ERTELEME
RANÂ İSLÂM DEĞİRMENCİ
(YEGÂH ELİF MİRZÂDE)
Az önce düştüğü yerden
Ağlayarak kalkan çocuk
Balonu verdiğinde gülümsüyorsa birden
Gülmeyi erteleme.
Göçmen kuşlar sana doğru uçarken
Yüreğinin en kıymetli sorusunu
Kanat çırpan şu turna biliyorsa yalnız
Sormayı erteleme.
Yıllardır beklenilen tren
Nihayet girebilmişse o mağrur istasyona
Binmeyi erteleme.
Asırlardır boğazında düğümlenen
Onu görünce dökülüverirse dilinden
Söylemeyi erteleme.
O canın çatık kaşları altında
İçine işleyen gözleri yakalamışsan eğer
Duvarlar üstüne yıkılsa da
Sarmayı erteleme.
Bir simit parası kalmışken cebinde
Hiçbir şey söylemeyene tezat
Açlığın yanışını duyuyorsan bedende
Tüm servetini bir anda
Vermeyi erteleme.
Sessizliğin karasına saklanınca
Renksiz göründüğünü sanan
Bir dostu kavrarsa yüreğin
Rengi de sükûtu da
Görmeyi erteleme.
Ne bank ne de sıra görünmezken ortada
Hayatında iz bırakan bir yer olmalı
Yüreğe oturan o tek sese varırsan bir gün
Duymayı erteleme.
Sana seslenme gücünü bulduğumda
Bütün benliğimle bağırsam da
Sesim çıkmayacak, biliyorum.
O büyük sükûtu sen çözersin ancak.
Sessizliğin sırrına erdiğin o dem
Gelmeyi erteleme.
BEYDAĞI’NIN KIZI
GÜNVAR KORKMAZ
Beydağı’nın kızı unutmaz sizi
Yüreğimde her an sılamın izi
Dostluk kardeşlikle iyiliktir özü
Sizlerle kardeştir Beydağı’nın kızı
Uzun kış gecesi cevizle hedik
Sevgiyle büyüdük bu çağa geldik
Paylaşmayı bildik dostlarla yedik
Paylaşmayı bilir Beydağı’nın kızı
Kışa hazırlanır tandır ekmeği
Analar verirler her an emeği
Evlatlar öğrenir yalnız sevmeyi
Sevgi kardeşliktir Beydağı’nın kızı
Düğünlerde boy boy çekilir halay
Raflarda görünür kap kacak kalay
Birlik beraberlik dostluktur olay
Candan dostluk kurar Beydağı’nın kızı
Ekşili köftede tevekle yarma
Birlikte yapılır sevgiyle sarma
Ayva yaprağında bir başka arma
Tadına doyulmaz Beydağı’nın kızı
Harlılarda soğuk yoğurtlu çorba
Misafir olursan sevgi var orda
Acını paylaşır bırakmaz korda
Cömertçe yaklaşır Beydağı’nın kızı
İslim kokar bahçe bağlarda kaysı
Dünyaya dağılır çoktur sayısı
Altın perçemlidir şifa yavrusu
Kaysıyla büyümüş Beydağı’nın kızı
Benim toprağımda sevgi başkadır
Yürekten anlaşır sonsuz aşladır
Fani Dünya bilir dost gardaşladır
Günvar Malatya’lı Beydağı’nın kızı
SERZENİŞ
NURULLAH ÖZDEMİR
NARMÂNÎ
Bir ayın içinde bin âsır saydım
Bin âsrı bir güne doldurdum gel gör
Avuçlarım tabut beynimi koydum
Akıl cenazemi kaldırdım gel gör
Tartamaz terazi çözemez cebir
Bağlayamaz kefen tutamaz kabir
Aynanın içinde ayna var mücbir
Şekli resmi yıldırdım gel gör
Ellerim mengene tuttum gölgemi
Kinlendim hınç ile yırttım gölgemi
Enginden engine attım gölgemi
Vahşice dehşetle saldırdım gel gör
Kolumu uzattım ulaştı aya
Başımı kaldırdım değdi semâya
Tek tabire sığdı bilmem kaç rüya
En kara geceyi soldurdum gel gör
Say ki taşı biçer dilim söz dolu
Damarımda sızı zâğlı köz dolu
Firkatin özü vâh sonu hâz dolu
Hem seni hem beni öldürdüm gel gör
Nâçar Narmânî'yim âh söze geldi
Âhımı yük ettim dağ dize geldi
"Âsrın Sümmânî'si" nam bize geldi
Cismimi ateşe daldırdım gel gör
12 Ekim 2020
SEKSEN BİR İLİ CENNETTİR TÜRKİYE’M
BAKİ ORTAK
Edirne’den girer vatan toprağa
Kırklareli bahar düşer yaprağa
Tekirdağ üzümü sığmaz kucağa
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
İstanbul tarih yazdırdı Boğaz’la
Kocaeli sanayi akar hızla
Sakarya serindir yemyeşil yazla
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Bursa ipek dokur Bilecik köprü
Yalova şifadır denizle öpüşü
Düzce şelalede bulur dönüşü
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Zonguldak madende ekmeği arar
Bartın’ın deresi sevdayı sunar
Karabük demirde aşk ile parlar
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Sinop Karadeniz huzurun tacı
Kastamonu serin ormanda ucu
Çankırı tuzuyla şifanın gücü
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Amasya elması bal gibi tatlı
Samsun’da Atatürk kurdu bu tahtı
Ordu’nun fındığı dünyaya sattı
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Giresun yeşil Rize’de çay kokar
Trabzon horonla gönüle akar
Artvin dağları sevda ile yakar
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Bayburt’ta yürekler dağ gibi sağlam
Gümüşhane şehrinden aldım ilham
Erzincan bağında sevda bir kelam
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Erzurum Palandöken karla kaplanır
Kars’ta kaz pişerken dostluk saklanır
Ardahan yaylada suyla aklanır
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Iğdır’da nar olur Ağrı doruktur
Van’ın göl içinde incisi çoktur
Bitlis’te beş minare dimdik duruktur
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Muş’ta lale açar Bingöl’de ışık
Tunceli kayalı duruşu aşık
Elazığ Harput’ta ezgiye âşık
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Malatya bağrında sevdayı saklar
Adıyaman dağda efsane yakar
Diyarbakır surla tarihe akar
Seksen bir il cennettir Türkiye’m
Şanlıurfa sabır peygamber kokar
Gaziantep mutfak lezzetle akar
Kilis’te dost gönlü her derde bakar
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Hatay mozaiktir medeniyet var
Osmaniye vakur kalbinde bahar
Adana sıcaktır ocağı yakar
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Mersin maviliğe açılan liman
Antalya sahilde serilir zaman
Burdur’un gölleri masmavi mekân
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Isparta gül kokar Afyon kaymaklı
Kütahya porselen çiniyle haklı
Eskişehir gençtir sanatla farklı
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Ankara bayraktır dalgalanırsa
Konya’da aşk olur gönül yanarsa
Aksaray tarihtir izler kalırsa
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Niğde’de elma var Nevşehir kaya
Kırşehir bozlakta yakar bir saya
Yozgat’ta halay var umutla maya
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Kayseri pastırma Erciyes taçtır
Sivas’ta türkü var ozanı seçtir
Tokat’ta üzüm var lezzeti taçtır
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Çorum leblebidir Amasya gülüş
Karaman tarihî toprağa dönüş
Kırıkkale candır silahı dövüş
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Bolu dağ başında güzeldir kışla
Bartın Karadeniz buluşur aşkla
Uşak’ta halılar dokunur aşkla
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
İzmir Ege’nin incisi serin
Manisa yücedir dağında derin
Aydın’da zeytin var denize yakın
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Denizli horozdur sabahı söyler
Muğla sahilinde gönüller eğler
Balıkesir yeşildir rüzgârı eyler
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
Bu vatan aşk ile cihana durur
Çanakkale’de destan Şehitler uyur
Kul Ortak sevdayla dizeler kurur
Seksen bir ili cennettir Türkiye’m
KUL ORTAK
GURBETÇÎLER
FATMA HAZER TURAN
Gecelerin uğultusu hiç dinmez gurbet ellerde,
Sağım hasret, solum özlem gurbet hep nöbetlerde
Gel de yaşa nasıl yaşarsan yaşa uzak şehirlerde,
Tadı yok tuzu yok gezer öylesine, gurbetçiler.
Bir hasret şarkısı çalar gözlerin dolar ağlarsın,
Sevdiğin gelecek diye hep yollara çaresiz bakarsın,
Şimdi hiç tadı yok, ne baharın nede yazın,
Uzanır yollar uzak diyarlara, Bekler yazık gurbetçiler...
Akşam olur basar kasvet, karanlık, karşı ki dağlara,
Hele birde sılada bekleyenin varsa,
Ahh! çöker yokluk bağrına,
Bir mektup, bir selam gelse dersin yeter bana,
İşte o zaman duygularına yenilir ağlar ağlar doyasıya gurbetçiler...
Kulağına fısıldar rüzgârın nağmeleri,
Karı başka, yağmuru başka yağar,
Bulutları esen yelleri, güneşi sanki başka doğar,
Bir ateş düşer de bağrına, seni ateşlerde yakar,
Alevlenir işte o zaman yeniden küllenen acılarda
Ateşlerde yanar gurbet elde gurbetçiler...
Yaban eller geçit vermez, gelmek istese de sılaya,
Dil bilmez, yol bilmez ne kadar zordur çabalasa da,
Ana yok baba yok, kardeşlerin yoktur yanında,
Özlemekten yorulmuştur gurbetçiler.
(ŞEHRAZAT)
Edirne/
BEYİT
NARİN MENEKŞE
Hayalini kurduğum bir kalemde sildi bak
Yükü ağır geldikçe sessizce ağla ve çek
Onu düşünmediğim bir günüm bile yoktu
Özlem içe vurdukça sanki yürekte ok'tu
Fısıldardı geceler her gece kulağıma
Can suyuyla dolardı sesime soluğuma
Ne yazıp çizdiğini bilsem sular durulur
Dem vurur yüreğime aşktan sual sorulur
Gölgen gibi arkanda adım adım yürürdüm
Azıcık yaklaştıkça için için erirdim
Menekşem için buruk ne zaman açacaksın
Silkinipte her şeyden mutluluk saçacaksın
12/3/2025...
GÜN GECEDE
GÜLHAN GÜRBÜZ
İşte, bir gün daha geçti sensiz.
Yüreğimde, enkaza dönen aşkın ayak izleri.
Tadı yok, çaresi yok,
Manası kalmadı şimdi hiçbir şeyin.
Korkarım,
Hep böyle uzaklara dalıp gidecek gözlerim.
Gün gecede;
Yoksun,
Yine yağmurlu,
Yine uykuyla kavgalı gözlerim.
Uzun zaman oldu,
Başımı yastığa huzurla koymayalı.
Beynimde dönüp duran binlerce soru.
Gözyaşlarımla parlatıyorum,
Payıma düşen kederi.
Her geçen gün, bir şeyler daha alıp götürüyor;
Senden, benden, bizden
Ve hatta ömürden.
Yoruldum;
Tek tabanca, yüreğine yüreğimle gelmekten.
Gözlerinde bahar olsa ne yazar, ey yâr!
Yüreğinin ayazında buz tuttu hayallerim.
İki el ateş eder gibi acı sözlerin.
Hudara gecelerin tenhalığa terkedilmiş,
Yüreğine giden yollarda kaybolmuş gibiyim.
Sana değil;
Varlığımın önemsenmediği,
Yokluğumun fark edilmediği yerlerde,
Onca zaman ayak sürüyen,
Hala senin için çarpan yüreğime sitemim.
Üstü sende kalsın,
Esirgediğin bir parça sevginin.
Yüreğimi yerine bırak, beni bana.
Topladım ardından, kırılıp dökülen ne varsa.
Çekiliyorum bu aşkın geçit vermez sokaklarından,
Yaralı, yorgun ve yenik yalnızlığıma.
SORGULARIM
EROL AVCI
Rahatça uyumak için
Gece başlar sorgularım
Var mı bir kusurum niçin
Gece başlar sorgularım
.
İyilik kötülük sende
Güzellik aramam tende
Hata kusur bil ki bende
Gece başlar sorgularım
.
Helal ise emdiğin süt
Benden sana bir tek öğüt
İyiliği sürü yap güt
Gece başlar sorgularım
.
Gıybet yapıp insan kırma
Olmadık işlere girme
Cahile hiç soru sorma
Gece başlar sorgularım
.
Bugün varsın yarın meçhul
Hayat insan için okul
İnsan hata yapan bir kul
Gece başlar sorgularım
.
Erol kırma insan haktan
Esir almış nefsin çoktan
Ne aç tan kork nede toktan
Gece başlar sorgularım
2024/273