Ben nerde yanlış yaptım?

                                 
Müthiş bir eleştirinin özetidir "Ben nerde yanlış yaptım?"sorusuyla yüzleşmek.
Pişmanlığın, umutsuzlukla bütünleşerek insanı yaşadığı hayattan soyutlamasını engellemenin en etkili ve akılcı yönteminin ise özeleştiri olduğunu çokça bu köşede yazdım.  Eklemek isterim ki sıkça yapılan özeleştiriler: "Ben nerede yanlış yaptım?" sorusundan uzak tutar.
Özeleştiriyi her babayiğit yapamaz. Bugün yaşanan hayatın her alanında burnundan kıl aldırmayan, her şeyi ben yarattım diyen sayılmayacak çok insan vardır. İşte bu kör inatçılar yüzünden çözümü zor sorunlarda uzlaşmalar gündeme getirilmez. Ortaya çıkan olumsuz durumlar ise gerilimi gittikçe artırır, yoğunlaştırır ve uzlaşmaz çelişki dediğimiz kırılma, kopma anını doğurur.
Dostları ve arkadaşları elekten geçirme de önemlidir. Sırtında saplı hançerle gezmektense ya da her an gelecek hançerleri beklemektense aklın ve yüreğin eleğini çalıştırmak zorunludur. Çünkü sahtekâr ve üçkâğıtçı bir yol arkadaşı ya da dostu sırtınızda taşımanın ağır yükünden başka onurunuzu ve güvenirliğinizi de kaybetme riski ile karşı karşıya kalırsınız.
Hayatın içinde insanı paramparça eden sadece çürük insanlar değildir. Kendi zaaflarımız, zayıflıklarımız, umursamazlıklarımız da aklımızda ve yüreğimizde taşıdığımız canımız, kanımız, dostumuz bildiğimiz düşmanlarımızıdır. Öyle ki bu düşmanlar gün gelir bizi hayatımızdan soğutur, doğduğumuza bin pişman ettirir.
Yola atılmış iri bir taş parçasını kenara çekerek gelip geçenleri tehditten korumakla; aklımızdaki ve yüreğimizdeki zararlı düşünce ve duyguları arındırmak birbirine paralel düşüncelerdir.  Duygu ve düşüncelerimizi aynı doğrultuda yani iyide tutar. Unutmamalıyız ki düşünce ve mantıkla iç içe geçemeyen duygular bize yanlışlar yaptırır. Yani kolay aldatılırız, çabuk satılırız, aptal yerine konuruz.
Onlarca bilinçaltı sorgucusu, toplum uzmanlarının desteğiyle ayakta duran bir dünya insanlığı Mevlana ve Yunus gibi evrenselleşen bilgelerin söylediklerine kulak verselerdi bugün toplumsal hayatların mihenk taşı insancıllık olurdu. Ve bizler de bencillikle kuşatılmış yaşamlarımızda "Ben nerde yanlış yaptım?" sorularına yanıt aramaktan kurtulmuş oldurduk.
Öyle ki hayat kavgasının türettiği adı insan özü insan olmayanların yüzünden akıl ve mantık eleğini yüreğinin ucuna asanlardan biri oldum. Ve kendime söz verdim. Elemediğim tek bir insanı bile gönül evimden içeri almayı düşünmüyorum. Yanlışlarında direnenlerin üzerine de kalın bir çizgi çekmekten zerre kadar çekinmiyorum.
Hayat benim. Zehir etmek için bireysel ve toplumsal anlamda çabalayanlara asla taviz yok!

 
Şahin Akçap,eleştiri,özet,Yanlış,ev,toplum,çaba,Zehir,arkadaş,dost,hayat

Bakmadan Geçme