4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Doç. Dr. Lokman Aslan, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle bir açıklamada bulundu.

İnsanoğlunun yaratılışından bugüne kadar hayvanlarla iç içe yaşadığını belirten Aslan, hayvanların bazen ihtiyaçları karşılamak için avlanma veya binek olarak insanoğluna hizmet ettiğini bazen de hayvanların ekonomik kazanç olarak ticarette yer aldığını söyledi. Günümüzde hayvanların evcil, sahipsiz ve yabani olarak ayrıldığını ifade eden Aslan, “Sahipli evcil hayvanlar; ekonomik kazanç sağlamak için beslenen hayvanlar ve bazen de kedi köpek gibi evlerde beslenen hayvanlardır. Sahipsiz evcil hayvanlar da, insanların yaşam alanlarındaki sokaklarda yaşarlar. Yabani hayvanlar ise; doğada, insanlardan uzak, ekosistemin bir parçası olarak yaşamlarını sürdürürler” dedi.

Açıklamalarında tarihten örnekler veren Aslan, “Tarihte atları ilk defa evcilleştiren, koyunları ağıllara alan milletiz. Tarihimizde ilk defa hayvanlara fazla yük yüklenilmemesi için kanun çıkaran ve hayvanları emekli eden milletiz. Bir hayvanı rahatsız etmemek için ordunun yönünü değiştiren, sahabesine de ‘kedi babası’ lakabı takan bir milletiz” ifadelerini kullandı.

Hayvanları korumada sahiplerinin sorumlu olduğunu ve bu sorumluluğun hayvanları karınlarının doyurulması, aç bırakılmaması, uygun barınaklarda barındırılması ve koruyucu tedavilerinin uygulanması şeklinde onluğunu dile getiren Aslan, “İnek sahibi, ineğin yaşamı için uygun bir ortam sağlamak, karnını duyurmak ve hastalıklarına karşı koruyucu aşılarını yaptırmak zorundadır. Yaptırmadığı taktirde ise, kanuni sorumluluğu vardır. Sahipsiz hayvanlarda da, yerel idareler bu hayvanların aşılarını ve bakımlarını yapmak zorundadır. Yabani hayvanlarda ise sorumlu olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’dır. Bakanlık, bu hayvanların yaşam alanlarının tahrip edilmemesini ve korunmasını sağlamak zorundadır” şeklinde konuştu.

İllerde sahipli evcil hayvanların, salgın hastalıklara karşı koruyucu aşılarının serbest veteriner hekimler veya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri tarafından yapıldığını belirten Aslan, bu şekilde hayvan sahiplerinin koruyucu aşıları ve refahı sağlanmış hayvanlardan ekonomik getiri elde ettiklerini söyledi. Sahipsiz evcil hayvanlardan kedi ve köpeklerin ise büyükşehir belediyesi tarafından aşı ve kısırlaştırma işlemlerinin yapıldığını ifade eden Aslan, vatandaşların bakımsız, sahipsiz bir hayvanı belediyeye müracaat etmeleri durumunda belediyenin bu hayvanlara bakmak zorunda olduğunu dile getirdi.

YYÜ Yaban Hayvanları Koruma Merkezi olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte yaralı bütün yaban hayvanlarını tedavi edip, tekrar doğaya saldıklarını anımsatan Aslan, bunun yanında yaban hayvanlarının yaşam alanlarını kontrol ederek, herhangi bir olumsuzlukla karşılaştıklarında gerekli mercileri bilgilendirdiklerini ve ortak çözüm yolları oluşturduklarını söyledi. Van Gölü Havzası’nın yaban hayvanları yönünden çok zengin bir popülasyona sahip olduğunun altını çizen Aslan, “Van Gölü Havzası, sulak alanları yönünden zengin bir coğrafyaya sahiptir. Halkımızdan isteğimiz bu sulak ve sazlık alanların korunması, sazlıkların yakılmamasıdır. Ayrıca anız tarlalarının yakılması durumunda buralarda bulunan birçok canlı türünün de yok olacağının bilinmesi gerekir. "Yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin’ inancıyla himayemizde olan hayvanlara merhametli davranmalı ve sahipsiz hayvanlara yardım etmeliyiz. Eğer kendi imkânımız yoksa bu sahipsiz hayvanlara yardım eden kurum ve kişilere bilgi vermeliyiz. YYÜ Yaban Hayvanları Koruma Merkezi olarak bütün yaban hayvanlarının tedavi ve rehabilitasyonunu yapmaktayız. Halkımızdan yaralı, güçten düşmüş yaban hayvanlarını görmeleri durumunda merkezimize haber vermelerini istiyoruz” diye konuştu.

Bakmadan Geçme