İSİMLERİYLE GELDİLER LAKAPLARIYLA GİTTİLER

Ümit Kayaçelebi yazdı...

Vakti zamanında nedense hiç birimiz birbirimize doğru düzgün ismimizle hitap etmedik . Hep kısadan keseden olsun diye Aliye Elo, Veliye Velo, Ayşe’ye Eşo, Fatma’ya Fato dediğ senelerce.

İyi mi ettik kötümü ettik bilinmez ama gayemiz kırmak değildi hep samimiyetten ileri gelen bir şeydi. Kimsede bundan şikayetçi değildi.

İsimleri kısaltmak bir yana da aslında ya o ilginç lakaplara ne demeli! Canımız sıkıldıkça aklımıza geldikçe bir işten dolayı bir davranıştan dolayı senelerce birbirimize lakap takıp durduk.

Çok mu şarttı! Çok mu lazımdı elbette değil. Ama o günkü Van’daki samimi ortam o günkü aidiyet duyguları ile birbirimize hep isimlerimizi kısaltarak bazen de lakap takarak ta bu günlere kadar geldik.

Ama şimdi ne o eski Van var ne de o eski Vanlılar var. Bu gün artık ne isimler kısaltılarak söyleniyor nede kimse kimseye lakap takabiliyor.

O eski samimiyet o eski arkadaşlıklar, o eski dostluklar fizana gitmiş maalesef.

Vakti zamanında insanlar bey, efendi, ağa diye tanınıp bilinirken şimdi artık ne ağa kalmış ne de efendi herkes olmuş bey!

Adama bakıyorsun zaloğlu Rüstem gibi amma velakin Lakabı Belikırıkoğlu!

Rahmetli Hemit efendi vardı diş teknisyeniydi çok da muhterem bir insandı lakabını sorsanız Çakaloğlu! Herkes ona Çakaloğlu Hemit Efendi diye saygı duyardı.

Bizde gözü böyle yırtık gibi duranlara cırık derlerdi ve Cırıkoğlu da bir lakap olarak alınmıştı.

Çakal Müftüoğulları! Ne kadar ilginç değil mi? Çakal la Müftünün yan yana gelmesi  ne kadar tuhaf.

Geven yandıranlar! Sorsanız acaba bu aile hayatında hep geven mi yandırmış yoksa geven ticareti mi yapmış!

Kız kapanlar! Bu da çok ilginç sanırsınız ki bu aile hep kız kaçırarak mı evlenmiş!

Südüklüoğulları! Tercüme edersek hep altına kaçıran altına işeyen oğulları gibi ama ne hikmetse bu lakap senelerce kullanılmış. Tilki en uyanık en hin hayvan olduğunu bile bile bir aile Tilkioğulları lakabını yıllarca tepe tepe kullanmış..

Tırnak yiyen oğulları! Sanki onların yaşadıkları yıllarda Van’da   kıtlık varmış da o kadar aç kalıp yıllarca tırnaklarını yemişler! Yoksa hiç yiyecek bulamayıpta tırnaklarıyla mı karın doyurmuşlar?

Daha yüzlerce böyle ilginç lakaplarımız varda ben en ilginçlerinden bazılarını yazmaya çalıştım.

İşte bütün bunların yanı sıra birde birbirimize lakap takıyorduk, iyi jiletmi çekiyorsun haydi sen oldun Jilet Isko bele kete küte biri isen heybetli bir duruşun varsa sen de oldun Canavar Heso yerden izmarit topladığını kimse görmüş mü bilmeyiz haydi buna da diyelim Binik Ehmo atletik yapılısın boylu poslusun üstelik de kabadayısın öküz gibi güçlü gibiysen sen de oldun Öküz Memet bağ bahçende dolu dövüş horozların mı var hayda sen de oldun Horoz Heyder sakalların mı seyrek veya hiç çıkmıyor sana da köse Lütfü diyelim.

İyi güreşçisin boksörlüğün de ver o zaman sende herkül gibi güçlüysen Herkül Mustafa olu ver gitsin.

Topu alısan ayağan oyun moyun gurmağı boşver topu bazen sahanında dışına atabiliyorsan oldun lastikçi İrfan çünkü cızlavet satıyorsun ya!

Senin adın Uçun Olgaç ama topa ele vole atısan ki füze gibi hayde sende oldun Füze Uçun Baki efendi ne orta yapabilirsen nede pas ele yerinde dönüsen o zaman Tırtıra Baki lakabı da sana yakışır. Hayatın nağır peşinde koşarak geçmişse Nağırcılık işinse oldun Nağırcı Elo gitti.

Elin ayağın kamyonla gidip gelmekten vaikit bulup da yıkayamamışsan seninde lakabın olur Kirli Cemal çenen kuvvetliyse sende olursunVırvır falankes

Elin ayağın titriyor o zaman seninde lakabın Laklak Sabri olsun,

Hayatın sade yağ ticaretiyle geçmişse sana yaklaşan yağ kokusu alıyorsa kusura kalma adın Nurettin de olsa Yağcı Nureddin oldun gitti.

Senin adın Sofi Toprak ama Vanda cacığın alasını sen satıyorsan oldun Cacığçı Sofi gitti.

Ufak tefeksen bi de berbersen ama sende boy yok pos yok adın Mehmet Işık. Bazen de sana berber dayı derlerse de bundan gayrı sana Mınco Memet diyelim.

Hayatı şekerleme lokum yapmakla geçmiş ama kendisi de şeker gibi adam ise sen de Şekerci dayı ol daha eyi.

İnanın elinde veya cebinde  ustura falan hiç görmedim gel gör Şaban Erkalay oldu Ustura Şabo gitti.

Ufacık tefecikti ama tepebaşılı Ali adam öldürünce adı oldu Eli Gında

Fahriye ablaydı onu herkes severdi hem de en çok Karayolları personelli ama nerden çıktıysa kim taktıysa ömür boyu rahmetli Gıcıbello diye anıldı.

Şen gençlerde oynardı  orta saha da haf oynayınca Şahabettin Sönmez sahalarda yıllarca Şef diye çağırıldı.

O bir şehrin Belediye reisi idi ama halkla o kadar iç içeydi ki Van Halkı ona makamında ve gördüğü her yerde ölünceye kadar ABE dedi. Mustafa Altaylı hayatı boyunca hep Van’ın abesi olmuştu.

Adı Mustafa’ydı Selma öğretmene  aşık oldu haddini bilmedi aşkına karşılık görmeyince deli oldu divane oldu Mustafa ismi gitti adı çıktı Dımsoya

Çok gariban ve sevimli bir at arabacısıydı Van halkı da onu çok severdi adı Mehmet Ortasaçdı ama biz onu hep Memişo diye çağırdık.

PTT’den emekli oldu emekli parası ile o zamanın Murat 124’ünü aldı ve Van takside ölünceye kadar taksicilik yaptı ve Taksici Seyfi Baba olarak hala anılıyor.

Vanın eski fırıncılarından biriydi adı Mustafa’ydı maşallahı var okkalı kilolu olması hasebiyle hep Fırıncı Şişko diye anıldı.

Vanın en eski nalburuydu adı Mehmet Delibaştı lakin Van halkı onu hep Kahya diye çağırdı.

Senelerce Karayollarında çalıştı bir darı sükünu olmadı evsiz barksız kiralarda ölüp giden Selahattin Özgünerin lakabı Yorgansız Salo oldu.

Önceleri marangozdu sonra PTT ye geçti işinde de dirayetliydi nedense adı Mahmut Toktamış iken dalgacı Mahmut oldu gitti.

Daldık yine zaman tüneline bir de baktık ki yine kimler gelmiş kimler geçmiş.

Lakin birçoğu da öyle böyle bu fani dünyadan geride bir lakap bırakarak göçmüşler.

Bizler onları öyle sevdik öyle bağrımıza bastık ve yine de onları bu gün dualarla anıyoruz.

Ne güzel insanlarla yaşadık ve ne güzel insanlarla hayat sürdük.

Şimdi ne o eski Van var ne de eski Vanlılar ama hatıraları bile bize yetiyor.

Bakmadan Geçme