Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

KIRK YILIN ŞİİRİ

NURULLAH ÖZDEMİR 

Çobansız sürüye kattım aklımı

Başıboş divane gezdi kırk sene

Hayâl dibeğine attım aklımı

Evirdi çevirdi ezdi kırk sene

 

Bulutu tükettim suyu erittim

Ateşi üşüttüm buzu kuruttum

Damlanın üstünde şilep yürüttüm

Gören "deli" dedi üzdü kırk sene

 

Her çileye semer vurdum çileyi

Çile yükü ile yordum çileyi

Çile yarasına sardım çileyi

Çilem derinleşti azdı kırk sene

 

Deli gönül ile cengim bitmedi

Ömrümü kemirdi yedi yetmedi

Ne çok kavilleştik ama tutmadı

Hep caydı kavlini bozdu kırk sene

 

Haykıran dilime ilmek vuruldu

Gündüz gün bulandı akşam duruldu

Her gece içimde mahşer kuruldu

Ruhum uğultudan bezdi kırk sene

 

Uzağa ağladım düştü yakına

Aldı değirmenci döktü arkına

Kapıldı gözyaşım hicrân çarkına

Ne coştu ne durdu sızdı kırk sene

 

Narmânî payına gâm düştü yine

Gâm gâmı körükler gâm dolu sine

Elinde kalemin gâm emen kene

Sömürdü gâmını yazdı kırk sene

18 Ağustos 2023

Mavi Şehrin Kalemleri

BEKLEDİM

HAVVA KESKİN

Bakıyorum durup, durup yollara

Bir gün olur döner diye bekledim.

Feryat figan ettim geçen yıllara,

Kor ateşin söner diye bekledim.

 

Mevsimlerde şaşırmıştım sırayı,

Mutlulukla çoktan açtım arayı,

İçimde bitmeyen ala borayı,

Bahar gelir diner diye bekledim,

 

Atamadım senden tek bir pareyi,

Kapatamam içimdeki yâreyi,

Söylüyorum işte en son çareyi

Hayaline kanar diye bekledim.

 

Ne güzeller gördü ateşti hardı,

Âşıktı sevdalı hepsi de yardı,

İçinde goncası, gülleri vardı,

Birine de konar diye bekledim.

 

Beyaz diye medet umdum karadan,

Her kapıya vurdum geçtim sıradan,

Öyle bir gün gelir bana yaradan,

Yine seni sunar diye bekledim.

Mavi Şehrin Kalemleri

SUSKUNLUĞUM KARIŞIR KARANLIĞA 

HATİCE TÜRKMEN YURTSEVEN

Düşünceler zincirinin 

İzi hala şuramda

Duvarlar kör,

Seslendiğim baharlar sağır

Yüreğim gecenin sitemkar kollarında

Suskun ve neşesiz

Söylenmedik sözlerim 

Dudaklarımda yarım 

 

İşkilli bakışlarım sokak aralığında

Kuşların uçuşları kadar telaşlı, 

Bekleyişin doyumsuz lezzeti

Tat bırakır usumda.

Sözümün sonunu getiremem 

Kalbimde dibek dövmeye başlar heyecanım

 

Pembe tüllerini takarken ufkun perdesi

Uzanıp giden yollar 

Daha bir siyah görünür

 

Dipsiz kuyulara dönüşür gece

Dağın yamacına yaslanır kahrım

Hayallerim uzanır 

Sisli ve soğuk zamanlara

Sabırsızlığa dayanmış 

Beklerim kapı aralığında

 

Umutlarım şerha şerha yırtılır

Kar yağar hüzünlerimin başına

Suskunluğum karışır karanlığa

İmamesi koparılmış tespih gibi

Dağılıverir zaman

Varoluşun sonsuzluğunda…

Mavi Şehrin Kalemleri

DERMANI SEN OL YÂR

AYTEN TARIM

Ey yâr !

Kışın ayazında, bir yağmur sabahı

Etrafına ışık saçan güneş gibi

Seni gördüm ya, işte o an

Yaktın kavurdun beni nâr-ı aşkınla

Gül goncası dudağından, şerbet içip

Mühür gözlerinde kaybolup

Kadife gibi, pembe yanağına buse koymak

Ömrüme seni yazmak, andım oldu.

Susuz çöle düşmüş damla gibi

Kurak gönlüme can verdin,

Kutupda ki buz dağı misali yavaş yavaş

Eriyorum nâr-ı aşkınla yâr.

Zifiri karanlığın izbesinde, 

Yolunu kaybetmiş ışık gibi,

Sükût eyleyen gönlüme,

Varlığınla, nur yağdı.

Güneşin gölgesinde kalan, 

Gamlı yüreğime,

Bir tebessüm eyle şu garip gönlüme.

Şifa niyetine, ilaç niyetine,

Merhem ol varlığıma,

Yanan yüreğimin,

Dermanı sen ol yâr.

07-02-2017

Mavi Şehrin Kalemleri

VİŞNE ÇÜRÜĞÜ AŞK

YUSUF KAZAK

Renk seçemiyordum aşkına şaşkınca

Gökkuşağından bile ödünç alamıyordum 

Geçmeyen izlerin vardı her yanımda

Sanırım vişne çürüğü rengiydeydi aşkın

Hala dudaklarımda, 

Kalbimde lekesi duran…

 

Çürürken vişneler dallarda sahipsizce

Taptaze kalırdı dallarımdaki aşkın

İlişmezdi kuşların boz gagaları

Ağacımdaki vişnelerin tenine

Senle pişen hislerimle tıpkı…

 

Akarken vişnelerden kırmızı mürekkep

Doldururdum mecruh yüreğimin

Kalemini

Çizerdim siluetini ağaçların gövdelerine

Yağmurlar bile silemesin diye 

Vişne çürüklerine bulanmış aşkını…

Mavi Şehrin Kalemleri

"KÖR TOPAL"

ŞERİFE ŞAHAN

Oysa ruhumun tüm yorgunluklarını 

unuturcasına,

Merhem çalıp heveslerimin kanlı yaralarına,

Bir gayret,

Yüzlerce kilometre aşıp kör topal gelişlerim vardı,

yanına.

 

Hiç gördün mü?

Bir kez baktın mı soluna?

Kalbimin gölgesinde titreyen o sessiz duâlara,

Bir umut,

Dağları delip, fırtınaları yaran adımlarıma.

 

Oysa geceler boyu uykusuz,hep seni düşlercesine,

Yıldizlara sorup yollarımın kırık taşlarına,

Bir sevda ,

Binlerce çöldeki izi sürüp varışlarım vardı sana.

 

Hiç duydun mu?

Bir an eğildin mi kalbine?

Rüzgârda savrulan o çaresiz,ince fısıltılarıma,

Bir ışık,

Ufkun ötesinde beklediğim o tek bir bakışıma .

Mavi Şehrin Kalemleri

ALIŞANLAR VAR

ORHAN BURAN

Lüks hayatta yaşar zengin çocuğu 

Beşikte kumara alışanlar var.

Fakiri bulamaz montu gocuğu 

Bir dilim ekmeği bölüşenler var.

 

Zenginler toplanır isterler seçim 

Nasıl bir adalet bu nasıl biçim 

Garibin tek derdi haramsız geçim 

Gece gündüz demez çalışanlar var 

 

Ardında babası hiç düşmez dara 

Arkası kesilmez bitmeyen para 

Her sabah her akşam gazino bara 

Koşa koşa gidip doluşanlar var 

 

Yoksulun tek derdi araba evdi 

Ömür göz önünde olan bir devdi 

Tebessüm edene güvenip sevdi 

Acı gözle bakıp gülüşenler var 

 

Sahi neydi hayat nerde İnsanlık 

Sadakat kalmadı sevgiler anlık 

Umutlar tükenmiş yollar karanlık 

Yozlaşmış toplumda oluşanlar var

 

Burani hayatta gonca gül gibi 

Seslenir topluma bir bülbül gibi 

Dağlarda açılan mor sümbül gibi 

Vefasız gönülde solusanlar var

Mavi Şehrin Kalemleri

GİTME

ÖZCAN KARTAL

Yeter bu çektiğim, her gün, her gece.

İnsaf eyle, dertten dertlere itme.

Gönlümün tahtına, sensin yâr ece.

Ne olur, tahtımı almadan gitme.

 

Bırak bu edayı, bu nazı bırak.

Bir ömür sürecek, bir yuva kurak. 

Sensizliğe dayanır mı, bu yürek?

Gönlümün bağına, dalmadan gitme.

 

Gidersen dinmez ki, kalbimde sızı.

Bu nasıl kaderdir, bu nasıl yazı?

Seda vermez sensiz, gönlümün sazı.

Gönlümün sazını çalmadan gitme.

 

Çıkarım dağlara, aşarım çölü.

Beden yaşasa da, ruhum hep ölü.

Yâr, uğruna açan, aşkımın gülü,

Solarsa aşk biter, solmadan gitme.

Bakmadan Geçme