Tunçdemir: Van Gölü Havzası markalaşmalı

Vangölü Havzası Turizm Derneği (VAHATUDER) Başkanı Abdullah Tunçdemir, Van'ın turizm potansiyelini artırmak için, Van Gölü Havzası olarak markalaşmaya gidilmesi gerektiğini söyledi. Tunçdemir, 'Van, bir günde gezilecek şehir değil. Van Gölü Havzası turlarıyla, pilot şehir Van olmak üzere, Bitlis, Muş, Hakkari ve Ağrı illerinin yer aldığı turizm tur paket programları organize edilmeli. Bu markalaşmanın kentimize ve bölge illerine büyük katkısı olur' şeklinde konuştu.

Van'ın zengin tarihi, doğal ve kültürel mirasına rağmen, turizm turlarında kentin yalnızca sınırlı alanlarının gezilmesi eleştirilere neden oluyor.

VAHATUDER Başkanı Abdullah Tunçdemir, Türkiye'de bazı şehirlerin belirli markalar üzerinden tanıtılarak birçok bölgesinin turizme kazandırıldığını ifade ederek, Van Gölü Havzası markasıyla, Van, Bitlis, Muş, Hakkari ve Ağrı şehirlerinin en az 1 haftalık turlarla, turizm potansiyelinin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.

Van için hazırlanan turizm tur programlarına değinen Başkan Tunçdemir, tur programlarında büyük bir eksiklik olduğunu belirterek, kentin yalnızca bir-iki noktadan ibaretmiş gibi tanıtılmasının Van turizmine zarar verdiğini ifade etti.

'VAN GÖLÜ HAVZASI, MARKALAŞMA SÜRECİNE GİRMELİ'

Van'ın ve bölgedeki 4 şehrin, Vangölü Havzası adıyla markalaşmasının önemine değinen Tunçdemir, Türkiye'de bazı şehirlerin, belli isimlerin çatısı altında markalaştığını, bunun da o şehirlerin turizm potansiyeline büyük katkılar sağladığını ifade etti.

Tunçdemir, 'Nasıl ki bazı şehirler, GAP, Karadeniz ve Kapadokya gibi isimler altında markalaşmaya gidiyorsa, Van ve bölgedeki iller de markalaşmalıdır. Ayrıca tur paket programlarında Van'ın birçok turizm bölgesi yer almalıdır. Bu hem kentin tanıtımı hem de bölgedeki turizmin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor' diye konuştu.

Van Gölü Havzası'nın, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli turizm destinasyonlarından olduğuna dikkat çeken Tunçdemir, yerli ve yabancı turistlerin çoğunlukla, Doğu turu kapsamında bir günlük programlarla Van'a getirildiğini ve bu sürede yalnızca birkaç turistik alanın gezdirildiğini söyledi. Bu durumun Van'ın sahip olduğu potansiyelin yeterince değerlendirilememesine yol açtığını vurgulayan Tunçdemir, 'Van gibi köklü bir tarihe ve eşsiz doğal güzelliklere sahip bir şehrin bir günde gezilmesi mümkün değildir' dedi.

TUNÇDEMİR, VAN'IN TURİZM DEĞERLERİNİ SIRALADI

Van'ın sahip olduğu turizm değerlerini tek tek sıralayan Tunçdemir, Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi'nin yanı sıra Van Gölü çevresi, Muradiye Şelalesi, Hoşap Kalesi, Çavuştepe Antik Urartu Bölgesi, Kedi Evi, Urartu Müzesi, Toprakkale, St. Bartholomeus Kilisesi, Başkale Travertenleri, Tuşba Van Evleri, Kalecik Seyir Tepesi, Hüsrev Paşa Camii, Horhor Medresesi, Erciş Balık Bendi, Ayanıs Kalesi, Eski Van Şehri, Edremit Kız Kalesi Seyir Terası, Mejingir Su Kaynağı, Şamran Kanalı, Çarpanak ve Adır adaları Gevaş Altınsaç, İnköy, koylarının Van'ın turistik zenginliğini gözler önüne serdiğini söyledi. Bu alanların her birinin ayrı bir tarih ve hikye barındırdığını vurgulayan Tunçdemir, 'Bu kadar çok turistik değerin olduğu bir şehirde, tüm bu yerleri bir günde gezmek mümkün değildir. Bu nedenle tur programlarının en az 7 günü kapsayacak şekilde hazırlanması gerekiyor' ifadelerini kullandı.

Van Gölü Havzası'ndaki illerin turistik değerlerine de vurgu yapan Tunçdemir, Bitlis, Hakkri, Muş ve Ağrı Nemrut Krater Gölü, Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Adilcevaz Kef Kalesi, Süphan Dağı, İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı, Cilo buzullar ve salt dağları, Berçelan Yaylası, cennet ve cehennem vadisi ve Zap suyu, Muş Ovası ve lalesi gibi değerlere sahip olan Van Gölü Havzası, markalaşmayı hak ediyor.

'TUR SÜRELERİ KISA TUTULUYOR'

Turizm paket turlarının kısa tutulduğunu söyleyen Tunçdemir, turların, 4 gün 3 gece, 5 gün 4 gece, 6 gün 5 gece ve 7 gün 6 gece şeklinde ayarlanması, yerli ve yabancı turistlerin bu bölgeyi en iyi şekilde gezmesi gerektiğini belirtti.

Van'da daha uzun süre kalan turistlerin hem kentin kültürünü daha yakından tanıma fırsatı bulacağını hem de konaklama, yeme-içme ve alışveriş gibi alanlarda daha fazla harcama yapacağını belirten Tunçdemir, bunun da yerel esnaf ve işletmeler için önemli bir ekonomik katkı sağlayacağını söyledi.

Turizm acentelerine ve yetkililere çağrıda bulunan Tunçdemir, Van merkezli tur programlarının yeniden ele alınması gerektiğini ifade etti. Van'ın yalnızca geçiş noktası ya da kısa süreli ziyaret edilen bir şehir olmaktan çıkarılması gerektiğini belirten Tunçdemir, Van Gölü Havzası'nın tarihi, doğası ve kültürü bir bütün olarak ele alınmalı. Van ve bölge şehirlerimiz, ilçeleriyle, kırsalıyla, tarihi yapılarıyla çok daha kapsamlı tanıtılmayı hak ediyor' dedi.

TURİZM TÜRLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ İSTENİYOR

Öte yandan, turizmciler Van'da alternatif turizm türlerinin de geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Doğa turizmi, kültür turizmi, inanç turizmi ve fotoğraf turizmi, kuş turizm, yayla turizmi, botanik, rafting ve kayak gibi alanlarda yapılacak çalışmalarla bu bölgelerin 12 ay dört mevsim ziyaret edilebilecek sürdürülebilir bir turizm destinasyonu haline gelebileceği ifade ediliyor. Turizmciler, bu doğrultuda hazırlanacak uzun soluklu tur programlarının, Van Gölü Havzası'nın marka olma yolunda önemli bir adım olacağını belirtiyorlar.

VAHATUDER Başkanı Abdullah Tunçdemir, 'Van Gölü Havzası, sadece görülüp geçilecek bir bölge değil; yaşanacak, keşfedilecek ve tekrar tekrar gezilecek bir bölgedir. Van Gölü Havzası'nın markalaşması, yerli ve yabancı turist sayısında artışa ve yeni pazarların oluşmasına katkıda bulunacaktır. İç Pazar Kültür turları çoğalacak. Değişken İran pazarı ile yetinmemiz doğru değildir. Yeni pazarların olması gerekir. Avrupa pazarları, Ermeni diasporası, Uzak Doğu pazarı, Ermenistan ve Irak pazarı da genişletilmelidir' dedi.

Tunçdemir, Van, Bitlis, Hakkri, Muş ve Ağrı'daki; tüm paydaşların (valilikler, turizm müdürlükleri, siyasetçiler, STK temsilcileri, tur operatörleri ve turizm acenteleri) bu konuda ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Bakmadan Geçme