Milli Mücadelede Gevaş

Ümit Kayaçelebi yazdı...

Halk arasında 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında doğuda başlayan Rus işgali yayılarak devam etmiştir. Birçok yerde halk Osmanlı Kuvvetleri ile beraber Ruslara karşı kahramanca direnmişler, ancak muvaffak olamamışlardır. Bunun sebebi I. Dünya Savaşı rüzgarlarının esmeye başlaması, Yemen'den Kafkaslar'a, Trablusgarp'tan Çanakkale cephelerine gidip, geri dönmeyen gençler ve harap düşen bir millettir.

Rusların bu yıllarda başlattığı işgal hareketi Kars'tan başlayarak batı ve güneye doğru belli aralıklarla devam etmiştir. Erzurum, Ağrı, Van, Hâkkari, Muş ve Bitlis, Deliklitaş mevkiine kadar ilerleyen Rus birlikleri 1917 Bolşevik İhtilali ile geri çekilmelerinden sonra yerlerini, uşakları ve batı destekli Ermeni çetelerine bırakmışlardır. Bu zamana kadar Türkler ile kardeşçe yaşayan Ermeniler, Rus-İngiliz kışkırtması ile çeteler kurarak yöre halkına zulmetmeye başlamışlardır. Bu hadiseler bölgeden batıya ve güneye doğru göçlerin başlamasına neden olmuştur. Bölge halkı göçe zorlanmış, göç etmeleri için zulüm ve işkenceye maruz bırakılmışlardır.

Bu arada Ermeni Komitacılara karşı masum Müslüman Türk halkını korumak maksadı ile çeşitli yer ve sayıda Hamidiye Alayları kurulmuştu. Buna rağmen bölgede büyük katliam yaşanmıştır. Zulüm ve katliamlara güç takat getiremeyen halk batıya doğru hicret etmiştir.

Gevaş halkı da bu zulüm ve işkenceden nasibini almış, Dereağzı ve İkizler Köyü katliamları ile göç hızlanmıştır. Kâhta, Mardin ve Konya'ya kadar giden halk aç ve sefil, perişan kalmıştır. İşte bu şartlar altında kurtuluş planları yapılıp uygulanmaya başlanmıştır. Bu arada Kuvay-ı Milliye hareketleri başlamıştır. Misak-ı Milli sınırları içindeki vatan topraklarını kurtarma hareketleri başlamıştır. Misak-ı Milli sınırları içindeki vatan topraklarını kurtarma sırasında ölüm-kalım savaşları vuku bulmuştur.

İşte bu ortamda Gevaş halkı da boş durmamış, kutsal vatan topraklarını Ermeni çetecilere ezdirmemek ve şehitlerinin ruhlarını sızlatmamak için Milli Mücadeleyi Gevaş'ta da başlatmıştır.

1918 yılı baharında Gevaş için kurtuluş planları uygulamaya bırakılmıştır. Gevaşlı Yüzbaşı Şevket'in Kafkasya'da, Van ve çevresindeki kahramanlıkları Gevaşlılara büyük bir moral kaynağı olmuştur. Bundan sonra vatanı kurtarma ve Dereağzı, Dilmetaş, İkizler Köyü katliamlarının hesaplarının sorulması zamanı gelmiştir.

Bölgenin güvenlik işleri ile görevlendirilen Yüzbaşı Ali Rıza Bey'in komutasındaki bir bölük asker Yuva Köyü'ne gelir. Yüzbaşı Ali Rıza Bey'in gayreti ile bölge halkı üzerinde tesirli olan Kayalar Köyü'nden Hasan Bey'in, Kazanç Köyü'nden Esat ve Fettah Beylerin desteği alınır. Alınan kuvvetler Koçak, Kazanç ve Dilmetaş Köylerinde toplanırlar. Bu arada da mevcut kuvvetlere yardım amacı ile Hizan'dan Seyit Ali'nin oğlu Haydar Bey ile Pervarili Tahir Ağa'nın oğlu Ali Bey komutasındaki birlikler de gelirler. Kuvvetlerin toplanması tamamlanınca Ermenilere Gevaş'ı terk etmeleri ikâzında bulunulur. Ancak Ermenilerin bunu kabul etmemeleri üzerine harp başlatılır.

Türk Milis Kuvvetleri son merkezleri Güzel Konak Köyü'nde son durum değerlendirmelerini yaparak harekâta son şeklini verdiler. Buna göre komuta Yüzbaşı Ali Rıza Bey'de bulunmak sureti ile kuvvetler hilal biçiminde bir vaziyet alarak yürümeye başladılar. Güneyde sırtlara taraf askerler, ortada Hasan Fettah ve Esat Bey komutasındaki kuvvetler, göl tarafında ise Hizanlı Seyit Ali'nin oğlu Haydar Bey ile Pervarili Tahir Ağa'nın oğlu Ali Bey kuvvetleri bulunuyordu.

Taarruz bu biçimde başlatıldı. Kuvvetler Gevaş'a ilerleyerek Dokuzağaç Köyü'ne geçip Baklakar sırtlarına kadar geldi. Burada çatışmalar iyice şiddetlendi. Tarih 30 Mart'ı 31 Mart'a bağlayan geceyi gösteriyordu. İlk çatışma sırasında Baklakar sırtlarında Ahlatlı Osman Çavuş şehit oldu. Bunun üzerine çatışmalar şiddetlenince Ermeniler mevzilerini terk ederek kaçmaya başladılar. Böylece 1915 yılından itibaren Ermeni esaretine giren Gevaş 31 Mart 1918 yılında kurtarılarak asıl sahiplerine kavuşturulmuştur. Ermenilerin toparlanamadan Van'a kadar kaçmaları ile kurtuluş harekatı diğer ilçelerin kurtuluşuna kadar devam ettirilmiştir. Ermeniler zulüm yaparken ikmâl merkezi olarak Akdamar, Çarpanak ve Adır adalarındaki manastırları kullanmışlardır.

Bölgeden hicret eden halk yine aynı yıl geriye dönmeye başlamışlardır. Ve bu dönüş üç yılı bulmuştur. Gevaş bundan böyle 31 Mart gününü kurtuluş bayramı olarak kutlamaya başlamıştır.

Yemen, Trablusgarp, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı sırasında vatanın her tarafı şehit kanları ile sulanarak bu topraklar kazanılmış, her aileden en az bir veya birkaç şehit verilmiştir. Milli mücadele yıllarında da hep birlikte mücadele edilmiş ve Cumhuriyet birlikte kurulmuştur. Kaderde, tasada ve kıvançta beraber olmuş bu milleti kimse bölemeyecek, şehit kanı ile sulanmış bu vatanı hiç kimse alamayacaktır.

Not : 15.8.2002 tarihinde Ulusal Yeni Mesaj gazetesindeki köşe yazımdır.

 

Bakmadan Geçme