Çarpık yaşamın sıkıntıları...
Son 20 yıl içinde değişen kent yaşamının en çarpık yanı/yönü kendi irademizle/aklımızla gürültü kirliliği yaratıyor olmamızın farkında değiliz herhalde... Böyle bir ortamı yaratıyor sonra da buna uyum durumuna geçip, yaşayıp gidiyoruz.
Son 20 yıl içinde değişen kent yaşamının en çarpık yanı/yönü; kendi irademizle/aklımızla gürültü kirliliği yaratıyor olmamızın farkında değiliz herhalde... Böyle bir ortamı yaratıyor; sonra da buna uyum durumuna geçip, yaşayıp gidiyoruz.
Hesapta kent yaşamı...
Kent yaşamın gürültüden uzak ortamını düşününüz...
Ne bir klakson sesi, ne belediyenin hoparlörle gerekli/gereksiz uyarı anonsları....
Ne sokak satıcılarının çığırtkanlıkları...
Ne kimi esnafın satış için yaptığı sesli reklamlar...
Gürültü adına aklınıza ne gelirse olumsuz, kulak tırmalayıcı, dikkat dağıtıcı hiç bir olumsuzluk yaşanmayan bir kent.
Herkes kendi işinde-gücünde.
Ama teknolojiyi bir kolaylık olarak görüp, aklımıza gelen ilk şekliyle kullanan bizler bakınız neler yapıyoruz hoparlör denen uyarı aygıtıyla:
-Lütfen dikkat!..
Belediye hoparlörünün başlangıç uyarısı bu... Hoparlördeki ses, bir ihtilal duyurusu saygısızlığı tonunda... Aynı ses devam ediyor:
- ............. plakalı araç sahibi! Lütfen aracınızı park ettiğiniz yerden alınız!..
En az iki kez tekrarlanan bir anons... Anonslar.
Ama centilmence... Öyle zorlama yok. Ceza yazmak yok. Taşıtı çektirme yok.
Ne var?
-......plakalı araç sahibi!.. Lütfen aracınızı park ettiğiniz yerden alınız.
Bu da yeni belediyecilik anlayışı!..
Bir kişiye yönelik yüksek sesli duyuru...
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ