Mavi Şehrin Kalemleri
RENK
YALÇIN YÜCESOY
Saat, ikiyi geçmiş olmalı!
Yol karanlık…
Yol kasvetli…
Ve
Yağmur dinmeden
Hala, dantel gibi ciseliyor..
Araba farları ve şehrin ışıkları
Akvaryumdaki siyamlar gibi oynaşıyor
İçimdeki kör sıkıntı!
Damarlarımda kan kokusu almış
Köpekbalıkları gibi dolaşırken
Rastgele ve bilinçsiz
Kazağımın şefkatine sığınıyorum
Hava soğuk
Çok soğuk!
Bildiğiniz gibi değil..
Yalnızlığımın korkusu içinde
Tenha yollarda
Şahdamarından yaralı
Bir güvercin gibi kanat çırparken
Kapıyı vurup, hüzünle çıktığını anımsıyorum
Ve..
Sol gözümden
Bir damla yaş düşüyor, kavgamızın gururuna
Duygularım!
Timsaha yakalanmış
Mazlum ceylanlar gibi çırpınıyor
İman tahtama, yumruk yemiş gibiyim
İçim acıyor
Çok acıyor!
Bildiğiniz gibi değil..
Ve..
Kavgayı bitirmek geliyor aklıma
Çelişkiler içerisinde
Bir çıkış noktası arıyorum
Nihayet!
Tam buldum derken, noktalar uzuyor..
Ufukta yüzlerce, binlerce nokta beliriyor
Şuursuzca koşuyorum!
Ardında kan izleri, noktalar sağa dönüp
Eflatun kapının önünde
Birdenbire elveda diyor
Ölümcül korkuyla!
Ve kan ter içinde yaklaşıyorum
Tam kapıyı çalacakken, sessizce aralanıyor
Karanlık ışığa dönüşürken
Şaşırıyorum!
Boşlukta bir soru işareti
Lakin noktasız!
Ansızın yüreğim kanıyor
Çok kanıyor
Ve..
Kanımın rengi
Bildiğiniz gibi değil...
SOLANA KADAR
AYDIN KİZİR
Hayalinle dolaştım,karanlık gecelerde
Türkü,şarkı söyledim,hasret var dizelerde
Dilim kendinden geçmiş,sevdalı hecelerde
Damla damla kalbime düştün dolana kadar
Sayende harap oldu,benim gençlik çağlarım
Yokluğuna dayanmaz,kurur yeşil bağlarım
Mutluluk serap oldu,gece gündüz ağlarım
Gözlerim kan çanağı olsun olana kadar
Diken gülle dolaşık,kokuna oldum aşık
Sözüm dinle sevdiğim,el alemler barışık
Ben böyle istemezdim,aklım ettin karışık
Çiçeklerden gül oldum,dalda solana kadar
Aydınım seninleyim o güzel yerde durdum
Gülüşünü düşünüp birden hayalin kurdum
Neden nasıl diyerek üzülüp dize vurdum
Başımdaki her teli kökten yolana kadar
BERZAH-I GAMZE
ŞERİFE ŞAHAN
Ömrüme;
Berzh olmuş gamzelerin,
Divit mahçup,
Şerh ü beyana sığmaz o nazlı bakışların...
Kalem utangaç,
Mürekkeb titrek;
Her harf bir h,
Her nokta bir hicran.
Gözlerinle başlar
Kıyamet -i suğra,
Kirpiklerinle biter
lemin nizamı.
Bir bakışınla
Yedi iklim dört bucak,
Bir gülüşünle
Bin yıllık çöl çiçeklenir.
Söz sustu,
Suskunluk konuştu;
Arada yalnızca
Senin adın yankılandı.
Dudaklarının kıvrımı
Bir ayet gibi iner,
Her hece bir secde,
Her sessizlik bir du.
Saç tellerin
Geceyi ipe dizmiş,
Yıldızlar kıskanır
O karanlık ışıltıyı.
Elinin değdiği yer
Zamanı durdurur,
Parmak uçlarınla
Yazılır kaderin en gizli satırı.
Nefesin
Baharı müjdeler,
Göğsümde açan
Her çiçek senin adını fısıldar.
Gölgen bile
Aydınlık bırakır
Varlığınla dolar
Boşlukların en kuytusu.
Bir anlık terk edişin
Kıyameti büyütür,
Dönüşünle dirilir
Ölmüş bütün umutlar.
Ve ben,
Seninle başlayan
Her cümlede kaybolur,
Seninle biten
Her nefeste yeniden doğarım.
BÜYÜK LİDER ATATÜRK
FATMA ÖZGER BİLGİÇ
Sevdamıza dil oldun, ulu önder Atatürk
Seni örnek alıyor, vatanı seven her Türk
Türk milleti tarihte, iz bırakmış yüce ırk
Korku nedir bilmedin haine hesap sordun!
Mal mülkte gözün yoktu, ülken için yaşardın
O keskin zekn ile engelleri aşardın
Halkın ile birlikte zor olanı başardın
'En büyük mükfattır, millet sevgisi.' derdin!
Yılmadın zorluklardan milletinle dirildin
Vatana göz dikene göz yummadın gerildin
Al bayraklı vatana yr diyerek sarıldın
Zorlukları aşarak Ata'm düşmanı gerdin!
Tarihe de yeniden Türk ismini yazdırdın
O güçlü düşmanların kökünü de kazdırdın
Milletin dertlerine önem verdin, çözdürdün
Halkını hep düşündün, vatan, ulustu derdin!
Tüm dünya milletleri seni örnek alıyor
Eserlerin bizlere büyük miras kalıyor
Türk'e yaşam biçimi cumhuriyet oluyor
Gece gündüz çalıştın kutlu zafere vardın!
Sen cepheden cepheye koşturdun özgürlüğe
Nasihat ettin bize, vatan için birliğe
Kavuşturdun milleti demokrasi hürlüğe
Türk'e özgürlük için, cumhuriyeti kurdun!
Her Türk'ün yüreğinde bir Atatürk yaşıyor
O, önüne yığılan engelleri aşıyor
Ulusun kıymetini bilmeyene şaşıyor
Özgürlük için Ata'm, düşmanı bir bir vurdun!
Yaralı gönüllere şifa oldun Mustafa'm
Özger'in yüreğinde sevgin eksik değil, tam
Seni anlamayanlar pişmemişler hl ham
Milletine hediye cumhuriyeti verdin!
16.07.2023
ÖGRETMENİM
NECLA KARATEKİN KAPLAN
Her meslek, çok kutsaldır.!
Öğretmenlik bir başka güzeldir...
Ne fidanlar, ektiniz her yüreğe...
Canım benim öğretmenim
Saçı, okşananmış bir çocuk, varımdır öğretmeni tarafından sevgiyle...
Öğretmen'in dudağından dökülen, her harfi her heceyi her cümleyi önce dimağına yazar, sonra kğıtlara...
Canım benim öğretmenim..
Elleri öpülesi, Öğretmen'ler kumdan çamurdan cevherler yaptınız, ellerinizle şekil verip bireyler yetiştirdiniz öğretmenim
Her çocuğu yarınlara vatanına iyi bir birey bayrağına sadık Cumhuriyet'ine sahip çıkmaları için tüm varlığınızla emek, verdiniz öğretmenim ..
O güzel çocuklar sizin eserinizdir öğretmenim...
Yurdum 'un
Her yeri dağı taşı, seni anlatır öğretmenim ...
Baş öğretmenimiz gazi Mustafa Kemal Atatürk
Önce cumhuriyet ve öğretmenlere güvendi bu ülkenin öğretmenlere ancak bu nesil emanet edilir dedi Benim canım öğretmenim...
Bir harf öğretene kırk yıl minnet! Duyulursa biz, toplumca size minnettarız elleri öpülesi... Benim canım Öğretmenim...
Ene büyük, mimarsınız A'dan Z'ye...
Emeğiniz var üzerimiz' de...
Sizi toplumca seviyoruz...
Önce başöğretmenimiz Atatürk'ü...
Benim canım öğretmenim....!!
ÖĞRETMENİM
ZEKİ BOZ
Ben bahçenim sen bahçıvan
Çalıştın şenlendi her yan
Olmaz, bahçende hiç solan
Gülüm benim öğretmenim.
Senden öğrendim hayatı.
Gördüm her türlü sanatı
Asla ölçülmez kıymeti
Elim benim öğretmenim
Onurla yaşam öğrettin
Senden şanla gurur aldım
İleri hedef gösterdin
Halim benim öğretmenim
Canla başınla çalıştın
Hedef belli dedin coştun
Azimle engeller aştın
Yolum benim öğretmenim
Damarlarımda dolandın
Vücuduma hayat verdin
Gönlümdeki yerin aldın
Kanım benim öğretmenim
Gece-gündüz uyumadın
Ne yıldin nede yoruldun
Aydınlatın yol gösterdin
İlmim benim öğretmenim
A, be ve zeyi öğrettin
Doğru yazmayı sağlattın
Adablı sözü söylettin
Dilim benim öğretmenim
İlk oku emrine uydun
Çiçekten çiçeğe kondun
Nakış nakış petek ördün
Balım benim öğretmenim
Her günün mübarek olsun
Eserlerin daim kalsın
Mezarın pür-nurla dolsun
Dileğimdir öğretmenim.
Kasım 2024 Erzincan
BİR IŞIK LAZIM
NEVİN AKTEKİN GÜLFIRAT
Karanlık bir gece
Sislerin ardında silik bir yüz
Yüzyılların yalnızlık kaftanına bürünmüş
Kendiyle baş başa
Müphem karanlıkla örülmüş
Nicedir
Işığa hasret yetimhane duvarları
Üstüme üstüme yürümekte.
Bir ışık arıyorum…
Gölgeler birbirini tespit ediyor,
Oyun başlıyor.
Aynada çocuk rolündeyim
Hüzün dip notaları çalmaya başlıyor
Dizlerim titriyor,
Yüreğim sancılarda,
Korkularım içime yuva yapıyor.
İçimde bir ses
Korkma
Bu yalnızca prova
Yenilme hemen gölgene,
Bu bir prova diyor.
Sonra yer değiştiriyoruz.
Ben anneyim artık.
Hiç üzerime dikilmeyecek bir elbise anneliğim ile
Aynı sahnedeyiz artık
Dikenli teller yüreğini kanatmış
O mahsun çocuk
Serçe gibi tir tir titriyor.
Kendi çocukluğuma dönüp,
Çığlıklarıma rast gelmekten korkuyorum.
Bir ışık…
Bir ışık olmalı bu sahnede.
Karanlıktaki gölgeler büyüyor,
Beni alacaklar
O çocuğu da
Bir ışık
Benim rolüm bu olmamalı
Ben kurban verilmemeliyim karanlığa
Bir ışık
Yıllardır ışık olmuşken nicelere
Kendinden gayrı
Bir ışık lazım
Daha fazla
Ve o an…
Bir mum ışığı elinde o
Geliyor yanıma.
Aynadaki suretime gülümsüyor
Sonra saçlarımı okşuyor
İçimdeki karanlık
Usulca dağılıyor
Bir ışık var artık
Benim içimde yanan
Aradığım ışık
Yine bende.
Sarılıyorum sahnede ki o çocuğa,
Çocuk gülüyor ben gülüyorum, hayat gülüyor.
Işığı keşfedince anlıyor insan
Bu bir prova değil…
Gerçeğin ta kendisi
Kendi gerçeğimin sahnesi
Ve anlıyorum ki yine
Karanlık da bendenmiş
Işık da
04.11.2025
BENİ KÖYÜME GÖMÜN
MERYEM IRKILATA
Bir bir geçip gidiyor, ölümsüz bildiklerim
Yan yana yatmış orda, uyuyor sevdiklerim
Anam-babam ,yarimdir , toprağa verdiklerim
Bir çalı dibi olsun,köyümde benim yerim
Gençliğimi geçirdim, doğduğum o toprakta
Ağacını ben diktim, parmak izim yaprakta
Tırpanında,orakta,biçilen gür başakta
Gezdiğim tarlalarda ,kaldılar emeklerim
Okulunda okudum, son sınıfı bitirdim
Her gittiğim yerlere,bilgilerim götürdüm
Şiirim şarkı yaptım, saz başına oturdum
Çağlar boyu yetecek, orda öğrendiklerim
Gurbet ellere düştüm, bir lokma ekmek için
Sılayı özledikçe, ağlarım için için
Beni yaraladılar, bilmem ki neydi suçum
Çok çabuk vazeçtiler, canımdan sevdiklerim
Gurbeti hiç sevmezdim ,yurt- yuva kurdum orda
İki vatanlı oldum,bir ordayım bir burda
Emek verirsen eğer, her bir şeyin olur da
Yerini dolduramam, gönlümden tez gidenin
Bağına ağaç diktim, büyüsün diktiklerim
Gurbet elde süründüm, yetmez mi çektiklerim
Çoktan uzaklaştılar,yakınım gördüklerim
İşi bitince gitti, uğruna öldüklerim
Şimdi gurbette beden, gönlüm sılada gezer
Yavrularım uzakta, bu da beni çok üzer
Günden güne yaklaşır, ecel peşimde gezer
Bir taş dikin başıma,derin olmasın yerim
Gurbette derdim bitmez,her gün artar kederim
Mevlam uzakta yazmış, benim hazin kaderim
Beni köyüme gömün, sizlerden son dileğim
Doğduğum topraklarda, çürüsün kemiklerim...