Yazdığımı çizdiğimi övenler olduğu gibi arada bir eleştirip "yahu kardeşim neden hep bizim tarafın yanlışlarını hatalarını yazıyorsun!
Diğer tarafın hataları yanlışları yok mu, niye onları yazmıyorsun? Diye soruyorlar.
Ben de şöyle diyorum:
Değerli kardeşim;
Evden çıkıyorum; yolda yürürken yol ortasında gördüğüm taşı kenara almayayım mı?
Kaldırıma çıkıp yürüyorum; yoldan hızla geçen araba, yolun akımı iyi yapılmadığından olsa gerek, su sıçratıp üzerimi abdestsiz ederken;
Arabaya mı?
Yolu akımsız yapana mı?
Yoksa havadan uçamayan kendime mi kızayım?
...
Dalgın dalgın yürürken, hoparlörden gelen hırıltılı yüksek sesle bağırarak;
Allahu Ekberrr! Nidasıyla bizi birden irkiltip, ezana eziyet çektiren ve bize de o eziyeti hissettiren 70 yaşındaki hacı amcaya mı kızayım, ona mikrofonu teslim edene mi yoksa Muhammed'i ezan okuyamayan Muhammed ümmetine mi kızayım?
...
Pıtırak gibi her köşe başına açılan üç harfli marketler benzeri; neredeyse her okulun imam-hatip yapılması ve milyonlarca mezun verdiği halde, gencecik Bilal Habeşi gibi bağırmadan kaidesiyle ezan okuyacak gençlerimiz nerde diye sormayayım mı?
Sabah ezanında;
"Essalatu hayrun minen nevm"denirken kıçını çevirip yorganını üzerine çekip gazlaya gazlaya uyumamızı eleştirmeyeyim mi?
...
Araba yolda giderken, bir yerinden ses duyunca; arızanın habercisi olduğunu söylemeyelim mi?
İlla bizi yolda bıraksın ya da kaza olsun sonra mı aklımız başımıza gelsin.?
Ha diyorsan bizim gibi yap; üç maymunu oyna, kusura bakma biz o soydan değil, insan soyundanız.
...
İnsan ilk önce kendi mahallesindeki yanlışları eksikleri görebilmeli, anlatıp çareler üretebilmeli, yani güzel atasözümüzde de açıklandığı gibi "önce kendi evinin önünü süpür" düsturuyla, biz de diyoruz ilkönce kendi mahallemizi temiz tutalım, sonra tavır ve davranışlarımızla diğer mahallelere örnek olabilelim.
Umarım anlaşılabilmişimdir...
