Tanrıkulu: Sorunları çözmeye çalışıyoruz
Gazetemizi ziyaret eden HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, 'Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar ciddi boyutlara ulaştı. Biz parti olarak halkımızın refahının yükseltilmesi, huzur içinde yaşamlarını sağlamak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Halkımız partimize yoğun teveccüh göstermektedir. Çalışmalarımızı sadece seçimden seçime yapmıyoruz. Genel Başkanımız ve tüm partililerimiz 81 vilayeti ilçeleriyle birlikte gezerek, halkla buluşuyor' dedi.
Vansesi Gazetesi'nden Burhan Ergin'in haberine göre Hür Dava Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Medya Birim Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, İl Başkanı Av. Rasim Sayğın ve parti üyeleriyle gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu.
'ERKEN SEÇİMİ GEREKTİRECEK BİR DURUM YOK'
Ziyarette konuşan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, 'Çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. 2023 yılında genel seçimleri, 2024 yılında yerel seçimleriyaptık. Seçimlerde çok ciddi paralar harcanıyor. Ekonomik olarak halkımıza ek bir yük getiriyor. Dolayısıyla şu an ülkemizin ortamına baktığımız zaman erken seçimi gerektirecek bir durum yok. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tercih edilmesinin bir sebebi de yönetimde istikrardı. Eski dönemlerdeki koalisyon hükümetleri 2-3 yılda bir seçime gidiyorlardı, yönetimde istikrar sağlanamıyordu. Bunun önüne geçilmesi için şöyle bir yasa çıkarılmıştı. Eğer Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa veya Meclis'in 5'te 3 çoğunluğu karar alırsa erken seçime gidilebilir. Şu an muhalefet ve iktidar arasındaki çekişmelere bakarak, erken seçime gitmek pek doğru değil. Yoksa bizde her yıl seçim olsun deriz. HÜDA Par olarak her seçime girmeye hazır bir partiyiz. Her zaman sahadayız, sadece seçim endeksli çalışan bir parti değiliz. Çalışmalarımızı sadece seçimden seçime yapmıyoruz. Bütün arkadaşlarımız Genel Başkanımız da dahil olmak üzere her gün illerimizi, ilçelerimizi ziyaret ederek halkımızla buluşuyor. Dolayısıyla şu an erken seçimi gerektirecek olağanüstü olaylar yok. Sadece iktidar ve muhalefet arasında yaşanan çekişmelere bakarak değerlendirmemek lazım. Daha seçimin üzerinden 2 yıl geçti. Seçim zamanında yapılırsa hala önümüzde 3 yıl var. Günü geldiğinde de halkımız kendi iradelerini sandığa yansıtır' ifadelerini kullandı.
'SEÇİM BARAJI KALDIRILMALI'
Tanrıkulu konuşmasının devamında, 'Bizim ülke genelinde resmi olarak 11 bine yakın üyemiz var. Tabi ki bizim aldığımız oyla üyelerimizin sayısı bir değil. Bize teveccüh gösteren, destek veren binlerce kişi var. Mobilize gücümüz var, halk desteğimiz çok fazladır. Kalben bize destek veren insanların sayısı her geçen gün artıyor. İnsanlarımız parti politikalarımızı çok beğeniyor. Zaman zaman anket çalışmaları yapıyoruz. Son yapmış olduğumuz ankette insanlar benim ikinci partim HÜDA PAR'dır diyenlerin sayısı yüzde 10-15 arası değişiyor. Seçim barajından dolayı insanlar barajı aşamayacak düşüncesiyle istedikleri partiye oy veremiyor. Biz seçim barajının sıfırlanması veya sembolik bir rakama yüzde 1'e veya altına çekilmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Birçok kez seçim barajı kaldırılacak sözleri verilmesine rağmen hala bu verilen söz yerine getirilmedi. Her gelen iktidar kendi iktidarını sürdürmek için kendi menfaatine olan yasaları çıkarıyor. Türkiye'nin geleceğinin önünü tıkıyorlar. Bundan dolayı sadece yönetimde istikrarı değil, aynı zamanda temsilde de istikrarı sağlamak gerekiyor. Düşünün bir siyasi parti 1-2 milyon oy alıyor ama yüzde 7 seçim barajını aşamadığı için milyonlarca oy hak etmeyen partilere gidiyor. Sizin çıkarmanız gereken milletvekillerini başka parti çıkarıyor. Bu da adaletsiz bir durumdur. Dolayısıyla seçim barajının en az yüzde 1 veya altına indirilmesi gerektiğine inanıyoruz' diye konuştu.
'TESPİT ETTİĞİMİZ SORUNLARI İLGİLİLERE ULAŞTIRIYORUZ'
Yerel sorunları tespit ederek il, ilçe ve genel düzeyde yetkililere ulaştırdıklarını belirten Tanrıkulu, 'Yerel ziyaretlerimizi gerçekleştirmemizin en büyük nedeni sorunları yerinde tespit ederek, notlarımızı alıyoruz. Yerelde çözülebilecek sorunları il başkanımız, ilçe başkanımız sorunun muhatabıyla görüşerek çözümüne katkı sunuyor. Genel olarak iktidar partisini ilgilendiren sorunları çözmek için genel merkez düzeyinde sorunları raporlaştırarak ilgili bakanlıklara, bürokratlara ulaştırıyoruz. 15 yıldır Van çevre yolu bir türlü tamamlanamıyor. Van Ferit Melen Havalimanının bakım onarım çalışmaları kapsamında kapatılması asla kabul edilebilir bir durum değil. Bu ciddi sorunlara yok açacak. İnsanlarımız İstanbul, Ankara'ya gitmek için buradan çevre illerdeki havalimanlarına gitmek zorunda kalacak. Bu da emin olun insanlar arasında ciddi mağduriyetlere yol açacak. Alternatif çözümler geliştirilebilir. Halkı mağdur etmeden bakım onarım çalışmaları yapılmalı. Verilen süre zarfında bakım onarım çalışmaları yapılmalı. Van çevre yolunun da bir an evvel tamamlanması için parti olarak elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz. Çünkü çevre yolunun tamamlanıp hayata geçirilmesiyle Van'ın bir nebze olsun trafiği rahatlayacak. Bu sadece Van için değil, birçok ilimizde bu sorunlar mevcuttur' dedi.
'EKONOMİK SIKINTILAR CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI'
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların her geçen gün ciddi boyutlara ulaştığını belirten Tanrıkulu, 'Asgari ücrete kamuoyunun beklediği bir zam yapılmadı. Asgari ücretlilere ve emeklilerimize büyük bir haksızlık yapıldı. Bununla ilgili defalarca açıklama yaptık, uyarılarımızı yaptık fakat maalesef hükümet parantez içinde söylüyorum, IMF politikalarını uyguladığı için beklenen zamları yapmadı. Şimdi öyle bir sistem getirildi ki pandeminin bitmesiyle birlikte Türkiye ciddi bir ekonomik sıkıntı içerisine girdi ve dolayısıyla faiz lobisine, tefecilere tamamen teslim olmuş bir durumdadır. Şimdi bakıyoruz 2025 yılı bütçesinde faize ödenecek 2 trilyon para var. Nereden bakarsanız 50 milyar dolara tekabül ediyor. Sadece bu faize verilecek parayla asgari ücretlilere ve 16 milyon emekliye resen işverenin cebinden bir kuruş çıkmadan 6-7 bin lira zam yapabilirsiniz. 10 milyon üniversite öğrencilerine aldıkları bursun iki katını bir yıl boyunca verebilirsiniz. Türkiye'de faize dayalı kapitalist ekonomik sistem uygulandığı için her gelen iktidar az veya çok, bazen ekonomide işler iyi gidiyor bazen de kötü gidiyor. Bu sadece AK Parti iktidarında değil, daha önce koalisyonlar döneminde de böyleydi. Bu sistemin kendisinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla biz bununla ilgili olarak yeni anayasa yapılmalı konuşulduğu zaman yeni anayasa da bulunması gereken bazı tavsiyelerimiz var. Bunlardan biri denk bütçenin oluşturulmasıdır. Denk bütçe anayasal bir hüküm haline getirilmelidir. Her gelen hükümet kim olursa olsun farketmezgelire göre giderini de ona göre harcamalıdır. Borçlanmayacak, şimdi siz gelirinizden fazla borçlandığınız zaman ikinciye bunu kapatmak için çok fazla çalışıp üretmeniz gerekiyor. Şimdi Türkiye'nin böyle bir imkanı olmadığı için borçlanmaya gidip bankalardan, faiz lobisinden borç para alıyor. Dolayısıyla bu döngü devam ediyor. Sadece AK Parti döneminde 400-450 milyar dolar faize para ödenmiş, bu ciddi bir rakamdır. Oysaki Türkiye'nin 200-220 milyar dolar borcu var. 200-220 milyar dolar borcunuz var önünüzde duruyor ve siz her yıl 20-30 milyar, şu an da 60 milyar doları bulan bir faiz ödemesi yapıyorsunuz. Bu kadar para faize ödenirse ve sizinanaparanızda da düşüş olmuyorsa, bütçe açığı verecekseniz, yine gidip borçlanacaksınız. Dolayısıyla bunu üretemediğinizden dolayı emeklinin, asgari ücretlinin hakkını gasp edeceksiniz. Hal böyle olunca alt sınıf, orta sınıf tamamen çökecek, şu anda öyle olmuş, zenginlerde çok ciddi bir oranda zenginleşti. Şu an ülkemizde bir üst sınıf var, bir de alt sınıf var. Bize göre denk bir bütçenin oluşturulup borçlanılmaması lazım. Aynı zamanda vergi oranlarının artırılması da Meclis kararıyla olması gerektiğine inanıyoruz ve çok ciddi oranda hırsızlıkla, yolsuzlukla, rüşvetle edilmesi gerektiğini düşünüyoruz' ifadelerini kullandı.
'HAYAT PAHALILIĞI AİLELERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Tanrıkulu, 'Evliliği teşvik etmek lazım. Son yıllarda aile kurumumuz tehdit altında, gençlerin evlenme yaşı 35-40 yaşına dayandı. Bunun ekonomik, sosyal ve psikolojik sebepleri var. Hayat pahalılığından dolayı bir düğünün maliyeti 1 milyona dayanıyor. Herkes bu parayı bir araya getirip düğün yapamıyor. 1 milyon az para değil, yeni evlenmek isteyen gençler için verilen 150 bin liralık geri ödemeli destek yetersizdir. Bizce bu 150 bin liranın yükseltilerek hibe edilmesi lazım. Evliliğin teşvik edilmesi lazım. Çünkü aileler tehdit altında, boşanma sayısında artış var. Kadın ve erkek birbirinin düşmanı haline getirilmiş, önlem alınmazsa iş daha da ciddi boyutlara ulaşır. Bakın ülkenin ekonomisi bir şekilde düzelir ama sosyal çürüme, ahlaki çöküş asla düzelmez. Aile yapısını, ahlaki çöküşün düzeltilmesi için uzun zamana ihtiyaç olacak. Hükümetin bir an evvel ciddi tedbirler alması gerekiyor. Bu bir ülkenin beka sorunudur. Sadece iktidar değil topyekün olarak hepimizin el ele vererek ortak bir kararla aile yapısını korumalıyız' diye konuştu.
'İNANCIMIZA, KÜLTÜRÜMÜZE, ÖRFÜMÜZE AYKIRI PROGRAMLAR KALDIRILMALI'
Aile kurumunun korunması için adım atılması gerektiğini belirten Tanrıkulu, 'İstanbul sözleşmesinden kalan 6284 sayılı yasayı nasıl revize edebiliriz, süresiz nafakayı nasıl sınırlandırabiliriz, kadının beyanı esastır gibi ucube, hiçbir hukuki dayanağı olmayan söylemi nasıl ortadan kaldırabilirizi konuşabilmemiz lazım. Bunların değiştirilmesi lazım. Gençler nafaka yüzünden evlenmek istemiyor. Çünkü bir yıl evli kalan bir genç ömür boyu nafakaya mahkum ediliyor. Aile içerisinde bazen tartışmalar oluyor. Sözde kadına yönelik şiddeti önleme yasası diye kamuoyuna anlatılan İstanbul sözleşmesi kabul edildiğinden bu yana her yıl kadına yönelik cinayetler ve şiddetler artmış, aslında bu sözleşme kadını korumaktan çok kadın ile erkeği karşı karşıya getiren bir sözleşmedir. Eskiden karı ve koca tartıştığı zaman araya aile büyükleri girerek konuyu tatlıya bağlayarak kapatırdı. Şu anda böyle birşeyin yapılması suçtur. Siz birinizi araya sokamazsınız. Böyle bir teklifte bulunduğumuz zaman sizin hakkınızda hemen soruşturma açılıyor. Dolayısıyla bunların gözden geçirilmesi lazım. Türkiye'nin geleceği hem ahlaki açıdan hem ailemizin geleceği açısından tehlikededir. Bu konuda somut adımların atılması lazım. Bizim bir diğer önerimizde şuydu. Evli yurtlar yapılmalı. Üniversite okuyan gençlerimiz arasında evlenmek isteyenler için yurtlar yapılması gerektiğini söyledik. Gençlerimiz hem okulunu okusun, hemde evlenip hayatını kursun. Hem kendilerini muhafaza etsinler hem de ailesini muhafaza etsinler. Bunu televizyonda yayınlanan diziler ve programlar aracılığıyla da teşvik etmemiz gerekiyor. Şu anda tam tersi programlar yapılıyor. Gündüz kuşağı programların kaldırılması lazım. İnancımıza, kültürümüze, örfümüze aykırı programların tamamen kaldırılıp yeni programlarla yola devam etmemiz gerekiyor' dedi.
'HERKES HALKIN MENFAATİNİ GÖZETMELİ'
Parti olarak halkın menfaatini gözettiklerini belirten Tanrıkulu, 'Bizler HÜDA PAR olarak ulusal basında pek yer edinemiyoruz. Bizi haber yapmıyorlar. Bazı konularda bizlerde mağduriyet yaşıyoruz. Dolayısıyla yerel medyamızı ziyaret ederek hem sorunları dinliyoruz hem de bu açığımızı kapatmaya çalışıyoruz. Sizler başta olmak üzere yerel medyada her zaman açıklamalarımıza yer veriyorlar. Bu konuda sizlere çok teşekkür ediyorum. Biz HÜDA PAR olarak halkımızın menfaatini önceleyen bir siyaset yapıyoruz. Önce halkımız diyoruz, halkımızın menfaati diyoruz, siyasi partilerin çıkarı bizim için üçüncü, dördüncü sırada gelir. Bütün siyasi partilerin de bu şekilde hareket etmesi gerekiyor. Ülkemizin bütün sorunlarını masaya yatırıp hep birlikte geleceğimizi teminat altına alalım. Sağlam temeller üzerinden projelerimizi hayata geçirelim. Kısır döngülerle, tartışmalarla bir yere varamayız. Asıl sorunlar perdeleniyor. İktidar ve muhalefet birbiriyle her gün tartışarak insanların asıl sorunlarını görmezden geliyor. Herkes halkın menfaatini gözetmeli' ifadelerini kullandı.
'GAZZE'DE SOYKIRIM YAPILIYOR'
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Tanrıkulu, 'Bizim şu an birinci gündemimiz Gazze'dir. Gazze'de bir buçuk yıldan fazladır ciddi bir katliam ve soykırım yapılmaktadır. Biz bireysel olarak da, kurumsal olarak da, devlet olarak da elimizde olan imkanlarıkullanamadık. Bu bizim için büyük bir üzüntü kaynağıdır. Dolayısıyla iktidar partisine yeniden seslenmek istiyorum. En azından hiçbirşey yapamıyorsanız bile gerçek anlamda ticareti kesmelisiniz veya Siyonist rejime giden mallar varsa havayollarımızı ve limanlarımızı kullandırtmayalım. Azerbaycan'dan Türkiye üzeri oraya giden petrolün vanasını kapatalım' şeklinde konuştu.
HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın ise parti olarak Van'ın sorunlarına çözüm sunmak için ellerinden gelen gayreti sarf ettiklerini belirterek, çalışmalarının devam edeceğini kaydetti.