Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

GİDERİM...

YÜKSEL GAZİOĞLU

Ne ardıma bakarım, ne ses ederim.

Toplarım aklımı, ruhumu,

Düşer önüme suskun bir yol.

Sormadılar zati,

Ne gelirken,ne giderken...

 

Ne pişmanlık kalır içimde, 

Ne de sitem.

 

Hayat bu 

Herkesi sürükler;

Dalını, budağını, kökten sökerek.

Ne iz bırakır, ne gölge;

Yutar her şeyi 

Adı üstünde

Karnı dar,

Dibi delik dünya.

 

Sandığımda ne varsa,

Savurdum yele;

Birkaç gül yaprağı,

Yarım kalmış iki cümle,

Ve birikmiş bir sessizlik...

 

Kırmızı ipek şalımı,

Atlas abamı,

En sevdiğim stilettolarımı 

Usulca dayarım eşiğe.

 

Antika kuşlarım kalır

Paslı kanatlarında hayaller.

Bir düş uçurur belki kalana 

Bir renk, bir iz bırakır ardına.

Tablolarım ilham olur,

Dokunur belki bir kalbe 

Uzaklardan.

Şiir olur, dua olur,

Sessizce, akar yüreğine.

 

Bir sıcak rüzgâr eser ardımdan;

Ne adım kalır, ne nişanem.

Hani vardı ya... Derler bahsederken 

Adım sanım  çoktan silinmiş.

 

Bir hüzün iner sessizce;

Rüzgâr susar,

Tuvalimdeki tüm renkler solar.

Köşeye sıkışmış bir imza

Kalır geriye

Kanatları  kırılmış kuş gibi...

 

Giderim...

Ne hesabım kalır,

Ne alacağım.

Bir kızıl akşam serilir üzerime,

Rüzgârın soğuk elleri

Dokunur usulca kirpiklerime.

 

Ve bil ki,

Bu gidiş gidiş değil 

Ben sadece dönerim

Geldiğim yere.

 

Bir an durur, bakarım

Takılır kalır gözüm gözüne.

 İki gözüm, can parem,

Düşmesin damla yaşın 

Ben en çok sizi sevdim

Bu âlemde.

Mavi Şehrin Kalemleri

VAN'DA KIŞLAR

RIDVAN ŞENSEVER

Adam gibi adam olan kışların vardı,

Turistler yollarda atlı kızaklarla kayardı.

Asfalt nedir bilmeyen toprak caddelerinde,

Çocuklar balık sîrtı kızaklarla kayardı.

 

Ne o kışlar kaldı,ne de o hatıralar ,

Adam gibi yağardı toprak damlara karlar,

Dondurucu soğuğa rağmen kış günlerinde,

Sıcaktı yürektendi paylaşılan zamanlar. 

 

Karyağdı sakoları giyenlerin yok artık,

Soğuk kış günlerinde buzlar tutmuyor bıyık ,

Geçti gitti artık eskide kaldı güzel kışların,

Soğuyor aşk mevsimi, Gönüller yıkık , kırık.

 

Gaz icat oldu,yok eser sobadan bozuldu mertlik

Cömertliğin yerini aldı artık namertlik ,

Ne sağlık ne huzur ne de muhabbet kaldı,

Çok daha lezzetliydi yaşanan o ilkellik,

 

Ne yaz yaza benziyor ne de o eski kışlar,

Yüzlerde eller gibi artık donuk bakışlar,

Baharı görmek nerde artık geçiyor  hızla,

Çoğunluklar içinde yaşanan yalnızlıklar. 

13.12.2025 

Mavi Şehrin Kalemleri

NEHİR PERİSİ

YUSUF KAZAK

Sen nehir perisi!

Sihir damlıyor eteklerinden

Daha coşkulu akıyor nehir seninle

Balıklar gülücüklerinle yüzüyor...

 

İlkbaharda nehri süsleyen otlar kadar yeşil

Gözlerin;

Saçların nehrin suları kadar dalgalı

Nehrin kenarındaki taşlar

Sana olan aşkım kadar ağır...

 

Yüzmek istiyorum sihirli sularda

Seninle

Çevirmek istiyorum kışı yaza

Kapılmak istiyorum sihrine

Bütün ömrüm boyunca

Ah, Nehir Perisi…

Mavi Şehrin Kalemleri

ÇIĞLIKLARIN GÖLGESİ

AYŞENUR BİLEK

İçimin mevsimlerine uymuyordu tabiat..

Netameli bir keder akıyor damarlarımdan.

Hani bir kalksam,

 alsa yorgunluğumu şafak vakti delice akan bir dalga.

Tahta konulmuş umutlarımın arasına. 

Ses gelmiyor güneşten.

Hangi müptedinin bağrından kopmuştu bu çelimsiz hakikat?

Karşıda bir kuş ölüsü, yeni budanmış ağaç.

Avazımca bağırıyorum geceye düşmüyor dolunaya çığlıklarımın gölgesi.

 Issız bir boşlukta yüzüyor düşüncelerim, imbatlardadır çaresi.

 

Geçmiyordu mevsimler. Uymuyordu tabiat yalnızlığıma 

Geç gelen şifaya dargın, yara gibiyim

Hani gelse bir avare, getirse  çiçekten hayaller meçhul benliğime,..

Ve Aralık soğuk esiyor, tamda kalbimin üzerine.

Cüretkâr davranıyor yaşam, susuzluğa boğulan yağmurlarıma.

Öylesine meczup, bir aşkın yakamoz haliyim

Görmüyorsun ama sudan korkan balığın, yaşamaktan başka çaresi olmayan benim.

Mavi Şehrin Kalemleri

ÖRTÜK TARLA

EMRAH BULDU

Biliyorum örtüler sarıp sarmalar bedenleri

Cefayı beden çeker, yorulan kafalardır

Sakin, emanette ve kör kuyuların açık ağızlarının akisi 

Başka bir durum olmaz sandım

Sehere yakın astım gömleğimi

Ter ve kan dökülmüş yere

Bu esaret mi yoksa ekmek kavgası mı 

Adaletin hangi tarlasında çalışıyorum

Golf sahasıyla bir olur mu hiç buğday tarlası 

Güneşin erittiği dondurma var sanki beynimde

Buğday hışırtıları arasında kılınan sabah namazları

Tövbelerin bozulduğu şehir merkezleri

Bir topuklu ayakkabının vurduğu serçe parmak

Ne acılar var gözyaşı dökemediğim

Ne sanrılar var ve ne sancılar

Kâle almamak lazım bedeni

En büyük yaraları ruh aldı 

Durup düşündüm, bir balya samanını yastık yapmışken

Ve babamın o derin ezgisi, orak eşliğinde buğday biçerken

Uyanmam lazım, babamın dinlendirdiği beni artık hayat yoruyor.

Mavi Şehrin Kalemleri

HİGANBANA ÇİÇEĞİ 

ŞÜKRAN BAYRAK 

Sıcağın gözünde kurudu gözyaşım 

Ağardı başımda ince belik saçım 

Geçmiyor sensizken bela buldu başım 

Higanbana çiçeği gibisin artık..

 

Denizin girdabı vuruyor bedeni 

Yelkenli geçiyor kırıyor dümeni 

İnsanın eriydin ediyor yemini 

Higanbana çiçeği gibisin artık..

 

Sahilin kıyısı meskenim oluyor 

Puştların ağına derbeder düşüyor 

Ganimet bulunca iblisler çöküyor 

Higanbana çiçeği gibisin artık..

 

Köstebek başını çıkarır yollarda 

Haylazlık diz boyu çöktürür yıllarda 

Neylesin çalıyor imansız kullarda 

Higanbana çiçeği gibisin artık..

12.09.2025 MERSİN 

Higanbana: Ölüm çiçeği

Mavi Şehrin Kalemleri

MİM-SİN

NECATİ BİLİCİ 

Mim gibi hayat; kendi büklüm, sonu kısa bir çizgi,

Usanmadı heves, yokluk diyarında kemirdi içimi.

 

Sin harfine sığıyor her şey, üç büklüm: dün, bugün, yarın.

Alın rahmeti gök kubbede, mutluluğu secdede alın.

Mavi Şehrin Kalemleri

GÖZLERİM ARIYOR

AYNUR GÖKALP

Her günümüz ayrı güzel geçerdi

Anılarda kaldı şimdi hepisi

Anlamazdık dakikakar nasıl geçerdi

Gözlerim arıyor inan hep seni

 

Maziye baktımda doldu gözlerim

Arayıp bulamazsın şimdi benzerim

Nasihatim olsun sana sözlerim

Gözlerim arıyor inan hep seni

 

Unutma sakın dünü bugünü

Değiştirmiş olsan biraz huyunu

Sen biliyorsun şimdi suçunu

Gözlerim arıyor inan hep seni

NURNUSA

10.12.2025

BURSA

Bakmadan Geçme