GÖNÜL
DERYA GÜLTEKİN
Sazımın teline çok değme gönül
Mızrabın ne bilsin ızdırabımı
Can, canan oldukça ezer bağrımı
Derinden derine çok geçme gönül
Sevdası sevdama su olup aktı
Hasretten öteye yol bulunmadı
Bu aşkın vuslatı mahşere kaldı
Canımdan canını çok çekme gönül
Sustur gönül, dilimdeki ahları
Hülyaya daldıran o şarkıları
Güle varamayan bülbül aşkını
Dikenden dikene çok batma gönül
HASRET
MÜŞTEHİR KARAKAYA
Okşuyordur titrek bir el
Papatya kokan bir güzelin sarı saçlarını
Yüzünün yarısı ay yarısı gün doğumu gibi
Aklında hülyalardan arta kalan en hüzünbaz aşk
Ve o el bu saçları kokladığı kadar
Başka hiç bir çiçekten haz almayacağını biliyordur
Bir yaz nasıl türküleriyle
ve kimyasıyla bozuldu bilemezdik
Akşam akşam beyaz bir el görmek kadını bozar
Adam hiç görmediği kadar siyah giyinmiş
Ve sarıya çalınmak isterken
Yaşamın ince belini kırmayan bir kılıçla
Sırat köprüsünden geçmek için çabalıyordur
Leylak mevsiminde ellerimiz
Bütün sarmışlıkları koparır
Hiç bir balık seyre dalmaz bir su kenarında
İçinde
En sıcak rüzgarı besleyen mevsimin hatırına
Akşam akşam karalar giyinmiş bir kadına
Eylülüm, hüznüm ve kaç baharın sonu olan güzüm
Demez, demez de aklıyla zehrini
Issızlığın en derinine
Yola döke döke gidiyordur
Şimdi orada öpülesi ne kadar yer varsa
O kadar rüya görürüz biz gündüzlerde ve gecelerde
eylül 2021
SADECE TOPRAK
ORHAN BOZTAŞ
Toprağa ilk kez bu kadar sarıldım
Aklıma çocukluğum
Yürüyüp gittiğim sokak
Zeytinlikler içinde öten cırcır böcekleri
İncirler
Tarla kuşları arasında çıldırmış serçeler
Ve ben gecenin karanlığında hiç susmayan kurbağaları da özledim
Hatıralarım mezarlık çiçeği gibi sahipsiz artık
Sadece tadı hayalimde çocukluğumun
Annem bana misket oynama dediği zaman
Hikayem başlamıştı aslında
Sevgi dolu sokaklarında geçerken
Sınıfın en güzel kızına aşık oluşumu
Güvercinlere konuşurken öğrendim
Sırtımdan vurun yitirdim güneşimi
İçinde o şair öldü
Belki bir ölüyüm toprağı üstüme atmayı unutmuşsun
Belki en çok sevgisizliği kabullenmişti
Bir ihbar yeter sanıyordu
Beni en çok sırtımda ikinci kez vururken öldürmedin ki
Gülüşün arasında kaybolmuş bir kelebeklen farksız
İki bakışlık yoktu yolum
Bir ömür gözlerinde o umudu saklama
Sevme boşuna
Gözleri artık kurşun geçirmez
İnsan en çok sevilmedikçe ölürmüş ya
Belki bakışlarım intihara meyilli
Yoo şaka benim ki palyaço yalnızlığı
Sadece çocuklar sevsin istiyorum
Yaşamın bütün ustaları sırtından vurulup
En kara denizlere demir atarmış
Sen de durma
Uçurum gözlere gamzeli çukurlara at
Yine de ayrı yazılma sevince
Sırtımdan bir daha vurma
Sadece toprak at
Sadece toprak
EVLADIM
ALİ ÖZKANLI
Ak sakallı dedem dedi ki bana
Sakın doğru yoldan çıkma evladım
Rabbimin nimeti sonsuzdur sana
Haram olanlara bakma evladım
Güzel söz ilaçtır kapılar açar
Nefsine uyanlar kötülük saçar
Akıllı olanlar beladan kaçar
Kalbine hasedi sokma evladım
Büyük sözü dinle mutluluğu bul
Çalışıp kazanmak ne güzel bir yol
Vatana, millete hep faydalı ol
Seven gönülleri yıkma evladım
Sevgisiz bir hayat huzursuz eder
Bedeni çürütür elem ve keder
Başımıza gelir yazılan kader
Acılı kalpleri yakma evladım
Yetimin, öksüzün hakkını koru
Sözlerin hak olsun arı ve duru
Başarmayı iste kolayı, zoru
Hakkı söylemekten bıkma evladım.
NELER ÇEKTİM
BÜLENT BAYSAL
Bir bağı alem ki bülbül fiğanda
Kap kara geceler, gündüz ziyanda
Yaşadım saymadım, gönül zindanda
**Dostlar gelip geçti, çile devirdim
**Kimseler bilemez ben neler çektim
Ben beni kandırdım, beni ters ettim
Kederle savaşı artık fes ettim
Buraya kadarmış, bıktım pes ettim
**Dost bildiğim çile biçti ben diktim
**Kimseler bilemez ben neler çektim
Hiç sorma yılları, asır devirdim
Doluyu boşuma koydum çevirdim
Daha dün gibiyim sanma seğirdim
**Dost dediğim seçti, çile eğirdim
**Kimseler bilemez ben neler çektim
Namert pazarında canı satandın
Ah be her lokmama zehir katandın
Acım dile gelse çanak tutandın
**Dostlar topaç gibi, çile çevirdim
**Kimseler bilemez, ben neler çektim
Dostum deyip gönle derdi ekenler
Ben hep varım deyip, çekip gidenler
Hani nerde kaldı candan sevenler
**Ben umudu kestim çile devirdim
**Kimseler bilemez ben neler çektim
Divani'yem her dem doğru yol gittim
Dost dediklerim söylesin ne ettim
Dünya mehenk taşı ben bana yettim
**Dertlerim çilem miş, tükendim bittim
**Kimseler bilemez ben neler çektim
18.03.25
SAKLI KENTİN MECZUP RUHU
SÜNDÜS ARSLAN AKÇA
Herkes gülüp geçiyordu gözbebeklerimden
Bense emekliyordum yol şiirinde
Soluk kesen sancılar saklı
İmgelerde
Dönsem vuracak şakağımdan
Saklı kentin meczup ruhu
Herkes gülüp geçiyordu içimden
Umarsız bakışlar gölgesinde
Son nefese kalmanın telaşı
Çırpınıyordu kalbimde
Aşk uykusu bastırdı
Tabiatın koynunda
Herkes gülüp geçiyordu düşlerimde
Dizelerden kurduğum barikat
Kaç hakikat ederdi
Ve aşk bırakan periler gülümseyerek
Masal kokardı dört duvar
Masalcı
Sessizce giderdi
Herkes gülüp geçiyordu
Gamzemde buz tutmuş sarkıtlar
"aman" kıyamet koparıyor
Vurdumduymaz güne
Telaş doğuyor güneşten evvel
Göbeğini kesen yağmur
Yedi renkli elbisemden
Saçıldı yola
Herkes gülüp geçiyordu
Bu bendeki telaş niye?
ŞİMDİ DEĞİL RAHMETLİK OLDUĞUMDA
MUSTAFA KUTLU
Şu yalancı âlemde geçmiş zaman ekiydi
Ya Fatiha okuyun ya ardından tu deyin
Rüzgârla yarış eden serserinin tekiydi
İçinde volkan olan kapalı kutu deyin
Umutları atinin kapısında sırada
Olur alan birkaçı girer çıkar arada
Amortisiz her bilet sanki bu fukarada
Kör talih geldi bunun elinden tuttu deyin
Her zaman kavgalıydı nefis ve vicdan ile
Yüreğinde ne varsa gelir yansırdı dile
Değişmez yazgısının sonunu bile bile
Bunca sene kendini boşa avuttu deyin
Sonuçsuz düşünceler hep onunla kafadar
Bırakmazlar peşini sanki üstünde radar
Küçük bir kıvılcımdı ateşi cürmü kadar
Harabe bacalarda kör topal tüttü deyin
En iyi arkadaşı birkaç dert birkaç elem
Yaşadığı anılar yazılır çalakalem
Nice albenilerle süslü püslü bu âlem
Zehirli drajeydi o hapı yuttu deyin
Umduğu var olmaktı umudu kaldı hiçe
Razı geldi kadere yokluğu içe içe
Bazen gerçek bazen de rüyalarla iç içe
Onun gezdiği evren başka boyuttu deyin
Kaç kere tövbe dedi kaç kere yemin dedi
Bu devir benim devrim kendinden emin dedi
Olmayacak duaya el açtı amin dedi
Egosunu besledi âşkla büyüttü deyin
Hükmünü hemen versin bu işte âlim olan
Gelir onu bulurdu insana zülüm olan
Yaşadığı ne varsa drama filim olan
Acıklı hikâyeydi okundu bitti deyin
Neyi düşledi ise tam aksi gerçek oldu
Gündüz bitmesin diye geceyi üçe böldü
Kutlu mekândan önce ne yaşadı ne öldü
Üç nefeslik çulunu topladı gitti deyin
Çayeli/Rize
ARSIZ ARKADAŞ
SONGÜL AKYILDIZ
Yüreğimin penceresini araladım usulca
Tozlu raflarda duruyordu anılar bir bir
Derin bir sessizlik vardı düşüncelerimde
Nice anılarım uçuşup gitti
Melek kanatlarında kimbilir
Nice duygularım çehresini değiştirdi
Gizli saklı hiçbirşey yoktu epeydir
Gönül çıkınımda
Öylece ortalığa saçılmıştı duygular
Zembereği boşalmıştı zamanın daha da hızlıydı
Ucun ucun yetişecektim çaresiz
Sen ne arsız bir arkadaştın zaman,
Sen ne yalancıydın
Duydum güldüğünü yıkıntılar arasında
Çekinmiyorum senden, bilesin
Ne kadar koşarsan koş
Ne kadar bencil olursan ol
Biliyorum ki; geldik gördük gidiyoruz...