Nisan 1 Edilirdik

Bir gün önceden tatlı bir heyecan ve sevinç. Ertesi gün çarşı merkezine gidilip coşkunluğa ortak olunmanın telaşı sarardı. Banyo yapılır, en güzel elbiseler giyilirdi. Yastığa başını koyduğunda heyecan kaplardı, gözlere uyku girmezdi. Bir sonraki günün heyecanını gece yatmadan önce içinde yaşardı çocuklar. Sabah erkenden uyanılırdı.Tıpkı diğer bayramlarda olduğu gibi.Okulda görevli olduğu etkinliğin mahalli kıyafetlerine uygun hazırlıklar haftalar önceden hazırlanırdı itina ile. Erkek çocuklar genellikle efe kıyafetinde, kız çocuklar ise folklor giysisini hazırlarlardı.Tahta kılıç yapmak için marangozların yolu aşınırdı.Efe kıyafetine uygun bir şal,kadifeden bir yelek yada şalvar için terzi terzi gezilirdi.Uzak köylerden çarşı merkezine gelenler sabah namazından yola koyulup at arabasına binerek yola koyulurlardı. Sokaklar, ellerinde kutu gofret ve bisküvi, çizgili plastik topYa da bayrak ile balon satan çocuklar ile dolardı. Çocukların ellerinde kâğıttan bayraklar olurdu.İş yerlerinin kepenkleri kapatılır bayraklarla donatılırdı. Sanki bahar ile birlikte kurtuluşun heyecanı aynı anda yaşanırdı bütün halk arasında.Nisan ayı kurtuluş günlerinin temsilcisidir Van Gölü'nün kıyılarında. Tıpkı diğer bayramlar gibi heyecan duyulurdu. Kurtuluş günlerinde  de.
31 Mart günü başlayan, 3 Nisan günü biten Van ve ilçelerini kapsayan "Kurtuluş Haftası" büyük bir coşku ile kutlanır tıpkı eskiden kutlandığı gibi.
Çocuklar,kadınlar,yaşlılar,gençler hepsinde ayrı birer heyecan olurdu.Toprak yapılı evlerin damına dizilirdi bütün halk. Kutlama meydanını açmak için görevliler zorlanırdı. Kurtuluş etkinliği öylesine coşkuyla kutlanırdı caddeler tıklım tıklımdolardı. İp gibi dizilirdi cadde boyunca bütün halk. Belediye zabıtaları büyük uğraş verirlerdi halkı düzene sokmak için.Küçük çocukların Nisan 1 olursun diye kaçırılma tehdidi ile bir sonraki yıla ertelenirdi heyecanı. Sanki 1 Nisan şakasını çocuklara özgü olarak kullanırlardı bir dönem. Törenlerin izlenme telaşından mı yoksa küçük çocukların sorumluluğunu kalabalıkta üstlenmenin zorluğundan mı "Nisan 1 edilip seni kaçırırlar" denirdi çocuklara.Hevesleri kursaklarında kalırdı. Bayram törenlerine gidebilmek için bir an önce büyümeyi isterlerdi. Törene gidemeyen çocuklar, heyecanla büyüklerin tören bitiminde kendilerine aldıklarıhediyeleri beklerlerdi.Alınan hediye ya istop topu yada plastik bir top olurdu. O hediyenin çocuklar içinde ayrı bir yeri olurdu. Kurtuluş hediyesi, kurtuluştan gelen hediye olurdu. Tıpkı yıllar önce dedelerinin, milis kuvvetlerinin şehri düşmandan temizlerken duyduğu sevinç ve heyecan gibi. Zaferin üzerinden yıllar geçse de çocukların heyecan içinde kutlamaları tesadüf değildi. Çünkü zafer kolay kazanılmamıştı. Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi doğu cephesinde de büyük kahramanlık örnekleri sergilenmişti, Ruslar ve Ermenilere karşı. Kolay kazanılmamıştı vedüşman kolay temizlenmemişti.
Yüz binlerce vatan evladı kanı ve canı pahasına mücadele etmiş, düşman birliklerine fırsat vermemiştir. Van'ımız da, Erciş'imizde ve diğer ilçelerimizde 95 yıl önce, 30 binden fazla şehit verilerek bizlere vatan kılınmıştı.Zeve şehitlerimizin, 120 kar beyaz evladımızın ve binlerce isimsiz kahramanımızın imzası var.
Şehirler, işgal olmuş, her yer yakılmış,düşman,zafer sarhoşluğu ile eğlenmektedir. Milis kuvvetleri kurtuluş anını bekler ve şehre girmek için fırsat kollar. Başlarında komutanları olmak üzere "Allah! Allah!" nidaları ile şehre girer. Düşman ile göğüs göğse savaşır ve onları temizleyerek kurtuluşu ilan eder. Bütün bu olanları temsili olarak canlandırıldığında bütün halk tıpkı dedeleri gibi o anı yeniden yaşar ve halende yaşamaktadır. Aynı coşkunlukla aynı heyecanla tıpkı çocukluğumuzda olduğu gibi…Sevgi ile kalın…

 

Bakmadan Geçme