Andre Maurois derki. "Tutkunun insanı sürüklemeyeceği budalalık ve çelişki yoktur".
Sezen Aksu ise derki " Ben sende tutuklu kaldım"
Tutku insanı manevi olarak bağımlı hale getirir.
İnsan hayatında, bağımlılıklar ise hayatı çekilmez hale getirir.
Bağımlı kişilerin hayatlarını her zaman başkaları yönetir. Hürriyetleri yok olur. Yemek yeme, uyku gibi hayati temel gereksimlerinde dahi tutkunlukları akıllarından çıkmaz. Hayatları altüst olur. Kimi ise, yaşadıklarından dolayı nesnelere yönelir. Farklı bir esaret başlar. Ruhen, bedenen çöküş başlar.
Artık toplum içinde de kabul edilmeyen, dışlanan biri olmaya başlar.
İşte en büyük sorun burada kendini gösterir. Bağımlı ya da tutkunun esiri olan kişi, bu durumda olayların farkına varıp, düzelmeye geçmelidir.
Bağımlılık, zararlı ve duygusal bir alışkanlıktır.
Her bağımlılık mutluluğu azaltır.
İnsan içinde doğal olarak bulunan enerjisini açığa çıkararak, bağımlılıktan kurtulabilir.
Hayatlarını sevgi temeli üzerine kuran insanlar, özgür insanlardır.
Sevmek ve sevilmek hayatı çoğaltır.
Birleşen enerji olumlu sonuçlar doğurur.
Hayatta sevgi çok önemlidir.
Hayatta önemli olan diğer değerler ise, paylaşım ve sorumluluktur.
Güzel olan yaşamda, güzel paylaşım, hepimizin olmalıdır.
İnsanlar zor durumdaysa, onlardan uzaklaşmak yerine, onların yanında olmayı tercih etmeliyiz. Kazanılan her bir insan ile bir gelecek kurtarılır. Her insan hata yapabilir ya da yanlış insanların ağına düşebilir. Toplum bu insanları dışlayarak, daha büyük felaketlerin oluşumuna olanak sağlar. Bu nedenle onları hayata bağlamak hepimizin görevidir.
Sağlıklı bir yaşam sizin olsun.
Bakmadan Geçme





