Kurtuluş Savaşı

Birinci dünya savaşı kaybedilmişti. Aslında kaybedilen bir savaştan çok daha fazlasıydı. Ülke genelinde üretim durmuş, çarşı pazardan zerzevat bulmak zorlaşmıştı.

Birinci dünya savaşı kaybedilmişti. Aslında kaybedilen bir savaştan çok daha fazlasıydı. Ülke genelinde üretim durmuş, çarşı pazardan zerzevat bulmak zorlaşmıştı. Hele ciddi bir göçle karşılaşan İstanbul, bir milyona dayanmış, kaynaklarını harcamış, tükenmiş, iflas etmişti. Türk, Ermeni ve Rum muhacirler dışında Bolşevik İhtilali'nden kaçan 200 bin civarındaki Rus sığınmacı da bin bir umutla bu tükenmiş şehrin yolunu tutmuşlardı.

 

İnsanların çoğu aç ve sefildi; medreselere sığınıyor, yıkık harabelerde yatıyor, zır zır ağlayan çocuklarıyla sokaklarda dileniyor, imarethanelerde bir tas çorba içerek hayata tutunmaya çalışıyorlardı. Sokaklardaki sefil göçmenler yetmezmiş gibi, sık sık çıkan yangınlarla sefalet daha da artmış, evsiz barksızların sayısı yüzbinlere dayanmıştı. Yetmezmiş gibi şehri işgal altında bulunduran itilaf güçlerinin sayısı da elli bine dayanmış ve onlar da masraflarını hükümete ödetmeye çalışıyorlardı. Yıllar öncesinden kepenklerini indiren hükümetin, vergileri artırmaktan başka yapabileceği pek bir şey yoktu. Neredeyse her şeyini kaybeden halk, bir ölünün son nefesini vermesi gibi bu vergileri vermeye çalışıyordu.

 

İtilaf güçleri, bir kâbus gibi payitahta çökmüş, güzelim şehri parsellemişlerdi. Beyoğlu'nu İngilizler, Eminönü civarını Fransızlar, Anadolu yakasını İtalyanlar mesken tutmuş, Adaları ise ortaklaşa denetimleri altına almışlardı. Bir tarafta kolu kanadı kırık hükümet, diğer tarafta mağrur, buyurgan, edep yoksunu, hayâsız işgal güçleri vardı. Böylece çift başlılık oluşmuş, sadece şehrin ana unsuru olan Müslümanlar değil hükümeti oluşturan bakanlar da ikinci sınıf vatandaş hatta vasıfsız eleman konumuna düşmüşlerdi.

 

Gerçekten de şehir, hiç olmadığı kadar güvensizdi artık. Kadınlar ve kızlar güpegündüz kaçırılıyor, Sarıyer'deki, Çamlıca taraflarındaki dağlara çıkarılıyor, tecavüz ediliyor, tüm bunların rapor edildiği hükümet ise çaresiz kalıyordu.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme