Beşir emminin bostanı

İki yol giderdi küçük bahçelerin kerdiye, kerdilerin zamanla bostana dönüştürüldüğü Beşir emminin küçük cennetine.

İki yol giderdi küçük bahçelerin kerdiye, kerdilerin zamanla bostana dönüştürüldüğü Beşir emminin küçük cennetine.

Birinci yol, Van'ın Garipler Mezarlığından kent merkezine dolanı dolanı gelen yoldan, diğeri de Vali konağından Hasan Hüseyin amcaların kadim bahçesine çıkan yoldan ulaşırdık.

Beşir amca Tekel Başmüdürlüğünün gece bekçilerindendi. Rahmetli babamın daire arkadaşıydı. Onunla tanışıklığımız geceleyin kurduğu bekçi saatini babamın denetimine sunduğunda tanışmıştık. Sert yüzlü ama tatlı dilli toprak adamıydı. Bir pazar günü bizi bostanına davet etmişti.

Hayatımın en güzel günlerinden biriydi o. Boy boy zembillerin ve sepetlerin dizildiği bostanında çalışırken bulmuştuk onu. Bütün sebze çeşitlerinin yayıldığı bahçesinden kendi ellerimizle biber, patlıcan, domates toplamıştık.

O günden sonra sıkça o bostandan taze nebatlar topladık. Nasıl da özenliydi. Nasılda yeşille ve yeşilin ana kucağı torakla haşir neşir olmuştu. Topladıklarımız sanki ondan kopan birer parça gibiydi.

"Geçtiğiniz yerlere dikkat edin, çiğnenmesin yeni çiçek dökmüş fideler." Diye bahçıvan duyarlılığıyla uyarırdı.

Beşir emminin bostanında güz geldi mi gelip gidenlerin sayısı çoğalır, şenliğe dönüşürdü. Turşular, kışa kurutulup bırakılacak her türlü nebat sarı yüzlü parlak kamıştan sepetlere doldurulurdu.

Bir başka bostanda Van'ın Akköprü deresinin üzerinde Kasım emminin kurduğuydu. O da Beşir emmi gibi toprakla özdeşleşmiş, bereketin bulaştığı emekçi yüreği dilini tatlaştırmış bostan sahiplerindendi. Hemen aşağıda akan ve kaynağı Erek Dağından başlayan derenin üzerinde yemyeşil uzayıp giden bostanında yetişen ürünler her sabah güneşin henüz yeni ışıklarıyla toplanıp, Van sebze haline taşınırdı.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme