İşte vatandaşın AB görüşü

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki Milli Tarım Projesi Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nu hedef alarak, 'Bakıyoruz 'Müzakereleri durdururuz' diyorlar. Geç kaldınız ya. Hemen kararınızı verin. Ben de Cumhurbaşkanı olarak diyorum ki yıl sonuna kadar sabredelim. Sonra millete gidelim. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi?' çıkışıyla referandumu işaret ederken, İHA muhabirleri de vatandaşlara 'AB'ye evet mi, hayır mı' diye sordu.

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkiler son dönemlerde siyasilerin karşılıklı restleşmesi Brüksel-Ankara hattında soğuk rüzgârlar estiriyor. Son olarak Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Alman Bild am Sonntag gazetesine Türkiye'nin AB üyelik sürecinin durdurulması ve ekonomik yaptırım uygulaması yönünde yaptığı açıklamalar Türkiye tarafından tepki ile karşılandı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ise müzakerelerin devam edip edilmeyeceğini halka sorabileceklerini belirterek, "Yıl sonuna kadar sabredelim sonra millete gidelim" ifadelerini kullandı.

Son dönemlerde gerilen Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri İHA muhabirleri vatandaşa sordu. "AB ile devam yola devam mı? Türkiye, AB ile müzakereleri bitirelim mi? devam Türkiye'nin, AB üyelik müzakerelerine edip etmemesi konusunda bir referandum yapılırsa ne yönde oy kullanırsınız? AB'ye evet mi, hayır mı?" sorularını vatandaşlar cevaplandırdı.

AB'ye sıcak bakanlar da, ilişkilerin bir an önce bitirilmesini; 'alternatif birliklere başvurulması gerektiğini' tavsiye edenler de vardı. 'AB'nin Türkiye'yi oyaladığını, sürekli vaatlerde bulunup yerine getirmediğini' savunanların yanı sıra, Türkiye'nin AB'ye girmesi ile birlikte 'çağdaş, laik, sosyal hukuk devleti olacağını' dile getirenler; Ayrıca AB ile ilişkilerin sonlandırılmasının 'Türkiye'yi Ortadoğu'daki devletler gibi yapacağı' endişesi taşıyanlar, bunu aksini iddia eden 'Türkiye'nin Müslüman devletlerle Müslüman Birliği kurması' gerektiğini söyleyen vatandaşlar da oldu.

 

 

AB ile Türkiye ilişkileri neden gerildi?
İlki 29 Kasım 2015'te Brüksel'de gerçekleştirilen AB-Türkiye zirvesini 7 Mart 2016 ve 18 Mart 2016’da gerçekleştirilen zirveler takip etti. Bu görüşmelerin her iki taraf içinde olumlu geçtiğini kamuoyu ile paylaşan liderler mülteci meselesi, Türk vatandaşlarına Shengen bölgesinde seyahat özgürlüğü tanıyacak vize serbestîsi ve Türkiye'nin AB üyelik sürecinde yeni fasılların açılması gibi hususlarında mutabakata vardıklarını beyan ettiler.

Ancak, özellikle vize serbestisi konusunda çıkan pürüzler ilişkileri olumsuz etkiledi. AB Türkiye'nin vize serbestisi konusunda yerine getirmemesi gereken 72 kriteri 2016 Haziran ayı sonuna kadar yerine getirmesini talep eden AB, özellikle 'Türkiye'deki terör tanımın çok geniş olduğunu ve daraltılması gerektiği' ifade etti. Türk tarafı ise, 3 ay gibi kısa bir sürede bu kriterlerden 67 tanesini yerine getirdiyse de, terörün tanımı konusunda Avrupa Birliği'ne 'PKK gibi DEAŞ gibi terör örgütleri ile mücadele edilen bir ortamda terör tanımını daraltmanın imkânsız olduğu' yanıtını verdi. Diğer taraftan, 15 Temmuz darbe girişimine Avrupa’dan beklenen tepkinin gelmemesi hem Türk hükümetinin hem de vatandaşın Avrupa Birliği'ne karşı tavrında olumsuz bir etki oluşturdu. Türkiye-AB ilişkilerin gerilmesinde etkili olan bir diğer olay ise bazı Avrupa Birliği devletlerinin büyükelçilerinin, Hakların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin tutuklanmasını protesto etmek için HDP grup toplantısında HDP sıralarına oturması oldu. Ayrıca 9 Kasım'da Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Türkiye ilerleme raporunda yer alan değerlendirmeler ve FETÖ'nün terör örgütü olarak değil de 'Gülen Hareketi' olarak lanse edilmesi Türkiye tarafından tepki ile karşılandı. Son olarak ise Avrupa Parlamento Başkanı Martin Schulz'un Türkiye ile ilgili 'müzakereler durur' açıklaması ilişkileri kopma noktasına getirdi.

AB kendi içinde de tartışma konusu
Özellikle üye devletler arasındaki mülteci meselesinden doğan anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları, buna ek olarak İngiltere'nin AB'den ayrılma kararını referanduma götürmesi ve sandıktan ayrılık kararının çıkması birliğin geleceğinin ‘parlak olamadığı’ tartışmalarını gündeme getirmiş durumda.
Öte yandan, Fransa'da aşırı sağcı Ulusal Cephe partisinin lideri Marine Le Pen, gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimini kazanırsa, Fransa'nın Avrupa Birliği'nde kalıp kalmayacağını belirlemek için referanduma gideceğini söylemesi ve aynı şekilde diğer Avrupa devletlerinden AB karşıtı seslerin yükselmesi Avrupa Birliği'ni ayakta tutmak isteyen liderlerin endişesini artırıyor. Ayrıca, AB üyesi Bulgaristan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rusya yanlısı Rumen Radev'in Cumhurbaşkanı seçilmesi AB içinde huzursuzluklara neden olmuş durumda.

Bakmadan Geçme