DOĞA VE ÇEVRE İLE YÜZLEŞMEK

Yeni bir çevre bilinci gerekir

 20- yüzyılın ikinci yarsından itibaren, İkinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarının da etkisiyle, dört kavram uluslararası düzeyde küresel kabul gördü ve öne çıktı. Bunlar; demokrasi, insan hakları, adalet ve çevre kavramlarıydı. İlk üç kavram Batı Avrupa’da karşılık buldu, doğuda ise bu anlamda inişli çıkışlı da olsa süreç devam ediyordu. Fakat bunların her birinin uygulandığı ya da reddedildiği alanlar ülkeler iken çevre bir ülkenin sınırlarına hapsolamayacak bir özelliğe sahipti. Çünkü ısınma, hava kirliliği, gaz salınımı atmosfere çıktığında sınır tanımıyordu. İşte bu yüzden çevrenin bilince çıkarılması ve bütün dünyada yaygınlaştırılması elzemdi ve BM bu anlamda bazı çalışmalar başlattı.

 Gündem 21 istenen işlevi göremedi

 21. yüzyıl dünya çevre yüzyılı ilan edildi. Gündem 21, yirmi birinci yüzyılın gündemi çevredir, anlamını taşıyordu. Bu minvalde Stockholm de Rio’da çevre temalı küresel çaplı toplantılar yapıldı. Bu toplantılarda sürdürülebilir bir dünya için gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme konusunda kendilerinin yaptığı hataya düşmemeleri uyarısında bulundular.

 Gelişmekte olan ülkeler de haklı olarak, siz kalkınırken dünyayı kirletiniz, şimdi bize kalkınmak için dünyayı kirletmeyin, sanayileşmenizi yavaşlatın diyorsunuz. “Kirleten öder”, prensibi gereğince, sizin kirliliği önleme maliyetlerine katılmanız gerekir, dediler. Tabi ki işin sonunda anlaşma sağlanamadı.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme