• Haberler
  • Güncel
  • AK PARTİ VE HDP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ BİRBİRİNE GİRDİ

AK PARTİ VE HDP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ BİRBİRİNE GİRDİ

AK Parti Milletvekili Markar Esayan'ın Akşam gazetesinde yayınlanan HDP milletvekilleri Garo Paylan ve Ebru Günay'ın Latin Amerika gezisini eleştiren 'Uluslararası müdahale istemişler...' başlıklı yazısı Ermeni kökenli iki milletvekili arasında gerilim yarattı. HDP Milletvekili Garo Paylan AK Parti Milletvekili Markar Esayan'ın yazısına Twitter'dan yanıt verdi.

AK Parti Milletvekili Markar Esayan, Akşam gazetesinde yayınlanan "Uluslararası müdahale istemişler..." başlıklı yazısında  HDP milletvekilleri Garo Paylan ve Ebru Günay'ın Latin Amerika gezisini konu edinerek   "İki HDP’li milletvekili Güney Amerika turuna çıkmışlar. Uluslararası güçlerden Türkiye’ye müdahale etmelerini istemişler. Bu tiplerin ülke ülke, parlamento parlamento dolaşarak Türkiye’ye müdahale çağrısı yapmaları beni zaman makinesine bindirerek geçen yüzyıl başına götürdü. PKK ve HDP’nin Taşnak ve Hınçaklardan fazlası var eksiği yok" demişti.

Esayan'ın iddiasına Twitter'dan yanıt veren Paylan "Latin Amerika’daki bütün temaslarımızda yalnızca Türkiye’deki demokrasi güçleriyle dayanışma istedik" dedi. Paylan şunları kaydetti: "Bu açık bir iftira. İddianı ispatlamazsan müfterisin Markar. 24 Nisan 1915’te tutuklanacak Ermenileri listeleyen Talat Paşa işbirlikçisi Ermeniler vardı. Yazık ki bugün de var" dedi. 

GÜNAY VE PAYLAN NE DEMİŞTİ?

 Bir süre önce Latin Amerika ziyareti kapsamında Arjantin'e giden HDP Mardin Milletvekili Ebru Günay ve HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, yerel basına açıklamalarda bulunmuşlardı.

Günay, "Infobae" isimli haber sitesine verdiği röportajda, "Bugün Türkiye'deki azınlıklar içinde durumu en ciddi olan Kürtlerdir. Her Kürt aile, bir yakınının öldürülmesi veya hapsedilmesinden endişeli. Uluslararası toplumun Kürtlere karşı işlenen suçlara göz yummamasını bekliyoruz. Soykırım tehdidi altında bir topluluk var" iddiasında bulunmuş.
Birleşmiş Milletler veya Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumlarca gerçekliği kabul edilmemiş sözde Ermeni soykırımının bilimsel olarak kanıtlandığını iddia eden Paylan ise sözde soykırımın yaşandığı ortamın bugün Türkiye'de mevcut olduğunu ileri sürerek “Bu durum bugün tekrar ediyor, biz soykırımın tekrar etmesi korkusunu hala yaşıyoruz. Bir devlet başkanı, insanlığa karşı işlenmiş bir suçta bilimsel bir kararı reddediyorsa bu, onun bu suçu tekrar etmesinin bir göstergesidir" ifadeler kullanmıştı. 

Markar Esayan’ın "Uluslararası müdahale istemişler..." başlıklı o yazısı:

 İki HDP’li milletvekili Güney Amerika turuna çıkmışlar. Uluslararası güçlerden Türkiye’ye müdahale etmelerini istemişler.
Bu tiplerin ülke ülke, parlamento parlamento dolaşarak Türkiye’ye müdahale çağrısı yapmaları beni zaman makinesine bindirerek geçen yüzyıl başına götürdü. PKK ve HDP’nin Taşnak ve Hınçaklardan fazlası var eksiği yok.
***
Anaide Ter Minassian, “Ermeni Devrimci Hareketinde Milliyetçilik ve Sosyalizm” adlı kitabında “Taşnaklar büyük devletlerin Ermeni hareketi yararına duruma müdahale edeceği umudundaydılar” diye yazıyor.
***
Türkiye tarafının ise hâlâ anlayamadığı, bunların Osmanlı Ermenisi değil, sosyalist/milliyetçi Kafkas Ermenileri olmasıdır. Osmanlı Ermenilerinin ülkesine karşı, yaşadıkları tüm ağır sıkıntılara rağmen ülke çapında kitlesel bir isyanı olmamıştır. Taşnak Paris’te, Hınçak Tiflis’te kurulmuştur. Bunların Türk versiyonu ise İttihat ve Terakki’dir. Zaten İttihat ve Taşnak ittifak halindedir. 2. Meşrutiyet’e kadar kadar birlikte hareket etmişlerdir. İkisi de pozitivist/Darwincidir.
***
İttihatçı komitacılar sonra dönüp önce Ermenileri, sonra da koca imparatorluğu mahvetmiştir.
***
Sosyal demokrat Başkhi İşhanyan o günlerde Taşnakların bu tutumunu “siyasi dilencilik” olarak tanımlıyordu. (Bu Kafkas militanları anlamak için Yervant Odyan’ın “Yoldaş Pançuni” adlı taşlamasını lütfen okuyunuz.)
***
HDP’nin bugün yaptığı siyasi dilencilikten de ötedir. PKK ise Taşnak’a birkaç kez tur bindirmiştir. Kürt gençlerini kandırıp, emperyallerin amaçları uğruna ortalama yedi yılda ölmek üzere dağlara veya Suriye düzlüklerine çekmektedir.
***
Benzerliklerine rağmen, geçen yüzyıl ile bugün, Şark Sorunu ile Kürt Sorunu arasında kritik farklar da vardır. Osmanlı Ermenilerinin böyle bir şansı olmamıştı ama Türkiye bugün PKK terörü ve Kürt vatandaşları çok sıhhatli biçimde birbirinden ayırmaktadır. PKK şiddeti ile mücadeleyi Kürt karşıtlığı olarak göstermek iftiranın en büyüğüdür. Ülke demokrasisinde hâlâ eksikler olmakla beraber, Kürt Sorunu Erdoğan döneminde esasen çözülmüştür. Türkiye Kürtlerin devletidir. Ha “illa ki devlet kuracağız” diyenler varsa, Halep ordaysa arşın da buradadır. Ama kimse de bu Kürtçü ambalajına sarılı emperyalizm uşaklığını “hak arama mücadelesi” olarak yutturmaya kalkmamalıdır.
***
Kendi içimizde çözülemeyecek bir sorunumuz yoktur. Uluslararası müdahale çağırmak ya ahmaklıktır ya da provokasyondur. Kürtler bu propaganda makinesine aldanmamalı, onları yalnızlaştırmalıdırlar.
Bu, eşekten düşmüş bir kavmin bir azasının dostça bir uyarısıdır.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme