Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

ŞARKISI BENİM

İSMET BOZKURT (DİLSİZ KALEM)

Bir ömür harcadım devri aleme

Yalancı hayatın örtüsü benim

Sevabı, günahı koydum seleme

Mizanda hesabın tartısı benim

 

Yeşeren ağaçlar gazele durdu

Bu yollar hem seni hem beni yordu

Derinden bir çığlık duyuluverdi

Kıyının yaralı martısı benim. 

 

Her mevsim yaşadım kışı boranı

Şarmışım sineme candan vuranı

İçersem badenden açar yaramı

Dibinde yıllanmış tortusu benim. 

 

Oltayı atıpta çekme balığı

Sudan çıkmış canın olmaz soluğu

Eski libas ile sefil kılığı

Üstünde yırtılmış pırtısı benim. 

 

Bir zaman vardı ya bizim yârenler

Mevlana, Yunus’a gönül verenler

Menfaat uğruna hatır kıranlar

Beşeri fıtratın artısı benim. 

 

Boynumu büküyor bu sessiz veda

Çekilen acılar bilmem kaç seba

Neyzenim üflüyor içli bir seda

Boşalmış sahnenin şarkısı benim. 

 

Dilsiz'im soruyor var mı biçare

Her gün açılıyor yeni bir yare

Mevla'nın gel diye seçtiği yere

Cesareti onun korkusu benim. 

Mavi Şehrin Kalemleri

İNCİR AĞACI

YUSUF KAZAK

Nasıl açardı incir ağaçları soğuk iklimlerde

Güneşin kaskatı olduğu metruk diyarlarda

Mucizevi görülürdü bazı çiçekler

Sıcak havaların buseler konduramadığı ağaçlarda

Ve vadilerde

İmbat rüzgarlarının asla konuk olmadığı…

 

Sen yokken ölüydü gönlümün toprakları

Kuzgunlar öterdi puslu seherlerimde hep

Yaşamın olmadığı yerlere çağıran 

Acı seslerle

Hülyaları kâbusa çeviren…

 

Senle açtı mucizevi incir ağaçlarım

Denize kıyısı olmayan kıraç topraklarımda

Güneşin kaşlarını çatarak baktığı;

Senle abat oldu vadilerim 

Kem rüyalar gören

Kış uykusundaki…

 

Senle ballar aktı incirlerimden

İncir sütü dişlerinle tattığın…

İncir yaprağına sarılmış bedeninde gördüm ilk

Cennetin kıyafetini

Her siyahı yeşilin gölgesiyle boyayan…

Mavi Şehrin Kalemleri

ELLER GİBİ  (7+7) 

GÜLHAN GÜRBÜZ

Yüreğime dert olur, o mahzun bakışların. 

Geçip gitme ömrümden, ne olur eller gibi. 

Zehir katar aşıma, kalbimi yakışların.

Uçup gitme ömrümden, ne olur yeller gibi.

 

Gülüşüne, nazına, yandım kara gözüne. 

Hasret kaldım sevdiğim, bir çift güzel sözüne. 

Baharından vazgeçtim, razıyım yâr güzüne. 

Göçüp gitme ömrümden, ne olur kulllar gibi. 

 

Bir lahza hatırımdan gitmez gül-i didarın. 

Elvan elvan gönlümde açar aşk-ı gülzarın. 

Menzilimde bir ömür kalsın dide-i nârın. 

Saçıp gitme ömrümden, ne olur seller gibi. 

 

Gözüm yoktur ellerin; goncasında, gülünde. 

Gül kokunu beklerim, esen seher yelinde. 

Dara düştü yüreğim, sensiz gurbet elinde. 

Açıp gitme ömrümden, ne olur güller gibi. 

 

Yeri göğü inletir, seven yüreğin ahı. 

Sevmekten başka neydi, bu gönlümün günahı? 

Ha gitmişsin ha bana dayamışsın silahı. 

Kaçıp gitme ömrümden, ne olur yıllar gibi. 

Mavi Şehrin Kalemleri

BAHTIYÂR OLSUN.......

LEVENT KIZILIRMAK

Hoş ola mihmânın huzur içinde 

Tahtın Kısmetine bahtıyâr olsun 

Arama uzakta munzur içinde 

Vatanın eşiyin muzaffer olsun

 

Mevlam uzak eyle bizi nadandan 

Niçe çakallar üşüşdü meydandan 

Bir adalet iste şah-ı merdandan 

Elinde zülfükâr ali yar olsun 

 

Akıl idrak edip yeter ki seze 

Okuyup da yazan lazımdı bize 

İlim irfan açar çıkarır düze 

Bilim kapısında anahtar olsun

 

Levent'im der ki kalırsa birlik

Destimize akıp dolarsa birlik 

Yıkılmaz Surumuz olursa birlik 

Karşımızda ister canavar olsun

Mavi Şehrin Kalemleri

KANADI KIRIK

MURAT SOYAK

Koca çınar yapraklarını döktü

Güzün halleri, kapandı kapılar

Garip yolcunun yaşadığı hüzün

İnceden çağıldayan su

-kuşlar geldi, bir sen gelmedin

 

Taşlı tarlada el emeği, alın teri

Yoksulluğu aşan gökçe umut

Bir varmış bir yokmuş günler

Anne sıcağında güzel ev

-eller geldi, bir sen gelmedin

 

Duvarın çöktüğünü gördüm

Karalar bağlamış şehirde

Solgun gül gibi çocuklar

Neredesin can yoldaşım

-kar kış geldi, bir sen gelmedin

Mavi Şehrin Kalemleri

SEVDALIYIM BEN

YUSUF DEĞİRMENCİ

Bir türlü bitmiyor gönlümde elem

Yazmadan durmuyor elimde kalem

Bana deli diyor gören el âlem

Ben deli değilim sevdalıyım ben

 

Karakaş kara göz değil gümanım

Elbette Allah’a vardır imanım

Anlayan anlasın bende insanım

İnsanım İnsana sevdalıyım ben

 

Kırlarında çiçek dallarda yaprak

Kalırsam yaşamam vatandan ırak

Şehit kanlarıyla sulanan toprak

Altında yatana sevdalıyım ben

 

Rengi şehit kanlarından almış al

Bayrağım göklerden inmeyen timsal

Ölmez liderimdir Mustafa Kemal

İlkeli Ata’ma sevdalıyım ben

 

Ben hür doğdum hür yaşadım yaşarım

Özgürlüğe can vermeye koşarım

Vatanıma göz dikene şaşarım

Bu cennet vatana sevdalıyım ben

Mavi Şehrin Kalemleri

AYAK SESİ

TURGAY POLAT

Kulağımda ayak sesi,

Ruhumda dinlenir nefesi.

Kiminin yırtık elbisesi,

Kiminin sultan dedesi.

 

Kulağımda ayak sesi,

Bu çıkan avaz kimin sesi?

Ne yapsanda bitmez çilesi,

Kiminin gündüzü, kiminin gecesi.

 

Kulağımda ayak sesi,

Allah’ım sen mazlumun nefesi.

Kiminin yokluktur dünya dersi,

Kimi yalvarıyor almak için nefesi.

 

Kulağımda ayak sesi,

Kimi bağ bozar, biter çilesi.

Kimi sürer ömür, gizler neşesi,

Kimine “kader” derler çilesi.

 

Kulağımda ayak sesi,

Anladım yok dünyanın neşesi.

Bir ömür harcadım, neyin nesi? 

Duyan olmaz içimdeki sesi.

18.09.2025

Mavi Şehrin Kalemleri

"DUVAKLI GELİN ERCİYES"

YUSUF KARTAL

Bulutlar, usulca süzülmüş Erciyes’in zirvesine… Sanki gökyüzünün elleriyle ördüğü bir duvak, bin yıllık bir törenin sessiz tanığı olmuş. Karların beyazlığına karışan bu zarif örtü, Erciyes’i bir gelin gibi süslemiş; vakur, dingin ve göz kamaştırıcı…

Rüzgarın fısıltısıyla savrulan bu duvak, sanki dağın kalbindeki sevdaları taşıyor göklere. Her kıvrımında bir özlem, her bulutun gölgesinde bir hasret gizli. Erciyes, geçmişin türkülerini fısıldıyor yamaçlarına; her çığlıkta bir sevda, her sessizlikte bir dua saklı.

Bugün Erciyes, dağ değil sadece…

Bugün Erciyes, başı bulutlarda, yüreği dualarda bir gelin…

Ve o gelinin duvağı, gökyüzünün en güzel şiiri gibi serilmiş omuzlarına…

Bakmadan Geçme