Ayasofya, lanet ve rahmet

Ayasofya konusu gündeme geldiğinden bu yana üç yazı yazdık ve artık yazmama kararındaydık. Ama Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde Mustafa Kemal Atatürk’e yaptığı saldırı görmezden gelinemezdi. Son bir yazı yazmak şart oldu.

Şart oldu çünkü Ali Erbaş Ayasofya’daki Cuma hutbesine, elinde kılıç ile çıktı – bizzat kendi ifadesinden Ayasofya’da Cuma hutbelerinde kılıç ile çıkmanın II. Beyazıd ile birlikte sona erdirildiğini öğreniyoruz – Atatürk’e lanet okudu ve Kadir Mısıroğlu gibi yeminli Cumhuriyet düşmanlarına ise selam yolladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın özel olarak açılışa davet ettiği emekli matematik öğretmeni İsmail Kandemir ise 1934 tarihli müze kararının altında bulunan Atatürk’ün imzasının sahte olduğunu iddia eden kişi.

Açılış 24 Temmuz’a yani Lozan anlaşmasının imzalandığı güne getirildi ve aynı gün İstanbul’da 350 bin kişinin sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak bir araya gelmelerine ses çıkarılmazken, Ankara'da Anıtkabir’e giriş yasaklandı, Eskişehir, İzmir ve Muğla illerindeki Lozan etkinlikleri Korona gerekçesiyle engellendi.

Açılış sonrası tekbirlerle İstanbul sokaklarında yürüyüşe geçen takkeli cüppeli, şalvarlı kalabalık ise; Ayasofya hamlesi ile birlikte Türkiye’ye verilmek istenen mesajı somut olarak canlandırmış oldu.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme