Saadet Partisi Genel İdareler Kurulu Üyesi Ümit Çebi: Ülkenin sorunlarını 5 yılda çözeriz

Vansesi Gazetesi'nden Burhan Ergin'in haberine göre çözüm süreciyle ilgili bilgi alışverişinde bulunmak üzere Van’a gelen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyeleri Ümit Çebi, Fatih Yıldırım, İl Başkanı Özay İlhan ile birlikte basın açıklaması düzenledi. Toplantıda konuşan Çebi, çözüm sürecinin şeffaf şekilde yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Çözüm sürecinin selamete ulaşması için herkesin sürece dahil edilip şeffaf şekilde yürütülmeli. İnsanlar artık barışın hakim olmasını istiyor. Barışın gelmesi için herkesin elini değil gövdesini taşın altına koyması gerekir. Biz parti olarak sürecin başarıya ulaşması için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz” diye konuştu.

Van Ferit Melen Havalimanında yapılacak olan bakım onarım çalışmalarına değinen Çebi, “Van Ferit Melen Havalimanı şu an kısmen, Ağustos ayından sonra da bakım ve onarım çalışmaları kapsamında tamamen kapanacağını öğrendim. Van Doğu Anadolu Bölgesi’nin gözbebeğidir. Mevcut havalimanı Van’a yakışmıyor. Havalimanında yapılacak bakım onarım çalışmaları en kısa sürede tamamlanıp şehirde yaşayan insanlar mağdur edilmemeli. Ayrıca Van’a yakışan yeni bir havalimanı yapılması gerekir. Play-off müsabakalarında şampiyonluk mücadelesi veren Vanspor’a başarılar diliyorum” dedi.

“TERÖR BU ÜLKEYE ÇOK ZARAR VERDİ”

Çebi konuşmasında, “Trabzonluyum, 1999-2009 yılları arasında Araklı’da belediye başkanlığı görevini yürüttüm. Şu an Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi olarak görevimi sürdürmekteyim. Genel merkezimiz tarafından Van’da çeşitli temaslarda bulunmak için görevlendirildik. Van gerçekten ülkemizin çok önemli bir ilidir. Çok mütevazi ve misafirperver bir il olması hasebiyle Saadet Partisi teşkilatlarının da çok değer verdiği bir il konumundadır. 40 yıllık sorunu bitirmek için barış süreci başlatılmıştır. Maalesef bu ülke onlarca yıl bir terör belası yüzünden kendi insanının ölmesine, ekonomik, sosyal, sanatsal olarak her alanda birçok sıkıntı yaşamasına sebep olmuştur. Şunu açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Terör bir ülke için, bir millet için felakettir ve çok büyük bir beladır. Allah’a hamdolsun bu belanın ortadan kaldırılması için bir süreç başlatılmıştır. Bu gerçekten bizleri de çok mutlu etmiştir. Barışın olmasını, terörün bitmesini istemeyen insanda iki haset görürüm. Ya akıl sağlığı yerinde değil ya da haindir. Bu bağlamda Türkiye’de terörün bitmesi, barışın hakim olması, artık yaylalarımızın, köylerimizin, mezralarımızın, küçükbaş, büyükbaş hayvanların sesleriyle inlendiği, insanlarımızın artık yaylalara özgürce çok rahat çıkabileceği ortamları görmek bu milletin, bu toplumun hakkıdır” ifadelerini kullandı. 

“BARIŞIN HAKİM OLMASI İÇİN ELİMİZDEN GELEN GAYRETİ SARF ETMEYE HAZIRIZ”

Çözüm sürecine değinen Çebi, “Biz Saadet Partisi olarak çözüm sürecine destek veriyoruz. Saadet Partisi Türkiye’de barışın teminatı olan bir partidir. Saadet demek huzur, mutluluk demek, partimizin ismi bile barışı, huzuru, mutluluğu ifade ediyor. Saadet Partisi kardeşliği, adaleti öne alan bir anlayışın partisidir. Bugün yapılan görüşmelerin herkesime şeffaf bir şekilde anlatılması lazım. Toplumun tümü esasa alınmalı. Herkes barışa sahip çıkmalı. Çözüm sürecinde barışın gelmesi için emek veren herkese çok teşekkür ederim. Ülkemizde silahlar sustuğu zaman, barış olduğu zaman bundan herkes her alanda faydalanacaktır. En çok faydayı da Van alacaktır. Çünkü Van hayvancılık ve tarımsal açıdan çok önemli bir ildir. İran’la sınır olması münasebetiyle daha çok önem kazanıyor. Erbakan hocamız D8 İslam Birliği’ni kurduğu zaman coğrafyamızda barışın olması için kurmuştur. Coğrafyamızda barışı mutlaka sağlamalıyız. Ortadoğu ülkeleriyle yapacağımız ticaretle birlikte Van çok önemli bir il haline gelir. Van şu an göç veren bir il, barış hakim olduğu zaman sınır il olması hasebiyle göç alan bir il haline gelecek. Barış sürecinin daha sağlam temeller üzerine oturtulması için bu işin öncülüğünü yapanlar sadece bir kesime aitmiş gibi veya bir gruba aitmiş gibi düşünceleri ortadan kaldırması için acilen barış sürecinin herkesime yayıldığı barışın hakim olduğunu ortaya koymak zorundadırlar. Barış sürecinin her aşamasında görev almak isteriz. Barış demek huzur, mutluluk, kardeşlik, adalet demektir. Biz barışın gelmesi için mücadele edeceğiz. Ülkemizde birlik, beraberlik hakim olmalı. Bu topraklarda silahlar değil üretim, sevgi, muhabbet, kardeşlik, dayanışmanın tohumları ekilsin. Bu millet 40 yıldır çok gözyaşı döktü, toprağın altına ne canlar verdik. 40 yıl çok analar ağladı, bacılarımız dul kaldı, çocuklarımız yetim kaldı, artık bu vahşeti durdurmak herkesim asli görevidir. Terörün dış kaynaklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Dış müdahalelere artık izin vermemeliyiz. Terör belası yüzünden ülkemiz ekonomik olarak çok zarar etmiştir, terör yüzünden kardeşlik bağları zarar görmüştür. Ülkemiz artık ekonomik, tarım, hayvancılık, teknoloji gibi her alanda kalkınmalı, gelişmeli. Hep birlikte el ele vererek ülkemizin sorunlarını bitirmek için çaba sarf edelim. Biz Saadet Partisi olarak barışın hakim olması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye hazırız” şeklinde konuştu.

“TARIM VE HAYVANCILIKTA GERİLEDİK”

Tarım ve hayvancılıkta ciddi sorunların yaşandığını ifade eden Çebi, “Tarım ve hayvancılık ülkemizin her tarafında çöktü. Bakın ben kimseyi kötülemiyorum. Doğruları söylemek görevimizdir. Yapılan yanlışları gündeme getirme sorumluluğumuz var. Halkımızın yaşamış olduğu sorunları gündeme getirmeye devam edeceğiz. Türkiye tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi ama bu özelliklerimizi kaybettik. Şu an yurt dışından ithal ürün getiriyoruz. Allah aşkına Türkiye bu hale düşecek ülkemiydi. İnsanlarımızın verdiği vergilerle yurtdışındaki işçinin, hayvan yetiştiricilerinin zengin olması benim ağrıma gidiyor. Neden bizim kendi insanımız zengin olmasın? Tarımda, hayvancılıkta neden örnek ülke olamıyoruz. Tarım ve hayvancılık konusunda partimizin 1970 yılında yapmış olduğu projeleri vardı. Milli tarım, milli hayvancılıkta biz o dönemde güzel çalışmalar yaptık. 1997 yılında buğday üretimi 9 milyon tonken, biz geldikten sonra 19 milyon tona çıkardık. Tarımda yüzde 300 ile yüzde bin taban fiyatı vermiştik. Et entegreleri, yaparak hayvancılığın gelişmesi için yetiştiricilere faizsiz, uzun süreli kredi verdik. Şu an çiftçilerimiz girdi maliyetlerinin fazla olması nedeniyle tarlaya giremiyor. Hükümetin çiftçilerimize faizsiz uzun süreli kredi vermesi lazım. Konya kadar toprağı olmayan, İstanbul kadar nüfusu olmayan ama bugün tarım ve hayvancılıkta Avrupa’ya bakan Hollanda tarım ve hayvancılıkta milli paketli, ürünleri olan bir ülkedir. Dünyada tarımda teknolojiyi bu kadar mükemmel kullanan başka bir ülke yok. Avrupa Birliği’nin de en zengin ülkesidir. Kendisine bakıyor, Avrupa’ya bakıyor, Türkiye’de Hollanda’dan gıda ve tarımsal ürünler ithal ediyor. Hollanda kadar olamadık. Halbuki Türkiye tarım ve hayvancılıkta doğru politikalarla dünyaya örnek olabilir. Allah bize bu kadar imkan vermiş ama ne yazık ki faydalanamıyoruz. Saadet Partisi’nin olduğu yerde kalkınma da olur, barış da olur. İnsanlarımızı refaha kavuşturabiliriz. Bize bu ülkeyi 5 yıl teslim etsinler. Yapacağımız çalışmalarla ülkeyi şaha kaldırırız. Bizim dönemimizde kurulan fabrikalar bu iktidar döneminde ya satıldı veya kapatıldı. Biz iktidara gelirsek kapatılan tüm fabrikaları yeniden açacağız. Üretimle ülkemizin sorunlarını çözeceğiz. Saadet Partisi’nin inanmış, samimi, yemeyen, yedirmeyen, hırsızlığı, yolsuzluğu, talana müsaade etmeyen, yandaşını beslemeyen, ülkenin gelirini herkesimle adil paylaşımla sorunları çözelim. Bakın biz 23 yıl istemiyoruz, sadece 5 yıl versinler, ülkemizi refaha kavuşturalım” dedi.