Van Gölü İncileri

NAAT MEDENİYETİ

BEKİR OĞUZBAŞARAN

On beş asırdan beri, hüsn-i hat,edebiyat

Anlatmaya çalıştı, (k)onu: Fahr-i Kint

Nice şir ve edip methinde çırptı kanat

Süleyman Çelebimiz ve Vesîletü'n-Necat

Yûnus, Fuzûlî, Nbî, Mevln, rif Nihat

Şeyh Glib, Yaman Dede, o muhtedî avukat

Necip Fzıl, 'Esselm', tekrar şahlandı sanat

Karakoç, 'Gül Muştusu' ve 'Hızırla Kırk Saat'

O'nun vassfı Allah, bu açık bir hakîkat

O hlde bize düşen, Habîb'e sonsuz biat

Bence en güzel naat, O Şah Gül'e salavt

T gönülden duyarak, O'na selm ve salt

Bizi de unutmasın, Kerem-kn-ı Şefat

Etmesin ben fakîri, ümmetliğinden zt…

KAYBOLUŞ

ARİFE ÖZDEN

Kadim kırgınlıkların boşluğunda

Siyah beyaz bir kayboluş...

Üstümde,

Kullanıldıkça küçülen umut hırkası

Ardımda,

Kaç kez ipten aldığım can kayıpları

Dilimde,

Söylemeyi beceremediğim

Sözler sıralı

Şimdi kaybolmanın tam sırası

Özgürlüğüne kement

Vurulmuş yarınların

Sessizliğe bürünen

Öfkenin matemine

Karanfiller bırakalım

Muhtelif zamanların birinde.

HASRETİN

KAMURAN ADIYAMAN

Hasretin nasıl bir şey

Uzayıp giden yollar mı

Yere göğe sığmayan dağlar mı

Canı bedenden ayırmak mı

Ölmek mi yaşamak mı bilemedim

Nereye kadar dayanır

İnsan bu, demir olsa çürür

Duvar olsa yıkılır,

Bu ne devran, bu ne ferman

Hasretinden perişanım, bilemedim

Bu hasretin, özlemin ardı arkası yok

Bu derdimin senden başka ilacı yok

Umutlu bir dua gibi ince bir sitem gibi

Çıkarı yok çıkarasım yok senle dolup taşan

Bu hasreti bilemedim.

Bir yol göster bana

Sana gidecek olan bir yol

Hangi şehir ki seni koparıp barındıran

Nedir bu benden aldığın gözlerine

Bürünmüş bunca yalan, dolan

Bu hasretin hep gecedir bana

Hiç sabahı olmayan bilemedim..

DELİYİM

EBRU BEYİŞ

(ŞAİR YÜREKLİM)

Evet ben deliyim

Elle tutulmayacak sayısız takıntısı olan

Ama hayatı mükemmel yaşatmaya

Ve yaşamaya çalışacak kadar da çabalayan bir deli

Evet ben deliyim

Belki herkesi anlayacak ama kimsenin anlamak için

Çaba sarf edemeyeceği

Belki de düşüncelerini hor görüp baltaladıkları bir deli

Evet ben deliyim

Renklerini dışarıya kimi zaman çiçek pembeliğinde

Kimi zaman fırtınalı toz bulutu griliğinde zarar verirken

Sevdiklerine kıyamayan bir deli.

Evet ben deliyim

Uyuşmayan kalabalık zihinler arasında

Yine kendiyle konuşan

Kavga edip, gülebilen kimseye zararı olmayan

Tek zararı kendisine olan bir deli

Evet ben deliyim

Artık anlamları, tavırları net olmayan

Kendi ellerinizle dönüştürdüğünüz

Hala vicdan ve merhamet duygusu taşıyan bir deli

Evet ben deliyim,

Peki, ya 'Sen Nesin'!

HATIRAN KALDI

AYŞE DURAK KARACA

Hatıran kaldı ardında

Bir de gözlerinin rengi

Geçmişin hayfında, ardında çekilen ah

Ve albümden albüme bir dizi ezgi

Sen'ki mazimde kutlu bir kahraman

Ben ise sevdana hamal

Yenik düşler berkiten göz yaşı

Hayıflanmalar, kırgınlıklar,

Küskünlükler, kahkahalar,

İçten içe duyduğum hayranlık

Velhasıl duyguların dört mevsim gibi

Yaşadığım hatıran kaldı

Hatıran kaldı dalsız yapraklara

Sağır oldum, ll oldum

Hasretinde çöle reva mecnun oldum

Bir hatıran kaldı, bir de ızdırap

Kalkamadım bıraktığın enkazda

Ansızın, bıraktın ya ellerimi

Anlamdım yargısız infazın rengini

Yutkunmağım kelimelerde anladım

Rüyalarda, düşümde, yırtığın resimde,

Sonu gelmez hayallerde kaldı adın

Sisli gecelerin ayazında

Biraz kesik uykuların girdabı gibi

Bir varmış bir yokmuş dedim ya

Hatıran kaldı işte/ hatıran...

KENTİN ÇOCUKLARI

TÜRKAN ŞENGÜLLER

Biz bu kentlerin çocukları

Değiliz belki

Sevgiye muhtaç acıların

Kırılganlıkların

Ve bilinmeyen dünyaların

Çocuklarıyız belki

Mutsuzluğun gölgesinde

Uçurumların görünmeyen

Diplerindeyiz,

Ayağımızı ne zaman yere bassak

İçimizde hep bir sarsıntı

Ve kocaman bir boşluğun içindeyiz

Ne kentler bizi sığdırabildi

Ne de biz bu kentlere sığabildik

İşte diyorum sana

Biz bu kentlerin

Çocukları değiliz belki.

YOL AYRIMLARI

SABRİ CEYHAN

Mutlu sonla bitmez hikayeler

Oysa huzura kapı açmak ister yüreğin sesi

Hep bir duvar örülür adım atacağın

Merdivenin ilk basamağına

Bakmak istersin pencereden

Kalın perdeler çekilir göz bebeklerine

Mutlu sürmez hikayeler

Kalemin dökerken beyaz kağıda sözleri

Bir fırtına tutar alır gider hayallerini

Kalakalırsın parmakların arasında

Sigaran ve yarım kalan soğumuş çayınla

Mutlu görünür hikayeler

Bir varmış bir yokmuşla başlar satırlar

Gökten üç elma düşer de

Birini kaptırmaz kader

Mutlu sonla bitmez hikayeler

Yol ayrımları el ayrımları olur

Yol ayrımları yürek yarası olur

Yol ayrımında kalır hayaller bir başına...

BİLMEM

GÜLTEN KARA ATEŞ

Bilmem öyle yalandan sevmeleri

Dudaktan kaygısız dökülen

Canımlı cicimli kelimeleri

Yüreğimden gelmeden

Bilmem aşkım demeyi

Zor kadınım, bilirim

Zor güvenir, zor severim,

Yüreğimi verdiğimin

Yüreğini isterim sevdiğimin

Gönlüne gönlümü bağ eder

Yüreğimin ev sahibi bilirim onu

Düşersem tutacağım el

Arkamda yaslanacağım dağ isterim

Para dolu cep değil

Sevgi dolu göz isterim

Değersiz hissedersem

Kırılır, incinirim

Zor ve güçlü olsam da

Hassastır şiir yüreğim

Yüreğinde misafir hissettiğim yürekten

Ateş olsa da yolum

Usul usul, sessizce, çeker giderim...

GAZZE

ZEKİYE ZÜMRA AK

(NAZENİN)

Oyy Gazze, oyy!

Gazze acı, Gazze gözyaşı

Gazze çaresiz, yok lokma aşı

Bombalarla vurdular dayandı Gazze

Kalmadı taş üzerinde taşı

Allah var, o görendi, Allah yr, dedi direndi

Sabır bitti, aş bitti, yüreğinde bir tutam umut

Gözlerinde fer bitti…

Ölümün beşiğinde aç uyudu kuzular

Cennetin eşiğinde, dinecek bu sızılar

Bombalar yağdı önce kırıldı kapıları

Vicdansız taktı kanca yıkıldı yapıları

Dünya kör sağır insanlar yığınağı

Yokmu çaresize bir gönül sığınağı

Bebekler ağlıyor bir yerlerde

bir deri bir kemik dünya mahşerde

Gazze ölüyor yavaş yavaş

Bu soykırım, değil savaş

İnsanın insana yaptığı zulüm

Acı vermez olsa sadece ölüm

Göz gördü kulak duydu bu mezalimi

Ne kötü huydu, Rabbimle yapsın talimi

Yirmi birinci yüzyılda nedir bu kin, ve bu nefret

Utanç dolu bu tablodan alacak mıyız ki ibret

Kalemim titredi Dünya haline

Komşu aç ölürken bu keyifte ne

Bu dünya kimseye kalmaz üstadım

Yüreğim eridi yoktur takatim.

KALPSİZ

FAHRİ HARİS DOĞAN

Bir gar istasyonundaki sessizlikti etraf

Ne yağacak yağmur ne parlayacak güneş var havada

O sessizlikte yaşamla huzurla gözlerde savrul

Ruhum en eski kitaplarla dolu okunmamış bir raf

Bekleyenler yok durakların arkasından bakıp kalacak

Biliyorum belirsiz ateşler bizi durmadan yakacak

Yaksın sönsün külleri bıraksın

Tanrı bir başka zaman beni farklı yaratsın

Sükunetini sakla çünkü bu en büyük çığlık

Saatlerin ıssızlığından tüm her şeyden de derin

Belki son kez başka hislerle birbirimize sarıldık

Kalpsiz adamın gönlünde var daima yerin.

HÜZNÜN ADI, GAZZE

ERCAN ULUTAŞ

Kimim ben, neredeyim

Bu sessizliği duymaya

Bilmem nasıl edeyim

Yok mu bir ayak sesi, ey çocuk

Bu ıssızlıkta, tenhada

Ne bir can ne sığınacak

Bir nefes kalmadı dünyada

Ey çocuk! Ne işin var senin

Bombalar ortasında

Gel çocuk, gül çocuk

Hüznün öldürüyor beni

Gazze'nin yetim evladı

Gül, Kudüs hatırına

Kim kıydı sokağınıza

Tonlarca bombayı atan kim

Bu talan da neyin nesi

Bıraktı mı gözlerinde

Akmaya gözyaşı

Gel çocuk gül çocuk

Hüznün öldürüyor beni

Gazze'nin yetim evladı...

Bu ne sahipsizlik, ey çocuk

Ümmet uyuyor olmalı

Bu körlük bu vicdansızlık

Acıyacak hal mı bıraktı

Kolunu, kanadını yüz yerde kırdı

Gel çocuk gül çocuk

Hüznün öldürüyor beni

Gazze'nin yetim evladı

Milyarlık Ümmetin öksüzü.

UFUKTA BAYRAM VAR...

SEZAİ ÇİÇEK

Ufukta bayram var Arafat'tayız

Ey gönül ne için kimden geçeriz

Nicedir bilinmez biz araftayız

Ümmetin derdinden neden kaçarız

Hani mutabıktık Hak rızasında

Şimdi teslim miyiz saf hizasında

Vücudun her parça ve azasında

Bin bir derdimiz var ama naçarız

Ey Kabe aşıktır her mümin sana

İsmail İbrahim varır Haccına

Dayanmaz yüreği Hacer'dir ana

Güvercin kanatla Sevr'e uçarız

Dilleri her türlü mümin kullara

Mekke'ye ulaşan bütün yollara

Rengarenk yapraklı açan güllere

Ölmeden biz bize kefen biçeriz

Ümmet coğrafyası bağrı yaralı

Zulüm arşa çıktı yürek paralı

Müslüman birbirin kalbin kıralı

Hakyolu bırakıp batıl seçeriz

Sezai dileğin kabul olursa

Zulüm bitip Gazze özgür kalırsa

Uygur Keşmir Kudüs azad bulursa

O vakit gelince candan geçeriz,

Bakmadan Geçme