Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

KAMERİYE

YUSUF KAZAK

Seninle süslenirdi kameriyeler

Uçuşurken aşk polenleri

Üflenirdi sabahın serinliği

Tatlı rüzgarların ağzından.

Mevsim bahardı artık

Ama ne fark ederdi ki

Kışa geçit verilmezdi 

Gülüşünün çiçek açtığı kameriyede…

 

Seni gözlerdi kelebekler yuvalarından

Keyifle uçuşmak için

Papatya tarlası saçlarının tepesinden

Seni beklerdi böğürtlenler

Al al ışıldamak için

Güneşli bakışının mucizesinde…

 

Serçeler eksik olmazdı kameriyende

Saçılırken etrafa daneler

Toplamaya gelirdim ben de

Gerdanından dökülmüş sevgi tanelerini…

 

Doyardı yüreğimin kileri aşka

Unuturdum feleğin vakitlerini

Ne elem ne keder yanı başında

Firdevs kokulu kameriyende…

Mavi Şehrin Kalemleri

MÜLTECİYİZ BİZ

ŞERİFE AKARSU ŞAHAN

Bir kaç günlük hayatın,

Multecisiyiz biz.

Ölüm ki göz açıp kapamakta,

Bu dünyanın dilencisiyiz biz.

 

Gökyüzü bir yorgan,yıldızlar iğne,

Gecenin koynunda sığıntıyız biz.

Rüzgarla savrulur umutlar ince,

Hayallerin yolcusu, figanıyız biz.

 

Toprak bir ayna, gölgeler yalan,

Kendi izimizde kayboluruz biz.

Sevda bir ateş, yürekte volkan,

Küllerin sessiz yankısıyız biz.

 

Deryada bir dalga,köpükte izler,

Kıyıya varmadan yitip giden biz.

Zamanın kollarında solan çiçekler,

Ebedi baharın özlemcisiyiz biz.

 

Ay bir kandil, geceye sırdaş,

Yıldızlar uğruna yanıp biten biz.

Kaderin sazında kırık bir tel baş,

Nağmelerin garip çalıcısıyız biz.

 

Bulutlar bir perde, göklerin düşü,

Sonsuzluğa hasret,dalıp giden biz.

Gecenin bir avuç küşü,

Işığı arayan karanlığız biz.

 

Rüzgar bir haber dağlarda feryat,

Sessizliğin gölgesine sığınan biz.

Yüreğin çölünde bir damla hayat,

Vuslatın bitmeyen aşığıyız biz.

 

Göçer bu kervan kalır bi nâme,

Ebedi yollara yazılan biz.

Her nefeste bir sır, bir başka alem,

Hakikâtin sessiz talibiyiz biz.

 

Şafak bir nida, ufukta ışık,

Gölgelerden sıyrılıp doğan biz.

Yüreğin sinesinde sonsuz bir gerçek,

Vaktin ötesinde kalıcıyız biz.

 

Ne bu yurt bizim, ne bu taht'ı âli,

Göklerin altında garip olan biz.

Zamanın çarkında bir anlık hâli,

Sonsuzluğun son mültecisiyiz biz.

Mavi Şehrin Kalemleri

DOĞUM GÜNÜM

HABİBE DİRİCAN

Bugūn yeni bir yıl yeni yaşım 

Kaderimin yeniden değişeceğini bilseydim

Yeniden būyūt beni derdim anne.

Adımı sevgi koydun ya 

Sevgiyi benim yūreğime verdin

Her şeyi çok sevdi

Kırmayı hiç sevmedim 

Ama beni çok kırdılar anne

Ūşūmeyi hiç sevmezdim

Gurbetin ayazı vurdu

Yeni den sarsan beni kundaklara

Kulağıma babam adımı yeniden koysa 

Beni vermeseniz arşı memlekete

Gözūmūn yaşları akmasa artık anne.

Ben gurbetin ayazın da garip bir kuş

Bana uçmayı öğretmediniz.

Ben uçmadan kafeslere girmişim

Hayallerim bir kafesin içine kitlenmiş

Beni yeniden būyūt anne.

Ben senin kolların da yeniden hayat bulayım

Acılarımı unuttur

Surgūn hayatım umut olsun

Hicretim senin kolların olsun

Yeniden doğmak 

Gökyūzū özgūrlūğūm olsun

Ayağımdaki i pırangaları kırıp

Kanatlarımla sana uçayım anne.

Gurbetin ayazı çok soğuk 

Kızın gurbette yaşlandı, tūkendi

Bak bir yaş daha geldi

Belki de seneye gelemem

Beni yeniden būyūt anne..

Dizlerim değil yūreğim kanıyor

Saçlarıma artık aklar dūşūyor

Toprak beni çağırıyor 

Son kez kollarına al anne.

Avuçlarına toprak oluyorum

Beni buralarda boynu būkūk bırakma.

Sen sarmasan da babam sarsın

Yazsınlar mezar taşıma

Babasının maviş kızı yaşamadan öldü 

Sen beni nasıl çileli doğurdun anne.

Mavi Şehrin Kalemleri

YAZMASAYDIM OLMAZDI

AYŞEGÜL GÖK

Şu yalan dünyada riyakarları,

Zalimin mazluma hıncını,

Zenginin zübbesinin çalımını

İnanın yazmasaydım olmazdı.

 

Boş beyinler yarışmada,

Sınavlar gelir arka arkaya.

Gözlerindeki donuklukla,

Aval aval bakanları…

Yazmasaydım olmazdı.

 

Elinde tablet, telefon,

İş kaygısı var mı? Yok!

Nasıl olsa girer bir yere torpille,

Vasıfsız elemanlık çok!

Onca üniversiteli boşta gezer,

Bu eğitime reva mı?

İnanın bunları yazmasaydım olmazdı.

 

Betonla örülen hayallerde,

Çocuk unutmuş gülmeyi.

Hayat bilgisi yok sokakta,

Sadece test, sadece ezberi.

Körelmiş vicdan, susmuş yürek…

Dert söylese kim duyar?

Yazmasaydım olmazdı.

 

Hak edene hakkı verilmiyor,

Kimin sesi yüksekse o biliyor

Birlik değil, ayrılık çoğalıyor,

Kardeş kardeşi de delip geçiyor

Sözün değeri kalmamış,

Sustum, içim ezilir.

Yazmasaydım olmazdı…

04.05.2025

Mavi Şehrin Kalemleri

DEĞİŞMEM GAZELİ

BEKİR OĞUZBAŞARAN

Onurlu duruşumu tüm cihāna değişmem

Mütevazi evimi, apartmana değişmem

 

Dünyānın nîmetleri, masal yāhut efsāne

Ebedî saādeti, süslü hana değişmem

 

Yiyip içip uyuyan, dünyālık gāfilleri

Bir lokma, bir hırkalı; has ihvāna değişmem

 

Bugün var, yarın yokuz; Rabbimiz cömert, tokuz

Bir Kur'ân āyetini, bin romana değişmem

 

Yaradan'la başbaşa, soylu yalnızlığımı

Milyonlarla berāber, bağ-bostana değişmem

 

Çocukluğumdan beri, rûhumda taşıdığım

İlim, irfan aşkını, sim kaftana değişmem

 

Hâl sārîdir, demişler; birkaç gerçek ins yeter

Kuru kalabalığı; dost-yārāna değişmem

 

İlim adamı başka; filim adamı başka

Okur yazarlığımı, yüz ünvāna değişmem

 

İlāhî mevhîbedir, şāirlik kimi kula

Bundan gayrı rütbeyi, hiçbir şāna değişmem...

Kayseri,22.05.2024 Çarşamba

Mavi Şehrin Kalemleri

İYİ GÜN DOSTUNA

NURGÜL AKTÜRK

Haber verin uyandım, iyi gün dostuna 

Gerek yok artık girmeye kuzu postuna 

Tanıdım da gördüm ben gerçek yüzlerini

Perde indi söyleyin iyi gün dostuna. 

 

Dostlarımdı akrabamdı, belki de kankam 

İhtiyacım olduğunda hep boştu  arkam 

Şimdi sırtımı kendime dayadın sağlam

Söyleyin bir düşünsün, iyi gün dostuna. 

 

Galip geldim dertlere, gülüyor bak yüzüm 

Türküler şarkılar bile söylüyor özüm

Yanlızlığın hazzına da vardım mutluyum 

Rakip değilim, diyin iyi gün dostuna.

 

Bazı dertler vardır ıslah eder insanı

İmtihandır belki dost bilmemiz yılanı 

İncittilerse de incitmedim kimseyi 

Söyleyin huzurluyum iyi gün dostuna. 

 

İşim olmaz sizinle senaryo yazmayın 

Kazdığınız kuyular çok oldu kazmayın

Bitti  değeriniz kaf dağında sanmayın

Selamım yok, söyleyin iyi gün dostuna.

Mavi Şehrin Kalemleri

GİTTİN Mİ GERÇEKTEN

ÖZCAN KIYICI

Gittin, öyle mi?

Ardında yaralı bir yürek bırakarak hem de.

Titreyen sesinle hoşça kal diyerek…

İçimde yaşattığım tüm çocuksu duyguları hiçe sayarak,

Yaşanılan her şeye son noktayı koyarak, 

Üstelik tüm köprüleri yıkarak,

Ve hiçbir umut bile bırakmadan gittin;

Öyle mi?

.

Gerçekten de gittin mi?

O halde neden hâlâ içimdesin? 

Neden hayalin sürekli olarak karşımda?

Neden hâlâ benimlesin?

Seni sevmek gelip geçici bir heves değildi benim için.

Bir hayat biçimiydi sadece, ayrıcalıktı.

Hayranlığımın aşka dönüşmesiydi.

Seni sevmek; yalnızlığın soğuk kollarından sıyrılıp,

Sokaklarda tek başına da olsa saatlerce dolaşmak gibiydi.

Gülümsemekti, sonra seni düşünüp;

Hayal kurmaktı.

.

Seni sevmek soğuk yatağımda bile üşümemekti.

Kendimi güçlü hissetmekti.

Var olmaktı bir anlamda da. 

Varlığının nerede olduğunu bilmediğim halde seni düşünüp

Elele dolaşmaktı.

Sarılmaktı, hayata sarılır gibi bedenine.

Sonra da koklamaktı, tüm gül kokularını içime çeker gibi;

Derin derin nefes almaktı.

Seni sevmek ikimizi de özgür bırakmaktı.

Koparmamaktı kanatlarını…

.

Şimdi o kanatlar seni çok uzağa sürükledi benden.

Ulaşamayacağım yerlere hem de…

Sanki bir anda dünya büyüdü.

Sanki aşılmaz engeller girdi aramıza.

Tüm beyazlar gece rengine büründü.

Her film biter bir zaman sonra… 

Her şarkı sona erer. 

Hiçbir dans sonsuza kadar devam etmez.

Tüm güzellikler öyle…

Belki de kabullenmediğim bu kadar erken bitmesiydi.

Üstelik de hiç hazır değildim böyle bir sona.

Bir anda nefessiz kalmak gibiydi.

Bir anda ruhumun bedenimden ayrılması gibi…

.

Yüreğimdeki duygulara yenilmeyeceğim. 

Fırtınalarıma direneceğim.

Teslim olmayacağım içimde sürekli yankılanan seslere.

Engellemeyeceğim seni.

Güzel sözcükler söyleyerek başını döndürmeyeceğim.

Dön, demeyeceğim.

Kararına saygı göstereceğim sadece.

.

Yine de şunu unutma...

Daha fazla mutluluk için gittiğini düşüneceğim her zaman.

Bu benim için biraz olsun teselli olacak.

Ama mutsuz olursan, 

Gözlerinde biraz olsun hüzün görürsem eğer;

İnan ki seni affetmem.

İşte o zaman hesap sorarım sana.

Şimdi çok daha fazla mutlu olmalısın. 

Hatta zorundasın.

Kendin için… 

Hatta benim için…

O zaman belki biraz olsun hafifler yüreğim.

Sadece dua edeceğim bunun için.

Gittiğin yerde mutlu olman için...

Elveda sevgilim.

Mavi Şehrin Kalemleri

ANILARIM TAZELENDİ

DÖNDÜ ÇETİN

Anılarım tazelendi yine

Soramadım gönül şehrime 

Bu nasıl bir sevda ki

Hıdırellez anıları tazeledi yine

 

Sevgi saçan bir yürek sevdim

Bazen kırgın bazen kızgın

Buram buram sevgi kokan

Dağlar ötesi bir yüreği sevdim

 

Hıdırellez anılarımı tazeledi 

Sevgi dolu yüreğimi benden aldı

Yüreğim yüreğinde tutuklu kaldı

İçime ne kadar keder varsa yükledi

 

Hıdırellez günü dilek tuttum 

Sonra seni yüreğime uyuttum

Kelebekler uçuştu kalbimde

Sustum

 

Papatyada iki yaprak koparıp

Dilek tuttum 

Birinin adı özlem birinin adını aşk koydum

Hıdırellez anılarımı tazeledi yine

KIRŞEHİR

Bakmadan Geçme