Vanlı Gümüş Ustası Destek Bekliyor

Van savatlı gümüş işlemeciliği yapan Vanlı Sadullah Özmen 1915 öncesi Van’da 120 savat işleme atölyesi olduğunu belirterek Savat el sanatının yaşatılmaya ve desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi.

Rıdvan CAN-Özel Haber

Van'ın el sanatları arasında savatlı gümüş işlerinin çok ayrı bir değer taşıdığını kaydeden Özmen, Van'da sadece iki atölyenin savatlı gümüş imalatı yaptığını ve Van'a has el sanatının bir köşeye itilmesinden üzüntü duyduğunu söyledi. Özmen, savat işletmeciliğinin desteklenmesi için ilgililere çağrıda bulundu.

“Meslek okullarında savat bölümü açılmalı”

Van savatının Osmanlı döneminde seçkin aileler ve insanlar arasında özel bir ilgi gördüğünü söyleyen Özmen, “Osmanlı döneminde Van denildiğinde akıllara savatlı gümüş işçiliğinin nadide örneklerinden tabaka, ağızlık, kemer, köstek, hançer, tarak kolye, küpe rozet, liyakat madalyası gibi Van mühürlü ürünler geliyor. Bugün Mardin, Hatay gibi iller gümüş işlemeciliğinde çok ileri düzeye gelmiş durumdalar. İlimizde Van savat işçiliğinin yaşatılması için meslek okullarında bölümü açılmalıdır. Van'ın ekonomisi turizimi için bu gereklidir” diye konuştu.

“ Mesleği kursta öğrendim”

2004 yılında o dönemin Van Ticaret Borsası Başkanı Başkanı Feridun Irak'ın AB projesi ve teşvikleri sonucunda açtardığı savatlı gümüş işlemeciliği kursuna katılarak ustalık belgesi aldıktan sonra, gümüşçülük mesleğine başladığını kaydeden Sadullah Özmen “ Belediye binası üst giriş katında yer alan iş yerimde el emeğim ile Van savatı ve gümüş işletmeciliğini yaşatmaya çalışıyorum. Kızım Dilan okuldan sonra atölyede büyük bir hevesle bana yardımcı oluyor” diye konuştu.

“120 savat işleme atölyesi vardı”

Van'da sadece iki atölyenin savatlı gümüş imalatı yaptığını ve Van'a has bu sanatın Van'da yeterince bilinmemesinden üzüntü duyduğunu dile getiren Sadullah Özmen , “ Van Bölgesinde, Urartulardan günümüze kadar gelmiş bir süsleme sanatı olan savatın yereldeki adı “sevad”tır. Sevad, Arapça kara anlamına gelen esvad kelimesinden türemiştir. Özellikle Ermeni ustaların savat işlemeciliğinde maharetli olduğu söylenir. İdeal olan 950 ayar gümüşe savat yapmaktır. Savat: gümüş işlemeciliğinde bir süsleme sanatıdır. Savat ustası tasarladığı şekli, sanatını koyacağı gümüş eşyanın üstüne kurşun veya sabit kalemle çizer. Gümüşte çeşitli zengin motifler olduğu gibi Van Kalesi, Akdamar Kilisesi, Hoşap Kalesi olabildiği gibi, kedi, at gibi figürlere de kullanılmaktadır. Çizilen taslağın üstüne usta, çelik uçlu kılcal kalemle büyük bir titizlikle ince kanallar açılır. Bir ölçü gümüş, dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun ve biraz da kükürt, 750 derecelik ısıda karıştırılarak savat adı verilen alaşım elde edilir. Ancak her savat ustasının kendine has bir ölçüsü vardır. Daha sonra savat soğumaya bırakılır. Soğuyan kütle toz haline gelinceye kadar önce örs üzerinde, daha sonra havanda dövülür. Elde edilen savat, gümüş takı üzerinde daha önce açılmış olan kılcal kanallara iki şekilde sürülür. Ya yemeğe tuz eker gibi serpilir ya da boraks ile sulandırılarak çamur haline getirilen savat, boşluklara sıvanarak doldurulur. Sonraki aşamada yapılan iş, mangal ateşine tutulur. Isının etkisiyle tekrar eriyen savat, boşluklara iyice nüfuz eder. Bu aşamadan sonra soğuması için bekletilen savat, cilalanarak kullanıma hazır hale gelir. İyi savat, her geçen gün daha fazla parlar. Osmanlı Döneminde 900 ayar gümüşe tuğra vurma yetkisi, İstanbul ile birlikte Van Vilayeti savat işlemeleri sayesinde almıştı. 1915 öncesi Van'da 120 savat işleme atölyesi varken, 1915'ten sonra atölyeler kapanmıştır. Van savatlı gümüş işlemeciliği patent alacak kadar değerlidir” dedi.

“Van'a bedesten yapılsın”

Belediye Sarayı'nın depremede hasar görmesi nedeniyle üst katında bulunan iş yerinin boşaltılmasının istendiğini vurgulayan Sadullah Özmen, el sanatlarının üretim ve pazarlamasının yapılacağı İstanbul Mısır çarşısı benzeri bir bedestenin Van'da yapılmasını istedi.

Bakmadan Geçme