Hz. Ömer Camii yeniden inşa ediliyor
2025 yılının Şubat ayında yapılan teknik analizler sonucunda depreme dayanıksız olduğu belirlenen ve Kurban Bayramı sonrasında yıkılan Hz. Ömer Camii, aynı yerinde yeniden inşa ediliyor. Yarım asırlık caminin yeniden yapımı, farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Bir kesim, caminin yerinde yeniden inşa edilmesini memnuniyetle karşılarken, bir kesim ise kentin merkezinde yapılacak bu proje hakkında kamuoyunun yeterince bilgilendirilmediğini savunuyor.
Yıkım kararı ve süreç
Vali Ozan Balcı, Mayıs ayında gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda, şehrin en büyük ikinci camisi olan ve yarım asır önce inşa edilen Hz. Ömer Camii'nin depreme dayanıksız olduğunu belirterek yıkılacağını açıklamıştı.
Ardından İpekyolu Belediyesi, 1967 yılında yapımına başlanıp 1976'da ibadete açılan caminin yıkım kararıyla ilgili, cami altındaki esnafa tebligat gönderdi. Kentin simgesel yapılarından biri olan caminin yıkımına Kurban Bayramı sonrası başlandı ve geçtiğimiz ay yıkım tamamlandı.
Yeniden yapım süreci tartışma yarattı
Hz. Ömer Camii'nin yeniden inşası, kentte iki farklı görüşü beraberinde getirdi. Kimileri, caminin yerinde yapılmasının doğru bir adım olduğunu belirtirken, kimileri ise yapım aşaması ve proje detayları konusunda halkın bilgilendirilmemesini eleştiriyor.
Yıkım görüntüleri milyonlarca kez izlendi
Kentin merkezinde bulunan yarım asırlık caminin yıkımı, birçok kişi tarafından sosyal medyada paylaşıldı ve milyonlarca kez izlendi. Yıkım görüntülerini izleyen birçok kişinin duygusal anlar yaşadığı belirtiliyor.
Vatandaşlar yeni caminin alt bölümlerinde otopark veya alt yol projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası Van Şubesi ise projede ciddi eksiklikler ve mevzuata aykırılıklar tespit edildiğini açıklayarak, yeni cami projesinin kent kimliğine uygun ve toplum ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Geçmiş müdahaleler ve eleştiriler
Hz. Ömer Camii, 2011 depremlerinin ardından tadilattan geçirilmiş; minareleri ise kontrollü olarak yıkılıp yeniden inşa edilmişti. Kentteki siyasi parti temsilcileri, geçmişte yaptıkları açıklamalarda, cami inşaatı sürecinde proje detaylarının mutlaka kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurgulamıştı. Ancak yeni caminin, 'yangından mal kaçırır' anlayışıyla, aceleyle ve halkın görüşü alınmadan yapıldığını düşünenlerin sayısının da azımsanmayacak düzeyde olduğu ifade ediliyor. Bu eleştiriler, özellikle sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve bazı vatandaşlar tarafından dile getirilirken, süreçte şeffaflığın sağlanması, proje görsellerinin paylaşılması ve halkın görüşüne başvurulması yönünde çağrılar yapılıyor. Eleştirilerde, böylesine simgesel bir yapının geleceğinin kapalı kapılar ardında belirlenmesinin, kent kimliği ve toplumsal hafıza açısından sakıncalı olabileceği vurgulanıyor.