Merhamet

                  
Hayır… Hayır…
Televizyonda beğeniyle izlenen Merhamet adlı diziden söz etmeyeceğim. Merhamet adlı bir isimden ve onun ailesinden söz edeceğim.
Taksim eylemlerine paralel yaşanan onlarca öykü arasından sıyrılıp çıkan sadece bir tanesi…
Hani üzerinde Atatürk resminin yer aldığı ay yıldızlı Türk Bayrağını Beyoğlu’nda satarken yakalanan ve derdest edilen, elindeki sattığı bayraklara el konan Ali Sarıçiçek adlı yurttaşın eşi Merhamet.
Haberciler biraz haber ruhu ile koştursa da ve Merhamet Hanımla bir söyleşi yapsada o söyleşinin sorularından biri:
"Neden size Merhamet adı koydu anne ve babanız?" inanın bir romana konu olacak yanıtlarla karşılaşırız.
O, zalim bir dünyaya doğarken, babası ya da annesi insanlar hatırlasın diye adını Merhamet koymuştur.
Merhamet… Ne kadar insanca ve duygu dolu bir sözcük değil mi?
İşte bu Merhamet Hanımın eşi Ali'yi elindeki bayrakları satarken yakalayan polis, örgüt mensubu diyerek gözaltına aldı ve yargıladı.
Ali Sarıçiçek ülkemizde işportacılık denilen işi yapan sokak satıcılarından sadece birisi... Amacı ise; evine, çocuklarına helal ekmek götürmek, karınca kararınca geçimlerini sürdürmek…
Ama ne oluyor? "Gel buraya sen nasıl bayrak satarsın, hangi örgütün mensubusun?" Diyerek karga tulumba ellerine kelepçeyi takıyorlar.
Benzinin litresinin 5 TL'yi yakaladığı bir Türkiye'de hayatını sokaklarda ve üzerinde Kurtuluş Savaşının lideri Atatürk'ün resminin olduğu bayrakları satarak kazanmaya çalışan yüzlerce vatandaştan sadece biri.
Türkiye'nin gündemine düşen bu fotoğraf iç karartıcıdır. Bu fotoğrafın içinde sevimsizlik, hoşgörüsüzlük ve vatandaşına bir hiç gibi davranma dürtüsü var. Hiç kimse ve oy yüzdesi kaç olursa olsun hiçbir iktidar Türkiye'nin aydınlık yüzünü böylesine karartan baskıcı ve nefret uyandırıcı eylemlere yer verilmesine izin veremez! Ve hiçbir güç sosyal devlet olgusunu böylesine insafsızca ayaklar altına alıp ezemez! Hani demokrasi hak ve özgürlüklerin sindirilmesiydi?
Ali Sarıçiçek'in eşi Merhamet topladığı aile bireyleriyle habercilere görüntü alma izini vererek:
"İşte bizim örgütümüz bu! Yedi kişilik örgütüz biz!" Diyor. Merhamet Hanımın eleştirisel söylemi bakalım taş yüreklerdeki merhamet duygularını yeniden canlandırabilecek mi? Bence aymazlıktan kendini çekip alamayanlara bu da vız gelip tırıs gidecek…

Bakmadan Geçme