Sarıkaya'dan obezite tedavisinde tirzepatide vurgusu
SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, günümüzün en önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alan obeziteyle mücadelede modern tedavi yaklaşımlarının önemine dikkat çekti.
Obezitenin artık yalnızca bir yaşam tarzı sorunu değil, kronik ve nörometabolik bir hastalık olarak kabul edildiğini belirten Sarıkaya, geleneksel yöntemlerin çoğu bireyde sürdürülebilir kilo kaybı sağlamada yetersiz kaldığını vurguladı.
Sarıkaya, geniş popülasyon verilerinin diyet, egzersiz ve davranış değişikliği temelli yaşam tarzı müdahalelerinin tek başına genellikle yüzde 3–5'in üzerinde kalıcı kilo kaybı oluşturmadığını ortaya koyduğunu söyledi. Bu nedenle farmakolojik tedavilerin obezitenin kalıcı yönetiminde giderek daha belirleyici hale geldiğini ifade eden Sarıkaya, klasik ilaçların çoğunun yalnızca tek biyolojik yolu hedeflemesi nedeniyle etkilerinin sınırlı kaldığını belirtti.
Orlistat, naltrekson-bupropion, fentermin-topiramat ve GLP-1 agonistleriyle sağlanan kilo kaybının çoğunlukla yüzde 5–12 aralığında seyrettiğini hatırlattı.
Bu noktada metabolik tıpta yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendirilen tirzepatide'ye ayrı bir parantez açan Sarıkaya, ilacın hem GIP hem de GLP-1 reseptörlerini aynı anda aktive eden ilk tedavi olduğunu ve bunun etkinliği büyük ölçüde artırdığını söyledi. Sarıkaya, tirzepatide ile ilgili önemli klinik veri setlerini paylaşarak, tedavinin dikkat çekici sonuçlar verdiğini belirtti. Diyabeti olmayan obez bireylerde yapılan SURMOUNT-1 çalışmasında 72 haftada yüzde 21–22,5 oranında kilo kaybı sağlandığını, SURPASS-2 çalışmasında ise semaglutide 1 mg'a kıyasla hem daha iyi glisemik kontrol hem de daha fazla kilo kaybı elde edildiğini ifade etti. Ayrıca SURMOUNT-3 ve SURMOUNT-4 çalışmalarında yaşam tarzı müdahaleleriyle birlikte kilo kaybının yüzde 24'e kadar ulaştığını aktardı. 2025 JAMA karşılaştırmalı analizlerinin de tirzepatide'nin semaglutide 2.4 mg'a göre daha güçlü etki gösterdiğini ortaya koyduğunu söyledi.
Sarıkaya, tüm bu olumlu sonuçlara rağmen tedavinin gastrointestinal yan etkiler ve tiroid C-hücre tümörü uyarısı gibi nedenlerle dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Uygun hasta seçiminin önemine dikkat çeken Sarıkaya, yaşam tarzı değişikliğinin hl tedavinin temel taşı olduğunu, ancak biyolojik adaptasyonların çoğu kişide kilo kaybını sınırladığını belirtti. Tirzepatide gibi çift inkretin tedavilerinin bu bariyerleri aşarak obeziteyle mücadelede güçlü bir araç sunduğunun altını çizdi.