Diş Hekimi Gülsoy: Bu iş gönülden yapılmalı
Son yıllarda diş hekimliği mesleğine yoğun bir talep olduğunu belirten Vanlı Diş Hekimi Dilruba Gülsoy, söz konusu mesleği yapmayı arzulayan gençlere tavsiyelerde bulunarak, 'Bu iş gönülden yapılmalı. Mesleğe atılmak isteyen gençler, bu mesleği bir yaşam biçimi olarak görmeli' diye konuştu.
Van’da son yıllarda belli meslek gruplarına ciddi rağbet var. Bu mesleklerden biri de diş hekimliği. Bir dönemler kentte 5-10 diş hekimi varken, şimdi ise yüzlerce diş hekimi bulunuyor.
Van’ın genç ve başarılı diş hekimlerinden biri olan Dilruba Gülsoy, gazetemize mesleki donanımı, hasta memnuniyeti odaklı çalışmaları konusunda açıklamalarda bulundu.
Hijyenik, tam donanımlı kliniğiyle kısa sürede dikkat çeken Diş Hekimi Dilruba Gülsoy, Pamukkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu olduğunu belirtti.
Mezuniyetinin ardından birçok ulusal ve uluslararası sertifikalı eğitime katılarak; implant, estetik dolgu, kanal tedavisi ve gülüş tasarımı gibi alanlarda uzmanlığını geliştirdiğini söyleyen Gülsoy, kliniğinde yalnızca tedavi değil; aynı zamanda estetik uygulamalara da yer vererek, hastalarına hem sağlıklı hem estetik gülüşler kazandırmayı hedeflediğini söyledi.
“BU MESLEK SABIR İSTİYOR”
Van’da ağız ve diş sağlığı alanında önemli bir hizmet sunan Gülsoy, sağlık alanına eskiden beri ilgisinin olduğunu ifade ederek, “Özellikle diş hekimliği, estetikle bilimi birleştirmesiyle ilgimi çekti. Lise yıllarında karar verdim ve Pamukkale Üniversitesi’nde eğitim aldım. Bu meslek sabır, el becerisi ve empati gerektiriyor. İnsanlara dokunabildiğiniz bir alan olması da ayrıca tatmin edici” dedi.
Diş hekimliği mesleğini düşünen gençlere tavsiyelerde bulunan Gülsoy, “Bu iş gönülden yapılmalı. Sadece diploma almakla kalmayıp sürekli öğrenmek gerekiyor. Günümüzde diş hekimi sayısı arttı, öne çıkmak için fark yaratmak şart. Ben de eğitimim sonrası birçok sertifikalı kursa katıldım, halen de kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Gençlere tavsiyem, merak duygularını kaybetmesinler, günceli takip etsinler ve bu mesleği bir yaşam biçimi olarak görsünler” ifadelerini kullandı.
Hijyenin önemine değinen Gülsoy, “Öncelikle bu meslekte hijyen temel bir kriter. Bu mesleği yapanlar hastaların konforu ve sağlığı için tüm detaylara özen göstermeli, bizler bunu sağlamaya çalışıyoruz. Modern diş hekimliğinde kullanılan dijital röntgen, panoramik tomografi cihazları ve ileri tedavi ekipmanlarıyla donatıldık. Bugün devlet hastanelerinde yapılabilen pek çok uygulamayı, teknolojik altyapımız sayesinde kliniğimizde gerçekleştirebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“HASTALAR, AĞRI BAŞLADIĞINDA GELİYOR”
Diş hastalarının kendilerine ‘ağrı’ başladığında geldiğini söyleyen Gülsoy, “Ne yazık ki çoğu hasta ancak ağrı başladığında diş hekimlerine geliyor. Gece ağrıları, ilerlemiş çürükler, eski kaplamaların bozulması sık karşılaştığımız durumlar. Bunun dışında implant, estetik uygulamalar ve diş eksiklikleri nedeniyle gelen hastalar da var. Ancak kontrole gelme alışkanlığı hâlâ istenilen seviyede değil. Hâlbuki sorunlar başlamadan önce önlem almak her zaman daha kolay ve ekonomik. Bizler İpekyolu ilçesinde Urartu İş Merkezi, 1. katta hizmet veriyoruz. Vanlı vatandaşlarımız açısından ulaşımı kolay bir noktadayız” diye konuştu.
GÜLSOY, DİŞ FIRÇALAMANIN ÖNEMİNE DEĞİNDİ
Doğru diş fırçalamanın önemine işaret eden Diş Hekimi Dilruba Gülsoy, “Günde üç kez, özellikle gece yatmadan önce dişleri fırçalamak çok önemli. Ayrıca fırçalama tekniği de en az sıklık kadar önemli. Diş etine zarar vermeyecek şekilde, küçük dairesel hareketlerle temizlik yapılmalı. Ara yüz fırçası, diş ipi ve gerekli durumlarda gargara da günlük rutine dahil edilmeli” ifadelerini kullandı.
Diş ipinin kullanımı konusunda da konuşan Gülsoy, “Diş fırçası her yere ulaşamıyor. Dişlerin arasında kalan yiyecekler zamanla çürüğe ve diş eti iltihaplarına sebep olabiliyor. Diş ipi ya da ara yüz fırçası kullanmak bu tür sorunları ciddi oranda azaltıyor. Sadece fırçalamak yeterli değil, ayrıntılı temizlik alışkanlık hâline gelmeli” dedi.
DİŞ TAŞI TEMİZLİĞİ SONRASI, DİŞ SALLANMA PROBLEMİ…
Gülsoy, diş taşı temizliği sonrası bazı hastaların dişlerinde sallanma hissettiği ile ilgili soruyu da yanıtlayarak, “Bu konuda çok soru alıyoruz. Uzun süre temizlik yapılmayan diş taşları, adeta kemiğin yerini alıyor gibi. Temizlendikten sonra bu destek ortadan kalktığı için geçici bir sallanma yaşanabilir. Ancak bu durum genellikle zamanla düzelir. Asıl tehlike, o taşların dişi ve çevresindeki dokuyu uzun vadede tahrip etmesidir” şeklinde konuştu.
Ağız kokusunun nedenleri ile ilgili de konuşan Gülsoy, “Ağız kokusu sadece fırçalamayla ilgili değil. Diş eti hastalıkları, çürükler, dil temizliğinin ihmal edilmesi, ağız kuruluğu ve sistemik hastalıklar etkili olabilir. En çok unutulan şeylerden biri de dil temizliğidir. Hastalar genelde dişlerini fırçalıyor ama dilin üzerindeki plakları temizlemiyor. Bu da kokunun başlıca sebeplerindendir” ifadelerini kullandı.