İki kahkaha bir pirzola...

Sevgili okurlarım, öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, cadde ve sokaklarda yürüyen insanlarımızın yüzlerine baktığımız zaman, gülen ve neşeli insanlarımızı zor görmeye başladık. Ben de işim gereği gözlem yapmayı severim. Mesleğim icabı sürekli seyahat eder, farklı ortamlarda bulunurum.
Gittiğim her ortamda bir sıcak tebessüm görmek isterim.
Kim istemez ki?
Ama özellikle büyükşehirde yaşayan insanlar, gülümsemeyi, tebessümü birbirinden esirger hale gelmiş.
Sanki düşman cephesinde koşuşturur gibi koşuşturuyor insanlar.
Kimden neden kaçıyor?
Nedir bu düşmanlık?
İnsan, kendini her şeyiyle tam bir bütün olarak algılayabildiğinde, kendine gören gözlerle bakıp, kendisi hakkındaki gerçekleri öğrenip kabullendiğinde, kendini olduğu gibi sevebildiğin de, ortada ne bir sorun, ne de yenilmesi gereken bir düşman kalıyor.
Eğer kendimizi seviyorsak, insanları da seviyoruz demektir.
Öyleyse neden çok görüyoruz bir sıcacık gülümsemeyi?
İnsanlar yüzü asık, somurtkan kişilerin yanında bulunmak istemiyor.
Olumsuz bir hava oluşuyor.
Soğuk bir ortamı kim sever?
Gülümseme, karşınızdaki kişiyi fark ettiğinizin, onu önemsediğinizin, ona karşı sevgi ve saygı duyguları beslediğinizin göstergesidir.
Gülmek günlük hayatta karşımıza çıkan bütün zorluklara, stres ve sinir bozukluklarına karşı en büyük silahımızdır. Tabi bu silahı kullanmasını bilmek gerekir.
Gülmek alaycı bir kahkaha gibi değil.
Tatlı, saygılı sıcacık bir tebessüm gibi…
Ortamın güneşi misali...
Hepimiz güler yüzlü insanların yanına gitmekten ve onlarla konuşmaktan mutluluk duyarız. Rahatlık hissi kazanır ya da kazandırırız.
Güleç yüzle başladığımız gün bize kazanç olarak geri döner.
Gülmek; kuşkusuz, insan yaşamının en tatlı olgusu.
Ruhsal boşalımın, iç rahatlamasının ana kaynağı.
Karamsarlığın can düşmanı…
Bir insanı önemsediğinizi, değer verdiğinizi asık bir suratla hissettiremezsiniz.
Karşınızdaki kişiyi fark ettiğinizin, onu önemsediğinizin, ona karşı sevgi ve saygı duyguları beslediğinizin göstergesidir gülümsemek.
Hangi iş alanında çalışırsanız çalışın hiç fark etmez.
Lokanta da müşteriye asık suratla hizmet veremezsiniz.
Ya da o şekilde hizmet gören müşterinin yerine kendinizi koyun, bir daha yemek yemek için o mekânı tercih eder misiniz?
Alışveriş sektörü de aynı şekilde sıcak bir karşılama, bir güler yüz olmayan yerden kim bir şey almak ister?
Ofis, fabrika, kurum, kuruluş neresi olursa asık suratlı insanlarla aynı ortamda çalışmak sizi ne kadar verimli kılar, ya da işinize nasıl bir olumlu yansıması olabilir.
Ben de "İki kahkaha, bir pirzola kebabına bedelmiş" sözünden yola çıkarak sizlere bol pirzolalı günler diliyorum…

Bakmadan Geçme