ve yeni istihdam alanlarını yaratması, dengeli ekonomi ve sosyal kalkınmanın sağlanması noktasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu noktada dayanıklı KOBİ'ler düştüğü yarınlarımızın teminatı olabilir. Dolayısıyla bugün bizleri bir araya getiren, İşimi Yönetebiliyorum Projesi’nin KOBİ'lerimize bu sorunları aşma noktasında önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. KOBİ'lerimizin dijital dönüşüm, yeşil mutabakat, e-ticaret, e- pazarlama konularında şimdiden hazırlıklı olmaları gelecekte uluslararası rekabet için büyük önem arz etmektedir. Bu veriler ışığında, başta en büyük yatırımı, en önemli kalkınma modelinin KOBİ'lere, eğitime, insan kaynaklarına, kadın ve genç istihdamına yapılacak yatırım ile mümkün olacağı inancıyla bu etkinliğimizin KOBİ'lerimizin gelişmesine, yatırım ve istihdamın artmasına, ekonomimizin güçlendirilmesine vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“Bugüne kadar 3 bin KOBİ’ye eğitim verdik”

KOBİ’lere eğitim verdiklerini söyleyen VİSA Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, “Geçtiğimiz iki yılda yaşanan pandemi koşullarında tüketicilerin hızla dijital alışveriş ve ödeme yöntemlerine geçiş yaptığına ve bu değişimin kalıcı hale geldiğine tanık olduk. Bu dönüşüm, işletmelerin de duruma adapte olması gerekliliğini beraberinde getirdi. İşimi Yönetebiliyorum eğitimleri ile bugüne kadar 3 bin KOBİ’ye finansal disiplin ve dijitalleşme alanında eğitim verdik. Dijitalleşme içeriklerinin tamamını bitiren KOBİ’lere ise e-ticarete başlangıç ve dijital pazarlama destek paketleri ile işlerini dijital ortama taşımalarını sağladık. Eğitim içeriklerini de ekosistemin ihtiyaçlarına göre düzenli olarak güncelliyoruz. Bu sene uluslararası ticaret, e-ihracat ve yeşil dönüşüm teması da eğitimlere eklendi. Pandemi döneminin ardından yüz yüze eğitimlerin ikincisini proje ortaklarımız UNDP ve TÜRKONFED ile Van’da gerçekleştirmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.

“Çözüm odaklı yaklaşımlarımızla katkı veriyoruz”

Çözüm odaklı projeler paylaşacaklarını söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Bağımsız ve gönüllülük ilkesiyle, ülkemizin her bölgesinden iş insanlarının, bir araya geldiği TÜRKONFED, bugün 30 federasyon, ulusal-uluslararası 300’ün üstünde dernek, ve 50 bini aşkın şirketi temsil etmenin bilinciyle, değer yaratmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte, çok daha kudretli, çok daha yüce bir temsil sorumluluğumuz var. O da, Anadolu’muzun ortak birikimini, gücünü ve sesini yansıtmak. Bu nedenle, gittiğimiz her şehirde, kurduğumuz her temasta, bu coğrafyanın, kadim üretim kültüründe saklı olan değerleri, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğundaki, en önemli potansiyelimiz olarak konumluyoruz. Üstlendiğimiz bu kıymetli sorumluluk, dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği süreçte çok daha hayati bir önem kazandı. Hem ülkemiz, hem de dünya, çok zorlu geçen pandemi döneminin yaralarını sarmaya çalışıyor. Küresel ekonomiler; yükselen enflasyon, iklim krizi ve konjonktürel gelişmeler altında, sürdürülebilir kalkınma ve büyümenin formüllerini arıyor. Tüm bunlara, gezegenimizin her yanında hissedilen, ve bizim 3D olarak tanımladığımız, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşüm eşlik ediyor. Dolayısıyla, bir yandan içinde bulunduğumuz koşulları iyileştirmek için mücadele ederken, diğer yandan da, insanın, toplumun ve işin geleceğine hazırlanmak, değişimlere uyum sağlamak zorundayız. Anadolu’nun özünde yer alan, mücadele, dayanışma ve paylaşma kültürü, bu süreçte, hem ülkemize, hem de bölgemize ilham olabilecek zenginliklere sahip. TÜRKONFED olarak, işte bu nedenle, unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlatmayı, saklı değerleri gün yüzüne çıkarmayı, ve ortak sesimizin, ülkemizin her yanında duyulmasına katkıda bulunmayı önemsiyoruz. Bu hedef doğrultusunda; üretimin, istihdamın, ihracatın, ve yaratılan katma değerin önemli bir bölümünü karşılayan Anadolu’nun, KOBİ’lerin ve iş dünyasının, sorunlarına, çözüm odaklı yaklaşımlarımızla katkı veriyoruz” dedi.

“Van’ın potansiyellerini, fırsata dönüştüreceğine inancım tamdır”

Van’daki toplam mera varlığının ülkemizin mera varlığının yüzde 10’unu oluşturduğunu belirten Sönmez, “TÜRKONFED olarak, sorunun değil, her zaman çözümün bir parçası olmayı önemsiyoruz. Ülkemizin, şehirlerimizin, şirketlerimizin sorunlarına eğilirken parolamız, her zaman için fırsatlara ve potansiyellere odaklanmak. Odağımızı, potansiyeline yönelttiğimizde, bambaşka bir gelecek manzarası ile karşılaştığımız, önemli kentlerimizden biri hiç kuşkusuz Van’dır. Van, bölgesel bir çekim merkezi olmanın yanında, başta İran olmak üzere, doğu komşularımıza yakınlığıyla, uluslararası ticaret açısından önemli bir köprüdür. Sosyal, ekonomik ve yapısal bir atılımla, Van’ın potansiyellerini, fırsata dönüştüreceğine de inancım tamdır. Urartu ve Şelçuklu gibi, kadim medeniyetlerin mirasını taşıyan Van’ın doğal zenginlikleri, tarihi ve kültürel değerleri, bu potansiyellerin en büyüğüdür. Bununla birlikte; Van’ın işgücünün yüzde 75’e yakınının tarımda istihdam edildiğini, sanayi ve ticaretin yüzde 4’ler seviyesinde olduğunu görüyoruz. Ayrıca Van’daki toplam mera varlığı ülkemizin mera varlığının yüzde 10’unu oluşturuyor. Yörede üretilen kırmızı et kalitesinin yüksek olması, entegre hayvancılıkta çok daha iyi bir çıktı düzeyi vaat ediyor. Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, İran, ve Irak gibi komşularımızın tamamıyla, bir ticaret köprüsü oluşturan şehrimiz; gerek tarım, gerek sanayi, gerekse ticaret alanında yaşayacağı sıçrama ile bölgesel cazibesini artıracaktır. Zira; dünyanın endişe ile takip ettiği gıda krizinde, tarım ve tarıma dayalı sanayinin önemi, stratejik olmanın ötesine geçip yaşam için vazgeçilmez bir konuma yerleşmiştir. Bu nedenle Van’ın yaşayacağı sıçrama, yalnızca bir şehrin değil, bir bölgenin hatta ülkemizin geleceğini de belirleyecek güçtedir.  Görmek istediğimiz zaman, potansiyellerin sınırı yoktur. Bir şehrimiz için geçerli olan bu ilke, aslında, her bir şirket için de geçerlidir. Zira her şirket, yola, bir hayalden ve bir potansiyelden aldığı güçle çıkar. Başarıyı getirense, bu yolculuğu sürdürebilecek esnekliğe, çevikliğe ve kararlılığa sahip olmaktır. İstiyoruz ki, her şirket, her profesyonel, değişimin, dönüşümün bu kadar hızlı ve kapsamlı olduğu çağımızda, gönül rahatlığıyla işimi yönetebiliyorum desin. Bu amaç doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projemizde, dördüncü yılımızdayız. Adana’dan Van’a kadar, buluştuğumuz tüm şehirlerde, değişime ne kadar büyük bir heyecanla yaklaşıldığına tanık oluyoruz” dedi.

“KOBİ’ler emeği ve tutkusuyla değer yaratıyor”

KOBİ’lerin önemine değinen Sönmez, “Pandeminin hızlandırdığı toplumsal dönüşüm, insana ve çalışma hayatına yönelik bakış açılarımızı tazelemeyi zorunlu kılıyor. Bu dönüşümleri tetikleyen değişimi, zamanında yakalamak, çağın gerektirdiği bilgi birikimi ve teknolojiyi kullanarak, ekonomimizin kapasitesini geliştirmek, her zamankinden daha da önemli bir hale geliyor. Dünya, verimlilik odaklı bir üretim ve hizmet ekonomisine doğru dönüşürken; Türkiye’de bu değişimi gerçekleştirecek en önemli aktörler, hiç şüphesiz KOBİ’lerimizdir. Ekonomimizin yüzde 99,8’ini oluşturan ve aynı zamanda birçoğu aile şirketi olan KOBİ’lerimiz, istihdamdan, ihracata ve yatırıma kadar, her alanda sorumluluk üstleniyor. KOBİ’ler emeği ve tutkusuyla değer yaratıyor. Yaklaşık 3,5 milyon KOBİ’mizin, yüzde 13’ü sanayi, yüzde 9’u tarım ve yüzde 51’i perakende-ticaret ile, geri kalanı da diğer sektörlerde faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla KOBİ’lerimizin, işimi yönetebiliyorum demesi, yalnızca kendi varlıklarının sürdürülebilirliği açısından değil, ekonomik kalkınmamız açısından da büyük önem taşıyor. İşimi yönetebiliyorum projesinin amacı; KOBİ’lerimizi, kendilerini sürekli olarak yenilemesine destek olacak, bilgi ve becerilerle donatmaktır. Projemiz kapsamında hayata geçirdiğimiz online eğitim sistemimiz, ve bugün burada buluşmamıza vesile olan, yüz yüze eğitimlerimizle, yılda bin KOBİ temsilcisine ulaşmayı, 100’ün üzerinde KOBİ’ye, dijitalleşme alanında destek ve koçluk, altı adet KOBİ’mize, TÜRKONFED ve TÜSİAD tarafından mentorluk sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.

 “TÜRKONFED özellikle bu süreçte bize çok yardımcı oldu”

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Van’a ilk defa geliyorum. Bir yıl önce Türkiye’de yaşamaya başladım. Van ile ilgili üç şeyi bana söylediler. Biri Van Gölü, ikincisi Van Kedisi, üçüncüsü de dünyada bulamayacağım kadar iyi bir kahvaltının Van’da olduğunu söylendi. Muhteşem bir şehirle karşılaştım. UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu olarak KOBİ'lere ne kadar önem verdiğimizi tekrar söylemek isterim. Çünkü KOBİ'leri biz aslında ekonominin motoru olarak görüyoruz. Bu motoru aslında aileleri, bireyleri hatta bulundukları tüm bölgeyi daha ileriye çekmek için, bulundukları bölgeyi yoksulluktan, refaha taşımak için bir motor görevi görüyorlar. 2019 yılından beri İşimi Yönetebiliyorum programı çerçevesindeki başarıları gördük. Buradaki aslında programın benim için en önemli üç güzelliği var. Bir tanesi aslında bu programın esnekliği,  ikincisi de uyarlanabilir oluşu ve zorlu ekonomik koşullara kendini uyarlayabilmesi. TÜRKONFED özellikle bu süreçte bize çok yardımcı oldu. Yereldeki programların uygulanabilmesi için ve bizler tabii ki bizim finansal olarak en önemli partnerlerimizden biridir. Kovid-19 pandemisi sırasında elbette sizlere dijital alandaki eğitimin her tür olanağını sunmaya çalıştık.  Özellikle iklim değişikliğine dair bir odağı eklemiş olmaktan çok mutluyuz. Çünkü iklimin değişikliğine dair, yeşil dönüşüme dair bir eğitim müfredatı sevgili yeni partnerimiz Akbank sayesinde ekleyebildik. Umuyoruz ki buradan iklim değişikliğini daha merkeze alan yeni bir programın bir ayağı daha olacak. UNDP olarak aslında Avrupa Birliği yeşil mutabakatını da çok önemsiyoruz. Yeşil mutabakat ve dekarbonizasyon aslında Türkiye'yle ihracatçılar için de Avrupa Birliği piyasasına ulaşmak bakımından çok önemli. Bir taraftan bu bir zorluk ama bir taraftan bu aynı zamanda bir olanak, çünkü bir rekabetçi avantajınızı arttıracak bir olanak Avrupa Birliği piyasalarına erişmek için yüzden bugün müfredatımıza yeni bir nokta olarak yeşil dönüşümü koymuş olmaktan çok mutluyuz. Burada çok sayıda kadın katılımcı görmüş olmaktan da çok mutluyum. Çünkü bizler iş dünyasında aslında eşitlik ve çeşitlilik bahsederken, sadece bir şeyleri daha doğru yaptığımızın da göstergesi oluyor” dedi.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme