Sessizliğimiz, Yanlış Uygulamaları Onaylamıştır

Peyzaj Mimari Derneği 20. Yılını basın toplantısı ile kutladı.

İlhan Siyahtaş

Mimarlar odası binasında yapılan basın açıklamasında konuşan Peyzaj Mimarlar Odası Van Temsilciliği Genel Sekreteri Zeynep Timur “ 1967 yılında Peyzaj Mimarisi Derneği çatısı altında örgütlenmeye başlayan Peyzaj Mimarları, bundan 20 yıl önce, 13 Mayıs 1994 tarihli TMMOB Genel Kurulunda Peyzaj Mimarları Odası’nın kurulumunun onaylanmasıyla Oda çatısı altında örgütlenmesine büyüyerek devam etmiştir. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, 20. Yaşımızı Adana, Antalya, İstanbul, İzmir illerinde bulunan şubelerimiz, Türkiye genelinde 22 ilde bulunan temsilciliklerimiz ve 2 ilçe temsilciliğimiz ile birlikte kutlamaktayız”  diye konuştu.

             Türkiye genelinde olduğu gibi Van’da da peyzaj mimarlığı uygulamalarının yeri, önemi ve değeri yeteri kadar bilindiğini ifade eden Zeynep Timur “Peyzaj mimarlarının yeteri kadar farkındalık yaratmamış olması en önemli faktörlerden biridir ve mesleki örgütlenmenin  geç ve yetersiz olması da bu durumun gelişmesinde etkili olmuştur. Yaşadığımız kent, Van; tarihi doğası,  kültürü ile insanlık bilincinde önemli bir yer tutmaktadır. Yeşili, tarihi alanları (Van Gölü, Van Kalesi, kiliseleri, medreseleri ) ve neredeyse el değmemiş doğası ile tanınan kentimiz maalesef bir süredir moloz ve beton yığınları ile anılan bir inşaat alanına dönüştürülmüştür. Van’ın kentleşmesi, tarihi ve doğası ile barışık olarak gerçekleşebilecekken ne yazık ki doğası ve tarihi tahrip edilerek gerçekleştirilmiştir.Edremit kıyı şeridinin doğal sahilleri yok edilip, taşlarla doldurulup baraja dönüştürülmesi, oksiyen ve canlıların doğal yaşam alanı olan sazlıkların deprem sonrası molozlarla doldurulup kurutulması, kıyıya dolgu yapılan alanların belli sermaye çevrelerine işletme alanı olarak verilmesi, deniz, kıyı kültüründen ve estetikten yoksun yapı ve işletmelerle talan edilmesi, geri kalan alanları devletin kamu kurumları tarafından işgal edilmesi, bir bütün kıyı kanuna aykırı olan bu uygulamalar halkın gölle bağını koparıp savunmasız hale getirmiştir” dedi.

Zeynep Timur “Kent merkezinde yükselen binalar, daralan araç ve yaya yolları, yetersiz otopark alanı, yetersiz ve bakımsız yeşil alanlar, Van Gölü’nün sunduğu eşsiz manzaranın kıyı boyunca engellenmiş olması, plansız, ihtiyaç dışı gelişen yapılanmalar öne çıkan sonuçlardır. Hepimizin gözleri önünde gerçekleşen bu tahribat bir günlük bir süreç değil, yıllardır hem merkezi hükümetin hemde yerel iktidarların yanlış uygulamalarını kapsamaktadır. Bu uzun yıkım sürecinde aslında hepimizin sorumluluğu ve payı bulunmaktadır.  Çünkü sessizliğimiz, yanlış uygulamaları onaylamıştır”   diye konuştu.

Özgülünde kentsel tahribata uğramış bir şehir olan Van’ın 2011 yılında yaşanan iki büyük deprem ile büyük yıkım ve acılar yaşadığını, toplum olarak herkesin mağdur olduğu bu felaketin aynı zamanda kentin yeniden yapılanmasına fırsatlar sunduğunu vurgulayan Timur, “  Yeniden daha sağlıklı bir kent imar planı ve uygulamasının yapılması,  yol ve kaldırımların genişletilmesi, yaklaşık 40-50 yıllık bir tahribattan geçen şehir içindeki yeşil alanların korunması ve yeni yeşil alanların oluşturulması, sosyal donatı alanlarının çoğaltılması gibi düzenlemeleri yapılmalıdır. Aynı zamanda, Büyükşehir olan kentimizin yeniden idari olarak kurgulanması esnasında kamu kuruluşlarının, mevcut yerlerini boşaltıp Edremit’in özellikle en güzel yerlerine yerleşerek Edremit ilçesinin özellikle doğal güzellikleri ve yeşil alanları kamu kurumları tarafından işgal edildi. Kamu kurumları ve il özel idaresinin Büyükşehir’e devri ile birimlerinin dağıtılması daha olgun ve aklıselim bir yaklaşımla yapılarak, doğal alanların yağmalanması engellenebilirdi. Edremit boyunca Van gölünün katliamı engellenip Edremit başta olmak üzere yeşil alanlar ve kıyı şeridi koruma altına alınabilirdi. Maalesef bu duyarlılık ve hassasiyetle yaklaşılmadı”  ifadelerini kullandı.

 Peyzaj Mimarları Odası Van İl Temsilciliği olarak, yakın bir tarihte Van’ın kentleşme ve yaşam kalitesi sorunları ile, doğal ve kültürel değerlerinin karşı kaşıya kaldığı tehditlerin ele alınacağı ve tartışılacağı tartışacağımız bir panel düzenlemeyi planladıklarını söyleyen Timur, Temsilcilik olarak kendimize toplumsal yaşamda varolan her kesimin  (din, dil, ırk, etnisite, cinsel yönelim ayrımı yapmaksızın) ve doğada yaşayan her canlının sınıfsız, sömürüsüz, tahakkümden, militarizmden, her türlü şiddetten ve ayrımcılıktan uzak daha onurlu, özgür, eşit ve adil bir dünyada yaşamasını ilke edindik  “ şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme