Cuma hutbesi takdir topladı
27 Haziran Cuma hutbesinde kamu malının dokunulmazlığına işaret edilmesi, Van'daki cemaatin takdirini topladı. Namaz çıkışı hutbenin konusu ve içeriğinin önemi üzerine istişare yapan vatandaşlar, kamu malına el uzatılmasının haram olduğunun açık açık belirtilmesinin faydalı olduğu görüşünü paylaştı.
Her hafta Cuma hutbesinde farklı konuların yer aldığını, ancak son hutbenin toplumun kanayan yarasına merhem olduğunu belirten vatandaşlar, hutbede kamu malına değinilmesinin büyük önem arz ettiğini dile getirdiler.
Van'da her Cuma olduğu gibi bu Cuma da kentteki camiler farz ibadetini yerine getirmek isteyen cemaatlerle dolup taştı.
Özellikle kentin en büyük ikinci camisi olan Hz. Ömer Camii'nde yıkım çalışmalarından kaynaklı namaz kılınmazken, Van'ın en eski ve en büyük camisi olan Ulu Camii tıka basa doldu. Aşırı yoğunluktan dolayı vatandaşların bir bölümü cami avlusunda namaz kılarken, dışarıda kalanların bir bölümü ise balkon bölümüne serdikleri kartonlar üzerinde namazlarını eda etti.
CUMA HUTBESİNDE KAMU MALINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Ülke genelinde olduğu gibi Van'daki camilerde de hutbenin konusu kamu malıydı.
'Kamu malına el uzatmak haramdır' ifadelerinin yer aldığı hutbede, Peygamber Efendimizin Hayber'in fetih günü, şehit olan biri için 'kamu malına göz dikmesi dolayısıyla, şehitlik makama ulaşmadığını söylediği belirtildi.
Kamu hakkının 'Hukukullah' olduğu belirtilen hutbede; 'Kamu hakkına ihanet etmek; sadece bir haksızlık değil, aynı zamanda bir zulümdür. Kamu malı ise; topyekûn bir milletin ortak menfaat alanıdır. Hiç kimse bu mallar üzerinde şahsi ve keyfi bir tasarrufta bulunamaz. Kamu malı; sadece hayatta olanların değil, henüz doğmamış çocukların, tüyü bitmemiş yetimlerin, bütün muhtaçların, garip gurebanın da hakkıdır. Kur'an-ı Kerim'de 'Gulûl' olarak isimlendirilen hazine, kamu, belediye, vakıf ve dernek mallarına el uzatmak; insanı dünyada zillete, ahirette büyük bir azaba sürükleyen ağır bir vebal, büyük bir günahtır' denildi.
Hutbenin devamında ise; 'Kimi zaman görsel ve yazılı yayın organlarında gündeme gelen, kimi zaman dijital mecralarda dillendirilen, kimi zaman da insanlar arasında sohbet konusu olarak geçen kamu hakkı ihlallerini ve yüce dinimiz İslam'ın bu konuya bakışını bugün bir kez daha hatırlayalım. Hazineye, vakıflara, derneklere, kamu kurum ve kuruluşlarına ait menkul veya gayrimenkulleri zimmete geçirmek, işgal etmek ya da vasıflarını değiştirerek gayr-i meşru kazanç sağlamak ateşten bir korla karnı doldurmaktır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik vermek, çalışma saatlerinde şahsi işlerle meşgul olmak, hak hukuk tanımamaktır, günahtır. Yaptığı iş karşılığında aldığı ücretten başka, hak etmediği bir ücret talep etmek harama el uzatmaktır' ifadeleri yer aldı.
Söz konusu hutbede, rüşvet konusuna da değinilerek, hediye kisvesine bürünen her türlü çıkar ilişkisinin, cehennem ateşinden bir parça olduğu dile getirildi.
Hutbenin sonunda ise elektrik ve suyu kaçak kullanmanın, toplumun tamamının malına el uzatmak olduğu ve haram sayıldığı anlatıldı.
Cami çıkışında birçok kişinin, hutbenin önemine işaret ederek, aydınlatıcı ve yerinde bir hutbe dinlediklerini yorumladıkları görüldü.
Öte yandan vatandaşlar caminin hemen çıkışında işportacı ve dilenci yoğunluğuna dikkat çekerek, zabıtaların görevlerini yapmamasını eleştirdi.